TUTMAK ya da durduramamak… Bütün mesele bu… Ne demek istediğimizin açılımını yapacağız ama gelin önce Brezilya'ya gidelim. Orada Bolsonaro diye bir adam vardı. Devlet başkanı seçilmişti. 212 milyonluk ülkede göreve gelir gelmez "BüyükAmerika" diye bağırmaya başladı. Amerika ile yatıp, Amerika ile kalkacağınıN tüm işaretlerini verdi. Ülkesindeki geleneğin tersine, ABD saflarında olduğunu göstermek için Birleşmiş Milletler Göç Paktı'ndan çekildi. Uluslararası forumlarda da azılı bir ABD müttefiki gibi davrandı.
ABD'nin, Güney Amerika'da nefret ettiği ülkelere karşı tavır aldı. Filistin'e ülkesinin gösterdiği olumlu tavrı bir kenara bırakarak İsrail ve koyu Netenyahucu takıldı.
Böylece ABD'nin gözüne gireceğine inandı. ABD'nin isteği ile Brezilya elçiliğini Kudüs'e taşıma konusunu gündeme getirdi. İran Devrim Muhafızları Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani'nin ABD tarafından öldürülmesini şiddetle desteklediğini açıklayarak Washington'a her türlü yalakalığı yaptı.
Artık o bir Amerikancı devlet başkanıydı. Onun sayesinde Brezilya, Washington tarafından avuç içinde tutulan bir ülke haline geldi. "ABD Batımedeniyetinin umudu" diyen adamı bile Dışişleri Bakanlığı'na getirecek kadar, tüm hücrelerinDE Sam Amca'ya tutulmuş bir başkandı.
Ekim 2022'de düzenlenen ikinci tur devlet başkanlığı seçiminde iki sol görüşlü eski Devlet Başkanı Lula yüzde 50,9 oy aldı. İşte bu Amerika'nın iplerini tuttuğu Bolsonaro, yüzde 49,1 oyla seçimleri kaybedince, henüz görev teslimi yapmadan, devlet başkanı sıfatıyla Amerika'ya kaçtı. Oradan yağdı, gürledi.
Sonuçları tanımadığını açıklayarak meydan okudu.
CIA onu korumaya almış, sırtını sıvazlıyor, öpüyor, kokluyordu.
Taraftarları da CIA dolmuşu ile sokaklara dökülüyor, otobanları kapatıyor, askeri karargahlar önünde kamp kurup orduya darbe çağrısı yapıyordu. En sonunda da hükümet binalarına saldırıp "Bolsonaro'nun izindeyiz,seçimleri tanımıyoruz" diye baskın düzenliyor, işgal ediyordu. ABD, elindeki başkan kaçkınını tepe tepe kullanıp, Brezilya'daki yeni seçimleri darbeyle halletmeye çalışıyordu.
Bolsonaro ABD'nin şef garsonu, büyük hizmetçisiydi.
Onu ödül olarak alıp, bir hamburgerciye götürdüler.
Bolsonaro'nun ABD'de bir fast-food mekanında hamburger yerken çekilen fotoğrafları dünyayı sarstı. Florida'da Hamburger ile karnı doyan Bolsonaro, ülkesinde ABD yanlısı darbe gerçekleştirmek için kendini yırttı. CIA'nın önüne koyduğu tüm planları, hamburgerciden devreye soktu.
Ancak başaramadı. Yeni seçilen solcu başkan tüm kontrolü ele alınca, ABD tarihin en büyük U dönüşlerinden birini yaptı… Teksaslı Temsilciler Meclisi üyesi Castro CNN televizyonuna çıktı. "ABD Brezilya'dayurtiçi teröre ilhamveren otoriter bir lideresığınma sağlamamalı. Bolsonaro Brezilya'ya gerigönderilmeli" diye bağırdı.
Çok sayıda kongre üyesi de bu çağrıya katıldı. ABD'ye hizmetçilik yapan kullanışlı eleman hamburgercinin Brezilya'ya iade edilmesi için nara atmaya başladı.
Beyazsaray'ın resmi yayın organı bu hizmetkar için "Bolsonaro iade edilmelimi" diye haberler yapmaya başladı. Başkan Biden yeni seçilen Brezilya'nın solcu başkanı ile çalışmak için acayip sabırsızlandığını söyleyerek, kullanışlı hamburgerciyi sattı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price işi daha da öteye götürdü. ABD'de tutulan hamburgerci Bolsonaro'nun iadesi dahil Brezilya hükümetinin her talebine hızlı ve uygun şekilde yanıt vermeye hazır olduklarını ancak henüz özel bir talep almadıklarını açıkladı. Yani adamlar "Bizeyıllarca hizmet eden buuşağı geri almak için neolur başvuruda bulunun. Vermeye hazırız" diye adeta yalvarıyorlardı. Çıkarları için her kullandıkları uşağı, hizmetçiyi, haini anında satacak, kovacak bir Amerika olmak, bu ülkenin genlerinde vardı. Neyse bu konudan sıyrılalım. Biz kendimize bakalım. ABD ziyaretinde ortadan kaybolan, sonrasında "Hamburger yemeyegitmiştim" diyen bizim ana muhalefet lideri ve onun oturduğu 6'lı masa için ABD eski ulusal güvenlik danışmanı John Bolton'dan bir çağrı geldi.
ABD gazetesine makale yazan Bolton, Batı'nın, Türkiye'deki muhalefetin yaklaşmakta olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde başarı şansı elde etmesini sağlamaya yardım etmek için cesur adımlar atmasını istedi.
"Erdoğan'ın durdurulma şansı ancak böyle söz konusu." diye haykırdı.
Muhalefetin etkili bir kampanya yürütmesi ve birlik içinde kalması halinde Erdoğan'ın seçimde yenileceği müjdesini verdi. "Birleşin" diye bir yalvarmadığı kaldı. "Erdoğan'a birlik içindekarşı koyulmazsa, işlerdaha da kötüye gidecek"diyerek ağladı. Allah AllahJohn!.. Keşke kimin içinnasıl kötüye gideceğini deaçıklasaydın. Durdurmakne? İşler kötüye gidiyorderken "Bu ülkeyi artıkEski günlerinde olduğugibi tutamayız" mı demekistiyorsun? Ara beni John.
Konuşalım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.