TEMMUZ 2023'te ABD senatosu tam 886 milyar dolarlık rekor savunma bütçesini kabul etti. Tasarıda, "Çin'in güvenlik yardımı ya da askeri eğitim sağladığı ülke ve hükümetler"in belirlenmesi bile var.
Benim onaylanan o tasarıda en çok dikkatimi çeken "ABD ve Çin arasında 2030 yılında olası bir SAVAŞIN jeopolitik ve ekonomik sonuçlarına" ilişkin rapor hazırlanmasına da bütçe ayrılmasıydı. Yani Amerikan senatosu resmen, 2030'da Pasifik'te yaşanacak muhtemel ABD-Çin savaşı için çalışma yapılmasını istiyordu. Washington en büyük düşman ilan ettiği ve ekonomik savaşta geri düşmeye başladığı ÇİN'i en büyük hedef ilan etti. ABD'nin derin adamı Kissinger da sürekli "Rusya- Ukrayna savaşından daha büyüğü geliyor" diye açıklamalar yaparak Pasifik'i yani Çin'i işaret etti. ABD'deki tüm stratejistler, olası bir savaşa girildiğinde arka bahçenin sağlam olması gerektiğini söylüyordu. Washington'ın arka bahçesi Ortadoğu'ydu.
Ancak son dönemde tuhaf gelişmeler yaşanmaya başladı. Ortadoğu ülkeleri ABD'ye rest çekiyor, Rusya ve özellikle de Çin ile ilişkilerini muazzam şekilde geliştiriyordu. Çin, ABD'nin Ortadoğu'daki gücüne meydan okuyordu. ABD'de 2030 hazırlıkları öncesinde "Neler oluyor yahu" soruları ayyuka çıktı.
Geçtiğimiz aylarda İran ve Suudi Arabistan Ulusal Güvenlik sekreterleri bir araya gelip masaya oturuyordu. Yemen'de birbirleriyle savaşan bu iki ülkeyi masaya oturtan ve kendisine de bir sandalye yerleştiren Çin Komünist Partisi Dış İlişkiler Komite Üyesi Wang Yi idi. Suudilere ve İran'a imza attırıyor, "Biz artık dostuz" dedirtiyordu. ABD öfkeden deliye dönüyordu.
Çin, Ortadoğu'da söz sahibi oluyordu. 2030 hesaplarına büyük darbe vuruluyor, arka bahçe elden gidiyordu.
Aynı S. Arabistan, ABD Başkanını ayağına kadar getirtiyor ve "Ne olur petrol üretimini artırın fiyatlar düşsün" diye yalvartıyordu. Biden karizmasına çizik yiyerek eli boş dönüyordu. S.Arabistan rest çekip Rusya ile ortak hareket ediyor, petrol üretimini azaltıp fiyatlara tavan yaptırıyordu. Böylece Moskova'ya, Ukrayna'da girdiği savaşa finansman sağlıyordu.
Yemen'de ciddi bir Çin varlığı söz konusuydu.
S. Arabistan ve İran'ı Yemen'de savaştırarak ülkeyi yerle bir ettiler.
Washington tam "Bu sorunu çözdük" diye sevinirken araya Pekin girdi.
S.Arabistan ile önce 34 anlaşma imzaladı. Ardından 29 milyar dolar değerinde 20 anlaşma daha... Zaten Suudların tek başına ürettiği petrolün yüzde 30'u'da Çin'e gidiyordu. Dolar imparatorluğunu vurmak için Riyad'la "Çin Yuan"ıyla ödeme görüşmelerine bile başlamıştı.
Hatta Suudların başkentinde "ArapÇin zirvesi" bile düzenletmişti.
"Mallarını Ortadoğu'ya ve onun üzerinden Batı'ya taşıyabilmek için bölgede istikrara ihtiyacı olan Çin ekonomik gücüyle, ambargoya rağmen petrolünü aldığı İran ile S.Arabistan'ı barıştırdıktan sonra daha da ileri gidiyordu. Hamas liderini Çin'e çağırıyor, görüşüyor, ardından İsrail Dışişleri Bakanı ile masaya oturuyordu.
"İsrail-Filistin gerginliği bitsin, barışın" diyordu.
Amerika çılgına dönüyordu.
Arka bahçesinde Çin at koşturuyordu. 2020 yılında ABD Dışişleri Bakanı İsrail'e gidiyor, adeta tehdit yağdırıyordu.
Basın toplantısında bile İsrail'i yönetenlere "Çin ile ilişkilerinizi kesin. Çin şirketlerini İsrail'den kovun" diye gözlerinin içine bakarak bağırıyordu.
Kimse iplemiyordu artık.
Çin, kullandığı enerjinin yaklaşık %50'sini Ortadoğu ülkelerinden tedarik ediyordu. Ürettiği malların naklinde de Ortadoğu can damarıydı.
Ürdün'deki en büyük elektrik santral projesine milyarlarca dolar ayırarak, bu ülkeyi ABD'nin elinden almaya çalışıyordu.
Çin'den "Ürdün Batı Asya'da köprübaşı konumundadır. Ayrıca Avrupa'yı Afrika'yla birleştiren köprüdür" açıklaması geliyordu. Pekin ayrıca 2023'te Katar'la da 27 yıllık LNG anlaşması yapıyordu. 30 milyar dolara malolacak doğalgaz tesisine de yatırım yapıyor ve hisse alıyordu. 200 bin Çinlinin yaşadığı ve 6 bin Çin şirketinin faaliyet gösterdiği BAE'yle Cebel Ali isimli liman bölgesinde 5,57 milyon metrekarelik depolama ve nakliye istasyonu kurulması konusunda anlaşıyordu. Pekin böylece küresel ticarette önemli bir jeopolitik konum elde ediyordu. 2019 Mayıs ayında da Çin'in en büyük şirketlerinden East Hope Group firması Abu Dabi'de 10 milyar dolarlık tarım yatırımı yapma kararı aldı.
Ayrıca BAE milyarlarca dolarlık yatırımla Çin'de en fazla yatırıma sahip Arap ülkesi oluverdi.
Durdurulamayan Çin 2023'te S. Arabistan, Katar, BAE, Ürdün ve Mısır ile stratejik iş birliği anlaşmaları da imzalayınca Washington adeta tımarhanelik oldu.
İsrail, Gazze'yi vururken dün ABD Dışişleri Bakanı Blinken'in bu 5 ülkeyi ziyaret edeceğinin açıklanması manidardır..
Yıllardır Araplara karşı elinde kullandığı bir İsrail sopası vardı. Onu harekete geçiriyor. Tel Aviv, çoluk çocuk demden öldürüyor, yakıyor, yıkıyordu Hemen dibine savaş gemisi gönderen ve sopasına tam destek veren ABD de Araplara "Kendinize gelin.
Arka bahçemde Çin'in ne işi var. Bakın yangın yerine çeviririm sopamla bölgeyi. Çin'i kovun" diyerek gözdağı veriyordu.
Son savaşta İsrail tarafında Çinliler de öldürülüyordu.
CIA hem Tel Aviv'e hem de Çin'e mesaj veriyordu.