"HDP'ye 2 bakanlık verilebilir. Neden olmasın" diyen Papua Yeni Gineli siyasetçi değildi. CHP'li milletvekilinin ta kendisiydi.
Terör örgütü liderinin koruması yakalandı dün. Bizzat HDP tarafından sandık müşahidi olarak seçimde görev yapmış. Sandık görevine giderken de sırt çantasında "Atatürk" yazıyor. Bu ülkede HDP dağdaki terörist liderin korumasını sandık müşahidi olarak seçim bölgesine gönderiyor. Bir düşünün bunlar devlet koridorlarında ellerini kollarını sallayarak gezmeye başladığında neler olacağını. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu HDP'nin kazandığı belediyelerde başkanın yanına Kandil'den bir eleman gönderildiğini söylüyor. Başkan ne karar alırsa alsın bu elemana danışıyor. Dağdan inen terörist son kararı veriyor. Yani belediyeyi o yönetiyor. Bütçenin büyük bölümü Kandil'e PKK terör örgütüne gidiyor. Devlet bunları belgeleriyle yakalıyor. Soylu "900 yıl cezayla yargılananlar, hüküm giyenler var" diyor. Devletin parasının dağdaki teröristlere gitmesini engellemek için o belediye başkanları görevden alınarak kayyum atanıyor. Belediyelere özerklik sözü veren CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'ndan "Kayyumları kaldıracağız" açıklaması geliyor. Bu açıklamaya HDP siyasetçilerinden koro halinde alkış geliyor.
PKK SİHA'larımız yüzünden inlerinden çıkamadığı için ağlıyor. Mağaralarda telsizlerde "Çıkmayın. SİHA'lar tepemizde" diye feryatlar geliyor. PKK liderleri terör örgütü televizyonlarında SİHA'larımızın onları ne hale getirdiğinden yakınıyor. HDP eşgüdümlü olarak Savunma sanayiimize saldırıyor. PKK'nın siyasi kanadındaki milletvekilleri "SİHA'lar masumlara saldırıyor" yaygarasına başlıyor. CHP milletvekilleri de bu koroya katılıyor. İçlerinde "SİHA'ları yapan Bayraktar ailesini yargılayacağız. Yapımını engelleyeceğiz" diyenler bile çıkıyor. 8'li masadan bir lider "SİHA''lara dokunacağız" tehdidini savuruyor. Bayraktar ailesine muhalefet kanadından saldırılar başlıyor, itibarsızlaştırmak için kendini yırtanlar sahne alıyor. Kılıçdaroğlu'nu dastekleyen tüm kanallarda "Maket bunlar maket. Oyuncak" naraları" gökyüzüne yükseliyor. SİHA'lardan başını mağara kumlarına gömen Kandil gaza geliyor. Kameralardan "Oyunuzu Kemal Kılıçdaroğlu'na verin" diye haykıran PKK liderleri fışkırıyor. "CHP bize umut oldu" diyen terörist enflasyonu yaşanıyor.
İnsanları sokaklara çağırarak başlattığı eylem sonucu 43 Kürt vatandaşımız ve 2 polisimizin ölümüne yol açan Selahattin Demirtaş'ı serbest bırakacaklarına dair açıklamalar Millet ittifakının adeta sloganı oluyor. Milliyetçi olduğunu söyleyen İYİ Parti'nin tepe isimlerinden bile bu slogan yükseliyor.
Kandil''den sonra onun siyasi kanadı HDP de gaza geliyor. Kapalı kapılar ardında Millet İttifakından aldıkları sözlerle aşka gelerek "100 yıllık Cumhuriyetle hesaplaşacağız" diye bağırıp "Kürdistan" diyerek ayağa kalkıyorlar. CHP'nin Van, Diyarbakır mitinglerinde PKK sloganları bulutları aşıyor. "Susun" diyen çıkmıyor. Kürsüde zafer işareti yapanlara bile tanıklık ediyoruz. Kemal Bey bu illerde oy patlaması yapıyor. HDP'li Ahmet Türk Mardin mitinginde "Kılıçdaroğlu'nu destekliyoruz. Bize yanlış yaparlarsa hesabını sorarız" diyor. Yani verilen sözleri hatırlatıyor. Ne sözler verildiğini kimse açıklamıyor.
Sadece bir kişi açıkça konuşuyor. O da Saadet Partisi İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkan adayı Selman Esmerer oluyor. "Tabanımıza ittifakımızın kurduğu masada alınan kararlarla ilgili asla kabul ettiremeyeceğimiz olaylar var. Özellikle vahim bir olay var. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya'nın katıldığı toplantıda din dersinin zorunlu ders olarak çıkarılmasına Saadet Partisi olarak hem evet diyor hem de Kürt federasyonu kurulmasına evet diyor. Böyle bir şey olabilir mi?." diyor. Muhalefetin ittifak ortağından açık açık "Kürt Federasyonu kurulma kararı" ile ilgili açıklama geliyor.
Zafer Partisi lideri ülkücü Ümit Özdağ tüm bunları görüyor, "Kemal Kılıçdaroğlu seçilirse bu ülke parçalanır" diyor. Cumhurbaşkanı adayı Sinan Ogan da bu manzaranın dehşet sonuçlarına vakıf olduğu için herkesi Erdoğan'a desteklemeye çağırıyor.
Peki, HDP'den oy yağan laik, Seyit, Mücahid Kemal Bey Milliyetçi oyların arttığını görünce ne yapıyor? "Ben şimdi de ülkücüyüm" diyor iyi mi? Yarın neye dönüşeceği belli değil. Tüm bu tabloya rağmen Ekrem İmamoğlu'ndan tutun, Meral hanıma, Mansur Yavaş'a kadar hepsi "Bize terörle işbirliği yapıyor diyorlar bu yalan" diye feryat ediyorlar. Yahu ortağınızın İstanbul Belediye Başkanı "Kürt federasyonu sözü"nden bahsediyor. Ne diyorsunuz siz?