BİR hayal etmek vardır.... Bir de hayal edilenlere karşı çıkan hayaletler...
Türkiye bir şey üretmeye kalktığında "Yapamayız" diyenler, "Bu intihar olur" diye karşı çıkanlar, yabancı ülkelerin temsilciliklerini alarak, bu ülkede montaj fabrikaları kurdular. Gelen tüm ürünler yabancıydı. Yabancı parçalar montajlanarak Türkiye'de birleştiriliyordu. Ortaya çıkan ürün "Made in Turkey" diye bize satılıyordu. Bu kafalar ve onların işbirliği yaptığı bürokrasi, yıllarca bu memlekete tek çivi çaktırmadı.
Dışarıdan gelen ıskartaya çıkmış parçaların montajlanmasıyla, yurdum insanına sunulan dandik ürünlerle ne yıllar geçirdi bu ülke.
Hayal etmeyi yasakladılar üzeri örtülü olarak. Kimse çıkıp da "Yahu yerli bir şeyler üretelim" diyemiyordu. Türkiye o yıllardan bu günlere geldi. İlk kez tarihimizde kendi ürünlerimizi, arabamızı, silahımızı yapar noktasına taşındık. İlk kez eziklik edebiyatını, vizyonsuzluk ve kompleksi çöpe attık. Türk girişimciler ve Türk mühendisler hayal etti. Hayaller gerçek oldu. Ancak bu montajcı-ezik kafalarda suratlar kösele derisiydi. Devamlı her üretileni itibarsızlaştırmak için bir yerlerini yırttılar. Fransız, İngiliz okullarında eğitim almanın verdiği zevki dünyada hiçbir şeye değişmeyen bu ezikler, Türk mühendislerin hayallerine saldıran içimizdeki Fransızcası FANTOME olan HAYALETLERDİ. Şimdi aramızda mosmor geziyor bu fantomeler.
Son olarak milli muharip uçağımız ile "Uçamaz" diye dalga geçen bu Mösyölerden KAAN havalandıktan sonra gık çıkmıyor. İlk arabayı ürettiğimizde de "Yapamayız" demişlerdi. "Fabrika ortada yok, palavra" diyenler bile oldu.
Eziklik ruhlarına işlemişti. Onlara göre sadece ve sadece aşık oldukları BATI üretebilirdi ancak. Siyasette bile aynıydı bu kafalar. Mesela CHP Genel Başkanlığı için son seçim öncesinde bu partiden biri çıkıyor ve "Genel Başkanımızın kim olacağına ulusal ve aynı zamanda uluslararası karar vericilerin işaret edeceği kişi seçilecek" diyordu. Yani genel başkanlarının bile yurtdışından partiye montajlanacağını söylüyordu. Bu iddialı sözlerin sahibi, "Uluslararası karar vericileri" gündeme taşıyan kişi Lütfü Savaş'dı. O şimdi CHP'nin Hatay Belediye Başkan adayıydı tekrardan. Ne yaptılar, ne ettiler uluslararası karar vericilerin seçtiği lider olarak lanse edilen kişi, bu iddiayı ortaya atanı koltuğundan alamadı.
Adaylıktan düşüremedi. Gücü yetmedi.
Amerikalı generallerin emrinde hazırolda bekleyen ve aldıkları talimatları uygulayan PKKlı teröristlerin emriyle DEM'in CHP ile yerelde de iş birliği yapması, "Made in USA" menşeli bir montajlı üretimdir. Bunu artık bilmeyen yok.
Sadece sanayide değil siyasetin içinde bile montajcıdır bu kafalar. Kendilerine göre bir fikir, vizyon, öngörü, yoktur. Hatay CHP adayının söylediği gibi uluslararası karar vericiler ne derse onu yaparlar. CHP'de adı bir dönem Cumhurbaşkanlığı ve belediye başkanlığı adaylığı için geçen bir hanım profesörümüz birkaç gün önce CHP yandaşı tv'de müthiş itiraflar yapıyordu. Yıllardır benim bu sütunlarda bahsettiğim "Bizim ana muhalefet dünyadan bihaber, vizyonsuz, öngörüsüz" şeklindeki iddialarıma adeta sıcak su döküyordu.
Bakın ne diyordu o profesörümüz CHP candaşı tv'de; "Eğer seçimi Kılıçdaroğlu kazansaydı, Türkiye'nin 20 yıldır dış politikada ne yaptığını hiç bilmeyen bir grup gelip Türkiye'nin yönetimine geçecekti"...
Düşünebiliyor musunuz ne korkunç bir durum bu. Ve bu itiraf CHP yandaş-candaş ve fondaşı bir tv'de dile getiriliyor. CHP bugün Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazansaydı ne yapacaktı? Bu profesör hanımefendi CHP kanalında bir önceki CHP genel başkanı ve tayfası için "Devleti bilmiyorlar" diyor. Şimdiki iki kafalı genel başkanlık koltuğunda kim neyi biliyor peki?
Biri ancak İngiliz elçiyle İstanbul'u kar vurduğu günde rakı balık yapmayı biliyor Boğaz'da. Ve bozulan, yanan otobüsleri sokaklarda halka ittirmeyi. Şimdi onun ittirmesiyle de CHP koltuğunda oturan özel kişinin profesörümüzün deyimiyle devleti ne kadar bildiğinin bilincinde miyiz?
Yahu bir genel başkanlık bile montajla yapılıyor ana muhalefet partisinde. Biri "Belediyeyi kaybedersem, emanetçiyi de indiririm diğeri gibi. Nasılsa onu ben montajladım oraya" diye düşünüyor.
Birbirlerinin montajlanmış gölgesi ve hayaleti oluyorlar. Böyle kafaların bırakın dünyadaki gelişmelerden, bu devletten nasıl haberleri olabilir ki? Bu memlekette Fantome kaynıyor.