HER seçim öncesi olduğu gibi Batı basını yine ağzından salyalar akıtarak, kudurmuş bir şekilde Türkiye ve Erdoğan'a saldırıyor.
Dünyada bunun bir örneği yok. Yeryüzünde bir başka ülkenin seçimlerinin Batı medyasında böylesine yer aldığı bir tablo hiç yaşanmadı.
Tüm Batı basını elele verip göstere göstere "6'lı masa yandaşı" oldu.
Türkiye'nin diplomasi, yumuşak güç, ekonomik arena ve birçok alanda soktuğu çomaklar artık adamların gırtlaklarına dayanmış durumda. Tek umutları Erdoğan'ın gitmesi, "Batı ile iyi geçinme" vaadi veren 6'lı masanın iktidara gelmesi. Her şeyi öyle aleni yazıyorlar ki, artık "OHA lan size" diyeceğimiz günleri geride bırakmak zorunda kalıyoruz. Çünkü yandaşlıkları artık sıradan bir hale geldi. Erdoğan'a iftiralar atacak Türk gazetecileri işe almak için yüzsüzce ve açık açık ilanlar bile vermeye başladılar. 6'lı masaya "Birleşin, sakın yanlış yapmayın" diye sayfalarından, makalelerinden, analizlerinden emirler yağdırdılar. Alman kökenli gazeteci Klaus Jürgens'in attığı tweet aslında bu Türkiye'deki seçimlere kilitlenmiş Batı'nın yandaş gazetelerin durumunu özetliyor.
Batı'daki muhabirlerin artık robotlaştığını ima ediyor Jürgens. Yandaş gazetecilerin her gün sabah erkenden kalkarak Türkiye hakkında hangi yalan haberleri yapabilirim diye düşündüğünü söylüyor. Tweetinde "The Economist, Deutsche Welle, Voice of America... Hatta bazen France 24, Euronews, Reuters... Bazı yabancı muhabirler sabah erkenden kalkıp bugün modern, demokratik Türkiye hakkında hangi yalan haberleri yapabilirim diye karar veriyor? Hüzünlü bir gazetecilik hayatı diyebilirim" diyor.
Bu Batılı 6'lı masa yandaşları işi öyle azıttı ki, tam bir aptal durumuna düştüklerinin farkında değiller. Türkiye'de seçim yapılıyor, Başkanı milyonlarca halk seçiyor. Her seçim öncesi kalkıp "Erdoğan kazanırsa diktatörlük" diyorlar. Ancak ve ancak 6'lı masa kazanırsa bunun adı demokrasi olurmuş. Vallahi kudurmanın getirdiği bir saçmalık ve ahmaklık noktasına geldiler. Halkın seçtiği başkanın kimliği, otokrasi mi yoksa demokrasi mi olacak belli edecekmiş. Bunlar Ortadoğu'da halkına kan kusturan seçilmemiş krallara gidip dolar için etek öpecek kadar alçaktırlar. Türkiye'de verilen milyonlarca oya da "Diktatör" diyecek kadar şeref yoksunudurlar. Udo Ufkotte adında bir Alman gazeteci daha vardı. Bild gazetesinin genel yayın yönetmeniydi. Almanya'da birçok gazetecinin CIA'ya çalıştığını, Amerikan çıkarlarını korumak için eğitimden geçirildiğini anlatmıştı. O eğitimlere gittiğini bize Yazboz programında anlatmıştı. Türkiye'de de çok sayıda gazetecinin bu eğitimlerden geçtiğini söylemişti. O programdan sonra onunla telefonla irtibat kurduk. Öldürülme korkusu nedeniyle otelde yaşıyordu. Bize CIA'ya çalışan Türk gazetecilerin listesini vereceğini söyledi son konuşmasında. Bir hafta sonra otel odasında öldürüldü. CIA eski Başkanı Pompeo yazdığı yeni kitabında Beştepe'de Erdoğan'ın kendisini görüşmeye almadığını, kapılarda beklediğini söylüyordu. Kahrından geberiyormuş. Bir başka ülkede CIA başkanı kapılarda bekletilmez.
Hatta önden o girer, arkasından ülke başkanı.
Yeni Türkiye adamları çıldırtıyor. Trump bile "Erdoğan önce Türkiye diyor. Zor adam" itirafında bulunmuştu. Bir tanesi de geçen hafta "Türkiye'ye artık emir veremezsin" diye ağlıyordu. CIA eski başkanı Pompoe kitabının adına "Aşık olduğum Amerikaiçin savaşmak" adını vermiş. Bizde de Amerika ve Batı aşığı çok. Bunlar ülkeleri için değil Batı aşkına savaşırlar. O yüzden bu memlekette ülkesine çamur atacak gazetecileri işe alım ilanı vererek "İftira uydur, gel parakazan" diye aleni çağrı yapan Batı medyası var. Yadırgıyor muyuz? Hayır. Kendi devletine saldıranların bolluğunu yaşayan bir ülkede nasıl ilan vereceklerdi? Batı medyasının "Erdoğankabusu" yüzünden topyekün kudurması ve tam bir 6'lı masa yandaşı haline gelmesi boşuna değil. Çünkü hepsinin sahibi küresel sermaye. Yeryüzünde tüm bankalar onların.
Faizleri düşürerek, milli gelirinden bu küresel ahtapota ayırdığı parayı 20 yılda dibe çeken bir Türkiye var artık. Batılı yandaş medyanın patronları ayrıca tüm dünya madenlerini, petrolü, doğalgazı çıkaran, silah üreten şirketlerin sahibi... Sen kalkıp kendi silahını yaparsan, şimdilik 1 trilyon dolarlık doğalgazını, petrolünü çıkarmaya başlarsan, madenlerini peşkeş çekmezsen tabii ki kudururlar. Gidip Libya'nın kara sularında 30 trilyon dolarlık doğalgaz çıkarma anlaşması yapıp, "Buradasize zırnık" yok dersen, Afrika ülkeleri ile de doğalgaz ve petrol arama anlaşmaları imzalarsan, bunlar kudurmaktan beter olur.
Salyalarını gazetelerinden akıtmaları normal...
O yüzden tabii ki "Batı ile iyi geçineceğiz" diyen 6'lı masa yandaşı olurlar. Paraya tapan bu küreselciler, sahibi oldukları yayın organlarında yandaş olmasın da kim olsun?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.