FATİH Sultan Mehmet Han, çocukluğunda çok hiperaktifti. Ona eğitim verenler kısa sürede kaçıyor, hoca dayanmıyordu. Molla Akşemseddin hazretlerine Bağdat yolculuğu sonrası İstanbul'a dönüşte Padişah "Bize ne hediye getirdin" diye soruyordu. Molla Akşemseddin Hazretleri içeriye Molla Gürani hazretlerini davet ediyor ve "Bağdat'tan bu eğitmeni getirdim. Hoca dayanmayan evladınız Fatih'in bu problemini çözecektir" diyordu.
Molla Gürani hazretleri, ilmi siyasetle ve bir takım planlı organizasyonlarla hiperaktif, yerinde duramayan Fatih Sultan Mehmet'i muma çeviriyordu. Onun verdiği eğitimle 22 yaşında çağ açıp kapayacak bir padişah yetişiyordu. Öyle ki, İstanbul kuşatıldığında Rumelihisarı'ndan Bizans'a doğru top atışları başladığında Karaköy'de yaşayan Cenevizliler Fatih'in huzuruna koştu. "Padişahım attığınız topların Bizans surlarını dövmesi lazım. Ancak yanlışlıkla Karaköy'e düşüyor. Çok sayıda evimiz yıkıldı. Halbuki biz size vergi ödüyoruz ve sizin korumanız altındayız" dediler.
Fatih Sultan Mehmet Han, Cenevizlilerin hasarını ödedikten sonra oturdu bir gecede dünyanın ilk havan topunu çizdi ve üretimini sağladı. Ona bu matematik mühendislik dehasını aşılayan Molla Akşemseddin hazretleriydi. Biz bir gecede dünyanın ilk havan topunu üreten, çağ açıp kapayan Fatihlerin torunlarıydık. Gerekirse boğaza girişleri engelleyen zincirleri de gemileri karadan yüzdürerek aşacak kadar muazzam bir akla ve zekaya sahiptik. Bu devlet ve millet aklı sayesinde toprakları 14 milyon 983 bin kilometrekareye çıkan ve bir cihan imparatorluğu kuruldu.
3 kıtaya hükmeden cihan imparatorluğunun parçalanmasına yol açanların en başında "Batı hayranı" içimizdeki ittihatçılar geliyordu.
"Biz yapamayız, üretemeyiz. Herşeyin iyisini Batılılar yapan" diyen ittihatçılar, mason localarıyla girdikleri ilişkiler sonucu, içeriden ülkeyi yönetenleri hırpalıyor, talimatlar geldiğinde de darbelerle indiriyordu. Son dönemde her yerden Batı Aşıkları fışkırıyordu.
Hatta içlerinde İngilizler çekilirken "Ahh keşke kalsalardı" diye iç çekenler, "İngiliz mandası olsaydık ne güzel bir yaşama kavuşurduk" diyen entellektüeller hatta siyasiler çıkıyordu. Bu ülkede İngiliz elçi ülkesinden Sirkeci tren garına geldiğinde, Türk gençleriyle çılgın bir karşılama töreni organize eden CHP'liler çıkıyordu. Hatta kitap yazıp, anılarında bundan bahsedecek kadar rahattı bu ittihatçı kafalar. İngiliz elçinin arabasından atlar sökülüyor, bizim Türk gençleri "AT" olup çekmek için birbirini eziyordu Taksim'e kadar.
"Ben ki Cihan imparatoru..." diye başlayan ve dünyaya gözdağı veren ültimatomlardan, İngiliz elçinin arabasına at olmak için birbirini ezen ezik nesle getirilmiştik.
CHP'nin bir belediye başkanı önceki gün "Türkiye 250 bin yıl çalışsa dahi Avrupa medeniyetini yakalayamaz" dedi.
"Çünkü biz çalışarak kazanma, en iyisini yapma noktasında genetik olarak böyle bir yapıya sahip değiliz, yapamayız" diye haykırdı. Bir vatandaş "Yahu böyle konuşarak Türk milletini aşağılamış olmuyor musun" diye uyardı. CHP'li aday "Aşağılıyor tabii" oldu.
Eziklik ve "Sadece Batı yapar" kompleksini genlerimize kadar bağlayan bir zihniyetten bahsediyoruz. Bugün Türkiye kendi arabasını, füzelerini, uçağını, tankını, gemisini, denizaltısını, uydusunu, üretiyor, insansız hava araçları ile tüm dünyaya parmak ısırtıyor.
Dünya birincisi THY ile ekonomiye yıllık 60 milyar dolar katkı sağlıyor. Bu ittihatçı "Biz yapamayız" papağanı gerici kafalar, tüm bu yapılanlara karşı çıktı. "Araba yapamayız" diyenler İngiliz elçini arabasına at olanların çocuklarıydı. "Araba üretmek İntihar olur" diye bağıranlar, uyduruk İtalyan arabalarının montajını yapıp satıyordu bu ülkede. Ardından CHP'nin rakiplerine ekranlardan "Sizi indiririz" diye meydan okuyordu.
"Biz yapamayız" diyenler bir çivi çakmadı bu ülkeye. Şimdi önümüzdeki seçimde şehirlere talipler Amerikalı generallerin komutanlık yaptığı PKK'nın siyasi kanadıyla kolkola, ortaklık kurarak. Tabii ki bu Batı hayranı ezikler, "Biz yapamayızcı"lar talip oldukları yönetimlerde tek çivi dahi çakamayacak.
Önemli olan bizim ne yapacağımız. Genlerimiz belli ve Allah'a şükür bununla gurur duyuyoruz.
Molla Gürani hazretlerinin yetiştirdiği çağ açıp çağ kapayan Fatihlerin kemiklerini mi sızlatacağız? "Biz yapamayız, Batı yapar" diyen ittihatçı kafalara yol mu vereceğiz?
Şehir meclislerimize CHP eliyle Amerikalı PPKseverleri mi dolduracağız. Temel atmama törenleri düzenleyenleri mi, otobüs ittirenleri, yürüyen merdivenleri bile durduranları mı sırtımızda taşıyacağız? Yoksa "Ben karadan gemileri yürüten Fatihlerin torunuyum.
Denizlerin altını yararak bile yaparım" deyip de yapanları mı? Karar sizin!