FRANCIS Pike Cambridge'de okudu. Tarihçi, ekonomik ve jeopolitik danışmandır.
Japonya, Avustralya, Hindistan, Çin, Singapur, Bangladeş, Avrupa, Doğu Avrupa, Orta Doğu ve ABD'deki finans kuruluşlarının yanı sıra hükümetlere de danışmanlık yaptı. Sayısız fon kurarak milyarlarca dolara yıllarca hükmetti.
Dünyanın en zengini Rothschild hanedanı yıllardır elindeki yüzlerce medyayla Erdoğan'a saldırdı. Onu indirmek için sayfalarından kan damlattı. Hatta seçimlerde tüm Türkiye'ye açık açık "CHP'ye oy verin" çağrıları yaptı. İşte bahsettiğimiz bu Francis Pike de ömrünü bu hanedana adayan, hizmet eden bir numaralı isimlerden biridir.
Francis, 1998 yılında NM Rothschild & Sons Limited'a Yönetici olarak katıldı ve ayrıca Continuation Investments NV'nin Yöneticisi ve Avrupa girişim sermayesi işinin kurulmasını denetlemekten sorumlu Rothschild Ventures Limited'ın Başkanı olarak atandı. Ayrıca Rothschild Japan KK'nın Başkanıydı.
Küresel sermayenin "One number" elemanlarından olan Francis İsviçre'de ana akım medyanın en önemli temsilcilerinden olan ve "Peygamber efendimize hakaret" karikatürlerini yayınlayan "İslam yasaklanmalı" kampanyası yapan Die Weltwoche'de bir makale yazdı. İsrail'i sınırsız destekleyen dergideki bu makale adeta Erdoğan'ı devirmek için yıllardır mücadele veren küresel sermayenin pes edişini itiraf eden bir analize dönüştü. Francis makalesine "Büyük Erdoğan" başlığı atarak başladı. Bu makale için İsviçre'nin seçilmesi de boşuna değildi.
Çünkü İsviçre küresel sermayenin gizli başkenti, hatta mabedi olan bir finans merkeziydi.
Uluslararası Ödemeler Bankası BIS'i İsviçre'nin Basel kentindeki binası önünden anonslarla ahaber'de YAZBOZ programında sizlere uzun uzun anlattık. Rothschild ailesinin kurduğu bir bankaydı. Dünya Merkez Bankaları buraya bağlıydı.
Yani aslında dünya finans hareketlerinin bu hanedan tarafından kontrol edildiği bir MERKEZ üstü.
Dünyanın en zengin ailesinin "One Number"ı Francis Pike makalesine "Erdoğan güç, din, ekonomi ve dünya siyasetini ustalıkla dengeliyor.
Ülkesinin en büyük yenileyicisi olarak tarihe geçebilir" diyerek başladı.
Makalede, 23 yıldır iktidarda olan Erdoğan'ın, Türkiye'nin büyük tarihi liderleri listesinde yer alacağı vurgulandı.
Türkiye'nin kıtada en büyük orduya sahip olarak Avrupa'nın savunmasında kilit bir rol oynadığına işaret edildi. Francis hızını alamadı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Hafife alınabilecek kolay bir ortak olmadığını gösterdiğini" vurguladı.
Devamında "Bazılarının neo-Osmanlı olarak adlandırdığı bir strateji ile Erdoğan, Türkiye'nin nüfuzunu genişletti. Balkanlar, Doğudaki Türk diasporası da ihmal edilmedi. Türkiye dünyanın jeopolitik eksenlerinden biri. O nedenle tüm büyük güçler onunla İYİ İLİŞKİLER içinde olmak istiyor.
Erdoğan bu kozu her zaman çok ustaca oynadı." ifadeleri kullanıldı.
İstanbul Havalimanına övgüler yağdıran Francis "Devasa yapısıyla kısa sürede Heathrow Havalimanı'ndan sonra Avrupa ikincisi.
THY de şu anda sadece gelir açısından dünyanın 6,9 milyar dolarlık net karıyla en karlı havayolu şirketi." diye yazdı.
Makalede, Erdoğan iktidarında teknoloji, savunma sanayii ve ekonomik başarılarına övgüler yağdı, "2002'de iktidara geldiğinde kişi başına düşen GSYİH 3 bin 583 dolardı. Bugün 16 bin 876 dolar ile 4 kattan fazla arttı.
Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye, Hollanda'nın hemen arkasında ve İsviçre'nin önünde 7. büyük ekonomidir.
Başarıları göz önüne alındığında, Erdoğan'a karşı bahse girmek akıllıca olmayacaktır" değerlendirmesi yapıldı.
Vay canına idi durumlar.
Küresel sermaye yıllardır indirmek için mücadele verdiği Erdoğan'a Francis ile mesaj gönderiyordu.
Gezi kalkışmasına kadar tüm darbe girişimlerine destek verenler, şimdi mabedleri İsviçre'den elemanları aracılığı ile "Gücünü biliyoruz.
Biz ettik sen etme" diyordu. Yeni Dünya Düzeni'nde Türkiye'nin ekonomik ve askeri GÜCÜ'yle en etkin aktör olduğu gerçeği ile karşı karşıyaydılar.
Üstelik Çin'e trilyon dolarlar yatıran bu küresel sermaye, Trump'tan Pekin'e konan devasa vergiler yüzünden darbe üzerine darbe yiyordu. ABD Başkanı "Paralarınızı toplayıp terk edin en büyük düşmanım Çin'i. Yoksa hainleri batırırım" diyordu.
Şimdi paralarını taşıyacakları yeni bir liman arıyorlar. Dünyanın tam merkezinde olması, stratejik konumu, uluslararası arenadaki ekonomik ve askeri
GÜCÜ nedeniyle sığınabilecekleri en cazip güçlü liman Türkiye. O yüzden küresel sermaye de tıpkı Avrupa gibi sıraya girdi. Kapımızda yatacaklar.
Hepsi yalvaracak. Daha neler göreceğiz neler.