DÜNYADA oynanan büyük oyunda başrolleri kapanlar, bir de figüranlar vardır. Figüranlar için yazılan her senaryo başroldekileri izleyenlere sevdirmek ve oyunu algı hedeflerine ulaştırmak içindir.
ABD Irak işgaliyle bu ülkeyi Şiilere teslim etmiş, burada İran'a alan açmıştır.
İran'ın dibinde ikinci bir İran oluşturmuştur.
Suriye işgaliyle de yine Tahran'ın bu ülkede nüfuz kazanmasını sağlamıştır. İran varlığı nedeniyle de İsrail'in Suriye'ye önümüzdeki dönemde girmesine bahane hazırlamıştır.
İsrail, İran'ın Şam konsolosluğunu vurarak, Gazze'de öldürdüğü Amerika merkezli yardım kuruluşu elemanları cinayetlerini unuturmuştur.
Peki İran dronlarla İsrail'e göstermelik saldırdığında Irak ne yapıyordu? O gece hava sahasını sadece İran'a açarak dronların İsrail'e doğru yol almasına çanak tuttu.
Dünyaya soykırımcı İsrail'i mağdur gösterme adına gerçekleştirilen tiyatroda Irak müttefiki İran'a "Buyurun buradan saldırın" diyordu. Ancak saldırıdan saatler sonra Irak'ın Şii Başbakanı Sudani Beyazsaray'da Biden tarafından ağırlanıyor ve "Askeri anlaşmalarımızı tam bir işbirliğine süratle çevirmeliyiz" diyordu. "Irak dahil bölgedeki ortaklarımızı sonuna kadar koruyacağız" diye ekliyordu.
Sudani de "ABD ile ilişkilerimizi daha da artırmak istiyoruz" diyordu. Daha fazla ilişki ne olabilirdi ki? ABD'nin işgal ettiği Irak, kendi başına asla karar veremezdi.
Washington, Bağdat'ın patronu ve sahibiydi.
Biden'ın "Korumakta kararlı olduğumuz ORTAĞIMIZ" dediği Irak, ABD'nin kanatları altındaki İsrail'e bombalarla giden İran dronlarına yol veriyordu? Patrondan izinsiz sinek bile uçamazdı o hava sahasında.
Çok sayıda dron daha Irak semalarında iken Irak'taki Amerikan üslerinden fırlatılan füzelerle imha ediliyordu. Irak, İran'a "Dronlarını benim üzerimden gönder", ABD'ye de "Hadi leblebi gibi indir üzerimde hepsini" diyordu.
ABD yaptırımları sebebiyle Güney Kore'de dondurulan İran fonları kısa bir süre önce Biden yönetimince serbest bırakılmıştı. 6 MİLYAR DOLARLIK fona ulaşmak Tahran'ı sevince ve coşkuya gark etmişti. Geçmişte de ABD İran'a ambargo uyguluyor gözüküp dünyayı kandırırken, el altından silaha boğmuştu. Eski ABD Deniz Piyadesi Yarbayı Oliver North, İran'a gizli, yasa dışı silah satışı yapıp, elde edilen parayı da Başkanın onayıyla Nikaragua'da kontrgerillalara aktarılmasına öncülük etmişti. Şimdi de İran'ın, terör devleti İsrail'e göstermelik saldırısı sayesinde Amerika Temsilciler Meclisi'ndeki birinci gündem maddesi ertelenen "Tel Aviv'e yapılacak 14 MİLYAR DOLARLIK silah yardımı paketi" oluyordu. ABD'de "İsrail'e silah gönderilmesin" çağrıları hızla tırmanırken bu tiyatro ile İsrail tükenmekte olan cephanesine kavuşacaktı yakında.
Unutmayın. İran Çin'in Rusya'dan sonra iki numaralı müttefikidir. ABD İsrail'e "Sınırsız destek" sözü veren ve dış politikası cücük kadar Tel Aviv tarafından esir alınan zavallı süper ahmak bir ülkedir.
Aynı İsrail Pekin'i de adeta gizli işgalle esir almıştır. Komünist ve açlıktan yıkılmak üzere olan Çin'i, Siyonist sermaye akıtılarak dünyanın fabrikası ve zenginleri listesine sokan İsrail kafasıdır. Çin'i Çin yapan İsrail'i kuran küresel sermayedir. İsrail kurucularının dünyanın en çok üreten ülkesi haline getirdiği Çin ile müttefik olan bir İran, dolaylı olarak İsrail'e de gebe ve bağımlıdır.
ABD sayesinde Irak'ta nüfuza kavuşacak, Suriye'de kendine alan açacak, hatta Washington'u sinirlendirmeye başlayan ve yoldan çıkmak üzere olan S.Arabistan ile terbiye amaçlı Yemen'de savaştırılacak kadar kullanışlıdır İran. ABD'ye saldırıyı haber vererek önlem almalarını sağlayacak kadar göbek bağı olan İran, İsrail'de 300'ün üzerinde füze ve dronla tek bir hedefi dahi vuramamıştır. Sonuçta bitik Netenyahu'ya kendini güçlü hissetme aşısı yapmıştır.
Buna karşılık İslam dünyasını kan gölüne çevirme, binlerce Müslümanı öldürüp, bölme ve parçalama konusunda muazzam şekilde kullanılmıştır. London School of Economics'ten Profesör Fawaz Gerges, İran'ın figüranlığı sayesinde İsrail'in büyük kazanç sağladığını söylüyor. Tek bir can kaybı olmayan bu saldırı sayesinde tüm Batı'nın İsrail'in yanına koştuğuna dikkat çekiyor. ABD'nin de bu mükemmel fırsat sayesinde silah, istihbarat işbirliği ve mali destek açıdan çekingen kalan Batı'nın Tel- Aviv'e desteğini harekete geçirme şansına kavuştuğunu belirtiyor . "Netanyahu, Gazze'de meydana gelen feci olaylardan dikkatleri geçici de olsa başka yöne çekerek siyaseten kazançlı çıkacaktır." diyor. İsrail'e öfke şimdilerde "Dayanışma" çağrılarına dönüştü. ABD ve Avrupa sokaklarında vahşetle suçlanan İsrail yüzünden zorda kalan Biden'a İran, göstermelik şovla hayat öpücüğü verdi.
Siyonist olduğunu gururla açıklayan ABD başkanı göğsüne gererek "İsrail'e desteğimiz SARSILMAZ" diyebiliyordu kurgu saldırı sonrasında. En anlamlı öpücük ise şüphesiz nefesi kesilmek üzere olan Netenyahu'ya gitti. Peki tiyatro bitti mi?
Hayır. Orta Doğu'da perdeler asla kapanmaz!