MEDENİYET maskesi takıp göründüğü gibi olmayı yutturmaya kalkan katillerin ve ortaklarının, hiç görünmeyeceği günler artık uzak değil. Farkında değiller.
Önce bir habere gidelim. Uluslararası Af Örgütü, Somali'nin güneyinde hükümet güçlerince yapıldığı iddia edilen saldırılarda, bir çiftliğin vurulduğunu, bazı sivillerin öldüğünü ve yaralandığını duyurdu.
Bir baktık bu açıklama hemen Beyaz Saray'ın resmi internet sitesinde gururla yayınlandı. Haberde "İşin içinde Somali ile askeri iş birliği yapan Türkiye'ye ait dronlar var. Türk dronlarının yol açtığı savaş suçu ve katliam için derhal soruşturma açılmalı.
Dronların gönderilmesi de engellenmeli" çağrısı yapılıyordu. Beyaz Saray'dan fonlanan sitenin bugüne kadar onbinlerce çocuk, kadın, bebek öldüren İsrail için böyle bir çağrıya nefes olduğunu hiç görmedik. Üstelik o onbinlerce masumu katleden tonlarca bombayı İsrail'e gururla hediye eden de Amerika'ydı. Katliamın durdurulması için BM'de yapılan her oylamayı veto eden de "Bebekleri öldürmeye devam" diyen de. Çünkü bu kafalar insan değil. Müslüman sivillerin milyonlarcası katledilse umurlarında olmaz bu dünyada insan hakları raporları yayınlayıp hakemliğe soyunan ikiyüzlü alçakların. Afganistan ve Irak'ta milyonlarca masumun ölümüne sebep olan, işkence hapishaneleri kuran bu katiller sürüsü Batı'nın, utanmadan insan hakları savunuculuğuna soyunması, dünyaya hukuktan ve demokrasiden bahsetmesi insanın kanına dokunuyor.
Son olarak ABD'de Washington Enstitüsü adlı düşünce kuruluşunun direktörü Robert Stloff Gazze ile ilgili bir makale yayınladı. "Amerikalı olmaktan utanıyorum, haya ediyorum" diyordu Robert. Makaleyi okumaya başladığınızda Robert'in Gazze'de öldürülen onbinlerce bebek ve çocuğun Amerikan bombaları ile katledildiğnden dolayı utandığını zannediyordunuz. Ancak devam ettikçe Robert'in, Hamas'ın elinde bulunan 5 Amerikan asıllı esirin hala kurtarılamadığı için hükümete öfke kustuğunu ve Amerikalı olmaktan utandığını görüyordunuz. Robert'in Amerikan bombaları ile öldürülen onbinlerce bebek için bir gram bile utanmadığını rahatlıkla anlıyordunuz. Amerikan devletinin resmi sitesinde "Uydu görüntüleri ve fotoğraflar analiz edilerek bu kanaate varıldı. Türk dronları Somali'de sivilleri vurdu" iddiasını yayınlıyordu. "Uzaydan dünyadaki her zerreye ulaşacak gücümüz var" demek istiyorlardı.
ABD Dışişleri ve Savunma bakanlığı ise Gazze'de kadın-çocuk-bebek katliamı yapıldığına dair en ufak bir veri olmadığını açıklayarak katilleri savundu defalarca. Ortada onbinlerce parçalanıp kefene sarılmış çocuk ve bebek fotoğrafları, görüntüleri, yavrularının cesedine sarılıp ağlayan binlerce anne dururken, bu alçak ikiyüzlü hayasızlar "Ortada bir veri yok" diyecek kadar insanlıktan çıkmış durumdalar. Ellerindeki uydulardan tüm katliamları ve savaş suçlarını, feryat eden binlerce annenin ellerindeki bebek cesetlerini görüyorlar ama dünya ile dalga geçecek kadar hayasızlıkta da tavan yapıyorlar.
Bunlar utanmadan bir de yasalardan bahsederler, çıkarları olduğu ülkelerde söz dinlemeyenleri "Hukuksuz" ilan ederler. Ancak Gazze Kasabı Netanyahu'nun tutuklanması kararı alma ihtimaline karşı da hayasızca Uluslararası Ceza Mahkemesi'ni tehdit ederler. Amerikalı 12 senatör, "Sakın Netanyahu'ya tutuklama kararı çıkarmayın. Aksi halde bedelini ödersiniz" şeklinde mektup yazarak alçakça tehdit savurdular.
"İsrail'i hedef alırsanız, biz de sizi hedef alırız" diyerek şantaj yaptılar.
Dünyaya insan hakları dersi veren ülkenin 12 senatörü Mahkeme heyetine "Sırlarınız ifşa olabilir.
Bir gün bir kamyon çarpabilir sizlere ha... Başka şeyler de olabilir" diyordu açık açık.
Bu şeref yoksunu mahluklar Amerika'nın son yayınladığı raporda da "Türkiye'de insan hakları ve hukuk ihlalleri var" derken, utanmadan onbinlerce bebek ve çocuk katili Netanyahu'ya tutuklama kararı vermesin diye mahkeme hakimlerine tehdit mektubu gönderecek kadar ikiyüzlü alçak takılıyordu. Onlar için insan hakları da hukuk da Amerikan çıkarlarına uygunsa önemliydi.
Değilse katilleri, kasapları bile savunup, kalkan olacak kadar omurgasız mahluklardı. Amerikan yasalarına göre savaş suçu işleyenlere silah gönderirseniz katliam ortağı olup yargılanırdınız.
Biden yönetimi İsrail'e tarihinin en büyük silah yığınağını yapıp çocukları bebekleri öldürtüyor, savaş suçunun BOMBACISI oluyor. Ardından bu densiz alçaklar ülkeleri "İnsan hakları ve hukuk" konusunda uyarma, tehdit etme ve damgalama cüretini kendinde buluyordu. Başkanları Biden bile önceki gün Yahudi soykırımı anma toplantısında konuşuyor "Biz medeni bir ülkeyiz. Ülkemizdeki üniversitelerde İsrail karşıtı gösteriler hukuksuz" diyerek Siyonizme ve katliamlarına "Selam" duruyordu.
Medeni ülkeye bak sen!
Onbinlerce çocuk ve bebeğin öldürülmesine binlerce ton bomba sevkiyatı... Katilleri protestoya "Hukuka aykırı" diyerek aba altından sopa ve cop.
İşte onların tek dişi bile kalmayan medeniyet canavarı ruh halleri. Bu vicdansızlar unutmasın ki;
"İkiyüzlülük iki tarafı keskin kılıca benzer.
Bir tarafı kaçanı kesse de diğer tarafı da sahibini!" Tüm dünyada katliam ortaklığına öfke kar topundan çığa dönüştü.