BİZİM maket kafalı muhalefet Savunma Sanayiimize itibarsızlaştırmak, küçümsemek için adeta kendini yırttı. Öyle ileri gittiler ki, uçaklarımıza, SİHA'larımıza "Maket bunlar" diyecek kadar zevzekleştiler.
Evet bunlara zevzek maket kafa diyorum çünkü haklıyım. Onlar Türkiye'nin yaptığı her hamle ve üretimden rahatsız olup, saçlarını başlarını yolarken, bu zavallıların ne kadar zevzek olduğunu bize dünya medyası göstermeye devam ediyor. Hiç okumuyorlar, görmüyorlar, duymuyorlar. Bunların kalpleri mühürlü ama gözleri, kulakları, beyinleri de aynı durumda.
Çin Ordusu'nun yayın organı 6 gün önce binlerce kilometre ötede Türk İnsansız Hava araçlarını göklere çıkardı, öve öve bitiremedi. Türkiye'de binlerce kişilik bir mühendis ordusunun kurulduğunu aktardı önce. "Yaş ortalaması 27" diye dikkat çekti. Ardından "Türk mühendis ordusunun ürettiği SİHA'lar tank katili olmakla kalmadı, geleneksel hava sistemleri için BÜYÜK tehdit oluşturdu" diye yazarken BİZİM ZEVZEKLER "Maket, oyuncak bunlar" diyordu iyi mi?
Dünyanın önde gelen ABD merkezli askeri yayın organı Defense News silah sanayiindeki en büyük 100 şirketi yayınladı geçtiğimiz hafta. 4 Türk şirketin TOP100'e girdiğini ve hızla basamakları tırmandığını duyurdu. Silah sanayiimizde gelişmeler durdurulamıyor. Baş döndürücü bir hızla ger gün yeni bombalar patlıyor. Eskiden tahta tüfeklerde dahi ABD'ye ve Batılı ülkelere bağımlı hale gelen Türkiye artık hem havada, hem karada, hem de denizde dünyaya en gelişmiş ve son teknolojik sistemlerle uçak, taarruz helikopteri, tank, top, zırhlı araçlar, denizaltılar, savaş gemileri, füzeler pazarlıyor. MMU_KAAN programına Azerbaycan'dan sonra Pakistan da stratejik ortak oluyor, halka büyüyor.
Üretilen tüm silahlar ve araçlar denizaşırı operasyonlarda kullanılacak özelliklere sahip. Dünyanın parmakla gösterdiği ve almak için sıraya girdiği Amerikan menşeli patriotlar 160 kilometre menzile sahipken Türkiye'nin geliştirdiği Siper Füzesi yakında 600 kilometrelik bir menzile ulaşacak. Dünya hava savunma sistemlerini Türkiye'den tedarik etmek zorunda kalacak. Kamikaze dronlarımız karada ve denizde hatta suların kat kat dibinde saklanan hayalet denizaltıları dahi anında bulup imha edecek donanım ve güce geldi.
Aynı sürü drone ordusu karada ve havada da mevcut. Savaş gemilerimizde de artık ABD'ye bağımlılıktan kurtuluyoruz. Savaş gemilerimize Türk mühendislerin geliştirdiği Atmaca füzeleri entegre ediliyor. Türkiye'nin tam bağımsızlık yolunda zirveye yerleşmesi dünya medyasında hemen hergün analizlere, makalelere ve açıklamalara konu oluyor. Küresel güçlerin yayın organı CNBC dahi geçtiğimiz hafta "Orta güçlerin yükselişi, kararları sadece ABD ve Batı'nın almadığı yeni bir dünya düzenine işaret ediyor." diye haber yaptı. Kararları alan ülkelerden birine örnek olarak da Türkiye'yi gösterdi. Çok kutuplu dünyaya doğru hızla ilerlendiği vurgusu yapıldı.
Alman basını da çok sayıda ülkenin Türk silahları için sıraya girdiğini yazarken, Polonya'daki askeri geçit töreninde konuşan ülke Başbakanı "Silahlarımıza güveniyoruz.
Rusya'dan korkmuyoruz" derken, ordunun gücünü sıraladı. Bu güç içine bizim Bayraktar TB-2'leri de koydu. ABD merkezli Foreign Policy adlı dergi ise "F-35 ve ABD yeni rekabete ayak uydurabilecek mi" başlıklı bir analiz yayınladı. "Ulusal savaş uçaklarına dönüş başladı" yorumu yapılan analizde "Türkiye de bu dönüşüme KAAN savaş uçağı ile katıldı" dendi. Finalde de "Washington diğer ülkelerin jetlerine güç sağlayan sistem ve teknolojilerin satışına öncelik vererek ayak uydurmazsa, ABD küresel savunma pazarında geride kalacak" diyerek ağladılar. F-35'lerin çöpe gideceği endişesi adamları delirtiyor.
Evet dünya değişiyor, güç anlamında en büyük dönüşümü Türkiye yaşıyor. Bizim muhalefetin derdi ise partideki değişim kavgası. Onlar hala ittirilen ve yanan belediye otobüslerinde kaldılar. Bırakın partilerini, bir otobüsü bile tamir etmeye güç ve becerileri yok. O yüzden bu manzara da güçlenen Türkiye'den her geçen gün daha fazla rahatsız olan dünya medyasını rahatsız ediyor. Başkanlık seçimlerinde bel bağladıkları Türkiye'yi güçsüzleştirecek tek araç olan muhalefete oy vermeye çağıran bu dangalaklar şimdi de belediye seçimlerimiz için kolları sıvadı. İngiliz Financial Times dün muhalefetimizi yeniden bir araya gelmeye çağırıp adeta yalvardı. İngiliz Reuters de "O gelecekteki Türkiye'nin olası lideri" diye yazarak Ekrem İmamoğlu'nu parlatmaya çalıştı. Yani Reuters de ittirilen otobüse bindi. Herifler, Türkiye'nin savunma ve dış politikadaki hamlelerinden dolayı kuduruyorlar. Otobüsleri arıza yapıp alev alınca da yanıyorlar. Allah'ın izniyle kül olacaklar!