ABD ve Batı için Türkiye çantada keklik, kendilerine muhtaç, geri kalmış, "Emredersiniz" diyen bir ülkeydi. Ne zaman ki Erdoğan iktidara geldi, işin rengi değişmeye başladı. Batı'ya yeri geldiğinde "Hayır" diyen, kafasını kumdan çıkarıp dışarıya yönlenen ve zapt edilemeyen bir iktidar vardı artık.
Türkiye onlar için hayati öneme sahip kilit bir ülkeydi. Asla kendi haline bırakılamazdı.
"Önce Türkiye" diyenleri bırakın, bir tüfek üretmeye kalkanı bile indirirlerdi bu ülkede.
Derhal harekete geçtiler. Yıllardır Erdoğan'a topyekün saldırıyorlar. Çünkü bu saldırı da bir projeydi. Batı'da gazete manşetlerinden iftiralar atılıyordu. Türkiye'de muhalefet, sivil toplum örgütleri, dernekler, sosyal medya, kullanışlı olan her eleman bu iftiraları sahiplenerek bir algı çalışmasına giriyordu. Projenin nihai hedefi bu ülkede yeni bir ideoloji oluşturmaktı. Bunun adı da "Erdoğan karşıtlığı"ydı. Birbirlerine küfredenler, düşman olanlar, "Katil" bile diyenler, nefret edenler tek çatı altında buluşturulacaktı. Bunun da yolu "Erdoğankarşıtlığı" ideolojisinden geçiyordu.
İdeolojinin hayata geçmesi için Türkiye'de muhalefetin mutlaka dizayn edilmesi gerekiyordu. Bunun da yolu büyük bir değişime uğramalarından geçiyordu. Çünkü Erdoğan karşıtlığının iktidara gelebilmesi için tüm seçim sınavlarında sınıfta kalan bu muhalefetin hayal bile edilemeyecek değişimden geçmesi elzemdi. Planlar yapıldı, düğmeye basıldı.
O hayal bile edilemeyecek dönüşümün adım adım nasıl gerçekleştiğini kimse farkında bile olmadı. ABD komutasındaki PKK bir zamanlar Güneydoğu'da Atatürk heykellerini yakıp yıkıyordu. Onun siyasi kanadı HDP milletvekili de Meclis'te kürsüye çıkıyor, CHP milletvekillerinin gözünün içine bakarak "Kemalist diktatörlük buülkede insanları öldürdü. Açın İstiklalMahkemesi zabıtlarını" diye bağırıyordu.
Muharrem İnce CHP adına söz alıyor "Buülkede Kemalist diktatörlük yok, teröristdiktatörlük var" diye kürsüden haykırıyordu.
Bugün o Muharrem İnce, kazanamayacağı bir Cumhurbaşkanlığı seçim maratonunda, partisi tarafından yalnız bırakılarak tasfiye ediliyordu.
"Türkler Ermeni Soykırımı yaptı" diyen PKK'ya övgüler yağdıran, "Ben Atatürkdemem" açıklaması yapan kişi CHP İstanbul il başkanı yapılıyordu. Bu hayal ötesi değişimlere kimsenin gıkı çıkmıyordu. Çünkü "Erdoğankarşıtlığı" şemsiyesi altında uyutulan bir kitle vardı. 2014'te bu uyutulmanın nasıl gerçekleşeceği sinyallerini Washington Enstitüsü raporunda veriyor ve "Dindar CHPgeliyor" başlığı ile dünyaya ilan ediyordu.
"Eski Kemalistlerin idaresi altındakigelişimini durdurmuş ve donmuş eskilaik CHP Batı karşıtı olmuştur. YENİCHP, FOSİLLEŞMİŞ bir siyasal yapıyıdinamik bir sosyal demokrat harekethaline dönüştürmeye başlamıştır"diyerek hem de. Türkiye'de laikler "MustafaKemal'in askerleriyiz" diye bağırırken, sınırsızdestekledikleri CHP "Kemalist diktatörlükinsanları öldürdü" diyenlerle kol kola girerekHDP'leşiyordu. Davutoğlu, Ali Babacan,Temel Karamollaoğlu gibi dindarlarla,Akşener gibi bir Türkçü'yü de oraya monteediyorlardı. Kimse bu tablo nasıl oluştusorgulamıyordu. "Erdoğan karşıtlığı" ninnisiile milyonlar uyutuluyordu. Gelinen noktadamasa çatırdadı. Sandalyelerinin devrilmeside normaldi. Çünkü ABD Başkanı Biden,küresel sermayenin desteklediği ve amblemieşek olan Demokratların başkanı olarak"Erdoğan'ı devireceğiz. Bunu Türkiye'dekimuhalefete yardım ederek yapacağız" diyordu.
Eğer masa devriliyorsa, bunu ancak kuranlar yapabilirdi. Eğer bir dizayn yapacaksan önce masayı çorbaya çevirir, ardından istediğin gibi düzeltirdin. 6'lı masa şu anda "Geçti Bor'unpazarı, sür eşeğini Biden'a" durumuna getirilmiştir. Bu masada ne olacağına, masayı kuran küresel güçler karar verecektir. Bu açıdan bakmadığımız sürece, konuşulanlar boştur. "Mustafa Kemal'in askerleriyiz" diyenlerle, "Kemalist diktatörlüköldürüyor" diyenlerin aynı safta uyutularak karar vermesi mümkün değildir. Bundan sonra ne olacak sorusuna "Elimde Akşenerile ilgili dosyalar var" diyen CHP'li Yaşar Okuyan İngiliz İndependent'te cevap veriyor.
"Biz de bir şeylerimizi ortaya koyacağız. Hanya'yı Konya'yı göreceğiz" diyor.
Akşener masayı devirince çok ilginçtir Kemal Bey hemen onu aramış. Artık Hanya'yı mı, Konya'yı mı yoksa Amerika'daki Pensilvanya'yı mı göreceğiz sorusunun cevabı Batı merkezlerinden gelecek. CHP'li bir siyasetçinin "Adayımızı uluslararası karar vericilerbelirleyecek" sözü boşuna mıydı? Devrilen masaya bakıp, uykusunda ağlayanlar hem şaşırıyor, hem de acıyorum.
Amerikan kanalın Türkiye'deki şubesinde haber sunan bir isim "Yoksa biz uyutuldukmu?" diye görüntü paylaştı. Ona söyleyeceğim tek cevap; "Evet evet uyutuldunuz..."
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.