Trump “kovduğunda” mutsuz olmayacak bürokratlar
Cumhuriyetçi partiden aday olmayı garantilemesine çok az kalan D. Trump'ın başkan seçilmesi durumunda dış politikanın başarısızlığı sebebiyle "işten kovacağı" bürokratlar arasında olmak da en az bu grubu mutsuz etmeli.
İşin şakası bir yana, ABD başkentinden PKKYPG'ye ilişkin gelen açıklamalar terörle mücadelede "öncülük" eden bir ülkeye yakışmayacak çelişkiler taşıyor.
Washington'daki dış politika bürokratlarının açıktan kabul etmediği bir gerçeği Savunma Bakanı A. Carter, Senato'da ifade ediverdi.
Silahlı Hizmetler Komitesi'nde soruları yanıtlarken Carter, YPG ile PKK arasındaki bağlantıyı, "önemli ilişkileri" kabul etti. Carter, itiraflarına Türklerin YPG'yi silahlandırdığı için Amerikalara "kızgın" olmasını da şaşırtıcı bulmadığı tespitini ekledi.
Komite oturumunda dile gelen bu itirafları "düzeltmek" Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby'nin üzerine kaldı. Kirby "YPG'yi terör örgütü olarak tanımadıklarını" ve desteklemeye devam edeceklerini söyledi.
Muhaliflere verilen silahların Nusra gibi aşırı grupların eline geçmesini dert ederken YPG'ye verdiği silahların PKK tarafından Türkiye'ye karşı kullanılmasını görmezden gelebiliyor.
Kuşkusuz, DAİŞ'e karşı savaşta en etkili yerel güç olarak gördüğü YPG'yi Suriye'nin geleceği şekillenirken elinde bir kart olarak tutmak niyetiyle...
ABD'nin işaretiyle bugünlerde YPG, beklemede. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın son ABD ziyaretinde kararlaştırılan yeni eğit- donatın akıbetini gözlüyor.
İlki, PKK'yı yeniden masaya oturtarak Türkiye'de silahları bırakmasını sağlamak. Cemil Bayık'ın açık ya da gizli "çözüm sürecine dönelim" çağrılarındaki artış bu isteğin sonucu.
İkincisi, YPG'yi Suriye ve Irak'ta DAİŞ'e karşı daha etkin olarak kullanmak. Bu politika Türkiye'yi de PKK'yı da yeni bir pozisyona taşımak anlamına geliyor.
Türkiye'nin ülke içinde silahlarını bırakan PKK'nın YPG olarak Suriye'deki kantonları yönetmesini kabullenmesi bekleniyor.
PKK'nın da "Kürdistan" hayalindeki "Türkiye" parçasından uzun süreliğine vazgeçmesi anlamına geliyor. ABD'li bürokratların bu hesabında ciddi bir zorluk var.
Barış adı altında PKK'ya bağlı oluşumlara bir daha bölgede sözde "özyönetim" kurma fırsatı verilemez. Yani bu defa devlet, PKK'nın ne yaptığından bağımsız olarak, terörü besleyen bütün yapıları tasfiye etmek zorunda.
Bunları da PKK'nın kabullenmesi neredeyse imkânsız. Hele de kuzey Suriye'de elde ettiği kantonlardan sonra...
ABD'li bürokratların bu zorluğu anlaması için Clinton ya da Trump'ın gelmesini mi beklemeliyiz?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Sabah’a veda etmenin bu kadar zor olacağını biliyordum (20.05.2024)
- Yeni gelişmeler normalleşmenin seyrini nasıl etkiler? (17.05.2024)
- Değişim ama nasıl? (14.05.2024)
- Yeni Anayasa tartışması neden kaçınılmaz? (11.05.2024)
- CHP ve İyi Parti rol mü değiştiriyor? (10.05.2024)
- Kılıçdaroğlu mirası, Özel’in zorluğu (07.05.2024)
- Siyasette ‘yumuşama dönemi’ ne getirir? (04.05.2024)
- Yeni bir siyasi süreç (03.05.2024)
- İYİ Parti, Dervişoğlu ve üçüncü yol kaldı mı? (30.04.2024)
- Özel ve Kılıçdaroğlu’nun ‘siyaset’ kapışması (27.04.2024)