BEKİR HAZAR

Çarpık düzen yolcu

DÜNYADAKİ söz sahibi ülkelerin çarpık ilişkiler üzerine kurulu bir sistemle hegemonyalarını sürdürmeleri mümkün değil. Bu nedenle büyük değişimlerin olacağı, bambaşka bir düzenin yakın gelecekte hakim olması kaçınılmaz.
Şöyle bir düşünün.
NATO savunma teşkilatı olarak kuruldu. Kime karşı? Saldıracak olanlara karşı. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyesi olup aynı zamanda da veto hakkına sahip iki ülke, Çin ve Rusya'yı düşman olarak görmesi tam bir tezat teşkil ediyor. Saldırı olduğunda bir tarafı düşman ilan edersin. Sadece ekonomik olarak büyüyor diye Çin gibi bir ülkeyi suçlayarak, yancı ülkeleri de cebine koyarak suçlamak, düşman ilan etmek çarpıklığın dik alasıdır. O yüzden Yeni NATO'nun kurulması ve Amerikan hegemonyasının bu adaletsizlik içinde daha fazla yaşaması mümkün değil.
Savunma teşkilatı olan NATO üyelerinin büyük bölümünün savaşları körüklemesi de akla ziyan bir durum. Üstelik bu üyelerin büyük bölümü yeryüzüne insan hakları, hukuk dersi verirken sömürgeciliğin dik alasını yapmaya bu yüzyılda bile devam etmesi çarpıklığı zirveye taşıyor. Demokrasi havarisi Batı ülkelerinin onbinlerce kadın, çocuk ve bebeğin katledilmesi için Gazze'de sıraya girip, İsrail'e bomba ve silah yığması, soykırıma ortak olması, mevcut haliyle sürdürülebilir bir NATO'yu imkansız kılıyor. Savunma amacıyla oluşturulan bir NATO'da soykırım ve savaş çığlıklarının atılması aptallığa tavan yaptırırken, kuruluş amacına da dinamit saplıyor. O yüzden yeni NATO bu kadar kanın aktığı bir dünyada eskiyi çöpe atmaya mahkum. Bir sonraki NATO zirvesinin Türkiye'de yapılması konusunda karar alınması da boşuna değil. Çünkü dünyada sadece barışı isteyen ve bunun için uğraş veren tek ülke Türkiye rol model olarak sahneye çıkıyor. Ankara'nın dünya barışına ve siyasetine yaptığı katkılara rağmen bu yükselişi durdurmak için NATO üyelerinin Türkiye düşmanı terör örgütlerinin paçasına yapışması, binlerce tır silah ve milyarlarca dolar göndermesi, teröristleri Batı başkentlerinde ağırlamasının en büyük nedeni de budur. Dünya siyasetine damga vuran ve NATO'nun en güçlü ikinci ülkesi olan Türkiye'nin "Artık dışarıda kan döktüğünüz ve sömürdüğünüz he yerde mazlumlar adına karşınızda ben varım" diyerek masalara kurması, bu çarpık düzenden beslemeleri rahatsız ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın NATO zirvesi için gittiği ABD'de çarpık müttefiklere "Bölgemizde bir terör devleti kurabileceklerini düşünenler için bu büyük bir hayaldir" şeklinde seslenmesi boşuna değil.
Savunma için kurulan NATO'yu yönlendirerek düşmanlar üreten Amerika'nın da teröristlere bile yapışması aslında çaresizliğini gösteriyor. Bu haliyle etkinliğini sürdürmesi hayal peşinde koşmaya benziyor. Çarpıklıklar girdabında sürüklenen koskoca Amerika'nın dış politikasını İsrail gibi cücük bir ülkenin kölesi yapması bile acziyet batağına saplandığının en büyük delili. Washington'da bazı senatörler, milletvekilleri, İsrail lobileri dün hiç utanmadan Dışişleri Bakanı Blinken'e mektup göndererek "Erdoğan ve Türkiye NATO için tehdit." diyen salakça satırlarla Washington'u Ankara'ya karşı harekete geçmeye çağırdılar. Bunlardan biri de Demokrasileri Savunma Vakfı adlı kurum. Bakın sizlere bu kurumu üç yıl önce nasıl deşifre ettim; "CIA eski başkanı James Wolsey'in yönettiği Demokrasileri Koruma Vakfı 'FDD' yönetim kurulunda üye olan John Peter Hannah, kendini İsrail'in çıkarlarına adamış CFR'nin yayın organı Foreign Policy'de bir makale yazıyordu.
15 Temmuz'dan bir ay önce Haziran ortasında yayınlanan makalede Hannah 'Erdoğan ABD, Avrupa ve Ortadoğu çıkarları için tehlike oluşturuyor. Obama derhal müdahale etmeli' diyerek 'DARBE' çağrısı yapıyordu. Darbeci Hannah'ın babası İngiliz petrol şirketi Shell'de yöneticiydi. CIA eski başkanından tutun, adı Demokrasileri Koruma Vakfı ve küresel sermayenin fonladığı kurumların dergilerine kadar inanılmaz ilişkiler ağı... Ve Demokrasi Koruma Vakfı adına sığınmış darbeciler...
Bu vakfın yönetim kurulundaki bir üyenin kaleme aldığı DARBE çağrısı... O darbe çağrısının yapıldığı CFR adlı Haçlı- Siyonist ittifakının dergisi Foreign Policy... Ve o dergide 2008 yılında alkışlanan FETÖ... Foreign Policy Dergisi terör örgütü FETÖ'nün liderini 2008'de 'Dünyanın en etkili 100 ENTELLEKTÜELİ arasında BİRİNCİ' seçip tüm dünyaya ilan etti." Evet adı "Demokrasi vakfı" ama darbeci bir kurum soykırımcı İsrail aşkına şimdi de bir kez daha adeta darbe çağrısı yaparak ABD'yi Türkiye'ye müdahaleye çağırıyor.
Hem demokrasi deyip hem de darbeci çıkan çarpıklar Türkiye'nin NATO'dan çıkarılmasını isteyecek kadar ahmaklaşıyor.
Halbuki bunu istemek Amerikan çıkarlarının canına adeta ot tıkmak demektir. Çünkü, Türkiyesiz bir NATO ve ABD'nin dünya arenasında nefes alması bile mümkün değildir. O yüzden bu çarpık lobilerden tutun eskiyen NATO'ya kadar artık hiçbirinin ayakta kalması, sürdürülebilir olması mümkün değildir.
Hepsine geçmiş olsun.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.