GÖLGE CIA olarak adlandırılan düşünce kuruluşu Stratfor'da emekli istihbaratçılar ve askerler bizzat devlet tarafından istihdam edilip bir araya geliyor.
Tecrübelerinden yararlanarak raporlar hazırlatılıyor. O raporlar da Amerikan dış politikasının adeta haritası oluyor.
Stratfor'un kurucusu George Freidman, Holokost'ta sağ kalan Yahudi bir ailenin çocuğudur. Wikipedia onu "Düzenli olarak silahlı hizmetlerdeki üst düzey komutanlara ve ayrıca Ağ Değerlendirmeleri Ofisi'ne, Avrupa Müttefik Kuvvetleri Yüksek Karargâhı'na, ABD Ordu Savaş Enstitü'ne, Ulusal Savunma Üniversitesi'ne ve RAND Corporation'a güvenlik ve millî savunma konularında bilgi veren jeoplotik tahminci ve uluslararası stratejist" tanımlıyor.
İşte bu Freidman'la ilgili meşhur bir video var. Kalabalık bir katılımcının olduğu konferansta "Türkiye Almanya'yı öğleden sonra, Fransa'yı eğer ortaya çıkma cesareti gösterirlerse bir saat içinde bitirir" diyor.
Salonda bazıları şaka yaptığını zannediyor.
Kahkaha atıyor. Freidman bu aptalların gözünün içine bakarak konuşmasını sürdürüyor; "Geçen 1000 yıl içerisinde her ne zaman bir İslam Birliği olduysa, bu Türk gücü çatısı altında oldu." Salon buz kesiyor. Kahkaha atanlardan çıt çıkmıyor. Freidman "Şu anda Türkler tekrar kanatlarını açmaya başladı" diye sözlerini bitiriyor. Bu konuşmayı yaptığında Türkiye henüz SİHA, insanlı ve insansız savaş uçakları, top, tank, savaş gemisi, uçak gemisi, lazer silahları, balistik füzeler, zırhlı askeri araçlar, tüfekler vs üretmiyordu.
Elinde hiçbir şey yoktu. Tamamen dışa bağımlıydı. İşte o dönemde bile Freidman satır aralarında "Askeri kapasitesi muhtemelen İngiltere hariç Avrupa'nın en iyisi" diyordu kahkaha atanların ahmak yüzlerine. Ve aradan yıllar geçti. Fransa Genelkurmay eski Başkanı Villiers dün, "Türkiye, Rusya ve Çin gücünü artırıyor.
Eski imparatorluk dönemlerinde kaybettikleri nüfuzlarını yeniden kazanmaya doğru gidiyorlar" dedi. Ve Freidman'ın yıllar önce "Türkiye, muhtemel bir savaşta Fransa'yı bir saatte bitirir" şeklindeki iddiasına Parisli General de benzer bir açıklama ile dün katıldı. "Fransa yüksek yoğunluklu bir savaşla karşı karşıya kalırsa uzun süre dayanamaz." Fransa Genelkurmay eski Başkanının açıklamalarını okurken güldüm. Zavallı Yunanistan'a bize karşı destek olmak için Ege'ye savaş gemisi gönderen bir Fransa vardı. Onların savaş gemilerini bir saniyede elektromanyetik silahlarımızla kilitleyip, başka bir gemiyle çektirmek zorunda bırakmıştık. Daha önce de belirtmiştim. O gemiyi istesek joistik ile Fransız askerlerini de kapsayacak şekilde alıp Tuzla tersanesine çekebilir, parçalarına ayırıp hurdaya çıkarabilirdik. Veya boyayıp Türk Silahlı Kuvvetlerimizin envanterine katabilirdik. Türkiye'nin savunma sanayii yatırımları henüz başlamadığı dönemde gölge CIA Stratfor'un kurucusu Freidman "Bölgede hiçbir politik müzakere yok ki; tartışma sonunda Türkler ne istiyor sorusuna gelmesin" diyordu üzerine basa basa. Şimdi o masaları kurup, oturan ve ne istediğini kendi söyleyen bir Türkiye var. Savunma sanayiimiz ile yüzde yüz yerli ve milli noktaya geliyor, dışa bağımlılığı da neredeyse tamamen bitiriyoruz. İnsansız hava araçlarımız SİHA'lardan sonra milli muharip uçağımız da dün gururla görücüye çıktı.
İnsansız savaş uçaklarımız da yolda. Dünya pilot eğitimleri verirken, Türkiye sıcacık odasında joistik kullanarak savaş kazanacak aslanları yetiştirecek artık. SİHA'larımızla Libya'da, Suriye'de, Karabağ savaşında, Irak'ta operasyonlar gerçekleştirerek dünyaya parmak ısırttık. Bizden SİHA alan Ukrayna bu vurucu silahlarımız için şarkılar yazdı. Asya ve Avrupa ülkelerinden sonra NATO ülkeleri de bizden SİHA almaya başladı. Yakında tıpkı helikopterlerimiz, top ve tüfeklerimiz, füzelerimiz, zırhlı araçlarımız gibi uçaklarımız da dünya silahlı kuvvetlerine ihraç edilecek. Yazılımları tamamen Türkiye'nin elinde olduğu için tüm bu ülkeler Ankara'ya bağımlı hale gelecek.
Kardak krizinden yıllar sonra ABD Dışişleri Bakanı Olbright, Yunan Dışişleri Bakanı'na "Uçaklarınızla savaşa girseydiniz. Attığınız her füze balıkları öldürecekti. Çünkü her ikinizin de yazılımları bizdeydi. Küçücük bir gemi gönderdik Ege'ye. Sinyalle füzeleri balıklara yönlendirecekti" diyordu. Türkiye artık bu güce ulaşıyor. Freidman bu günleri görmeden "İslam birliğini kurabilen tek ülke Türkiye geliyor" demişti. Acaba Türk Birleşik Devletlerine de adım attığımız bu günlerden sonra ne diyecek? Tahmin etmesi hiç zor değil. Dışarıda "Türkiye savaşların seyrini değiştiriyor" çığlıkları boşuna değil. Bizdeki muhalefet silah üreticilerimizi yargılamaktan neden bahsediyor acaba?
Onu da siz bulun!