FRANSA Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron "Fransız sömürgesinden önce Cezayir ulusu var mıydı?" demişti.
Yıllarca sömürdükleri, kan gölüne çevirdikleri ülkeyi utanmadan aşağılamaya kalkan bir Batılı'dan bahsediyoruz. Sözüm ona Osmanlı'yı ima ediyordu. "Bizden önce Osmanlı'nın esareti altında devlet bile değildiniz" demeye getiriyordu. Halbuki Osmanlı Cezayir'i sömürgeci katiller gibi işgal etmemişti. Cezayir Fransa'dan gelen bu alçakça sözlere karşı ayağa kalktı.
Ülkenin tarihçileri müthiş cevaplar verdi Macron'a. "Osmanlı sizin gibi buraya katliam yaparak girmedi. Tam aksine sizin gibi katillerden, Haçlı saldırılarından bizleri koruması için Osmanlı'yı bizzat biz çağırdık" dediler.
Fransa Cezayir gibi tam 16 Afrika ülkesini yıllardır sömürüyor. Bu ülkelerden "devlet kurmalarına izin verme" adı altında yüz milyarlarca dolar haraç alıyor.
Bazılarını ziyaret etme imkanı bulduk.
Hâlâ Fransızca konuşuyorlar, Fransızca rüya görüyorlar. Halbuki Osmanlı ne dillerine dokundu, ne yaşamlarına, canlarına, mallarına ve namuslarına. Tam aksine onları tecavüzcü sömürgecilerden korudu.
Fransız katiller milyonlarca Cezayirliyi öldürdüler. Bunu sadece Cezayir'de değil Paris'te bile yaptılar. 17 Ekim 1961'de Cezayirliler kendilerine uygulanan gece sokağa çıkma yasağını protesto için başkent Paris'te barışçıl gösteri düzenledi.
25 bin kişi katıldı bu gösteriye. Gözü dönmüş Paris Polis Müdürü Maurice Papon binlerce polisi Paris sokaklarında Cezayirlilerin üzerine saldı. Büyük katliam yapıldı. 12 bin kişi gözaltına alınıp işkenceye uğradı. Binlerce kişi yaralandı.
Öldürülen 300 Cezayirlinin cesetleri ibret olsun diye Seine Nehri'ne atıldı.
Macron'un son utanç sözleri Cezayir'de infiale sebep oldu. Düne kadar Fransız askeri uçakları bu ülke üzerinde elini kolunu sallayarak uçuyordu. Paris'ten gelen arsız, hayasız açıklamalardan sonra Cezayir, hava sahasını Fransız askeri uçaklarına kapattı. Fransızların paçası tutuştu. Cumhurbaşkanı Macron aptalca açıklamasına oluşan öfkeyi bastırmak için dün Paris'te Cezayirli katliamının 60. yıldönümü anma törenine katılmak zorunda kaldı. İlk kez bir Cumhurbaşkanı bu törene katılıyordu. Fransa'da diplomatlar, askerler, istihbaratçılar, yazarlar Macron'u yerden yere vuruyor.
"Afrika'da gücümüz tükeniyor. Artık nüfuz Türklerin eline geçiyor" diye her gün gazete manşetlerinde ekranlarda ağlıyorlar.
Türkiye'nin son yıllarda güçlenip, dünyada oyun kurucu hale gelmesi en çok, sömürülen Afrika ülkelerini sevindiriyor.
Osmanlı'nın çöküşünden sonra Ortadoğu'dan Balkanlara, Kafkaslardan, Orta Asya'ya her yere gözümüzü kapadık.
Afrika da yıllarca umurumuzda olmadı.
Tek derdimiz kanlı katil ve sömürgecilik üzerinden refah yaşayan Batı'ya yanaşmak oldu. Kapılarında yattık. Aşağılandık, kovulduk. Yine de o kapıların dibinden ayrılmadık. İngiliz Financial Times gazetesi artık bu durumun değiştiğini yazdı. "Erdoğan'ın BÜYÜK OYUNU… Türkler artık Afrika'dalar. ABD, Fransa, Çin ve Rusya'nın etkisine karşı koyuyorlar" diye başlıklar attı. Ticaret ve yardımda büyük atılım yaptığımızı, dizilerle bile girdiğimiz Afrika'da nasıl nüfuz patlaması yaşadığımızı tüm dünyaya aktardı. 2009 yılına kadar Afrika'da büyükelçilik sayımız 12'ydi. Şimdi 43. Erdoğan'ın neredeyse gitmediği Afrika başkenti kalmadı. Afrika ülkeleri bizden silah almak için sıraya girdi.
Ard arda anlaşmalar yapılıyor. Ticaret hacmimizin 50 milyar dolara çıkması artık zor değil. Fransız sömürgeleri artık Paris'e rest çekiyor. Türkiye'yi ülkelerine davet etme yarışına girdiler. İşte bu çerçevede Angola, Togo ve Nijerya Devlet Başkanlarının isteği üzerine Erdoğan dün Afrika'ya uçtu. Burkino Faso ve Liberya Devlet Başkanları da Erdoğan ile görüşmek üzere Angola'ya koşacak.
Afrika tıpkı 100 yıl önce olduğu gibi katillere karşı yine Osmanlı'nın torunlarını çağırıyor.
İspanya'daki Navarra Üniversitesi'nden Michael Tanchum "Eski Fransız sömürgesi Afrika ülkeleri, Paris'e alternatifler arıyor. Yeni bir Fransız sömürgesi veya Çin sömürgesi olarak ticaret yapmak istemiyorlar. Akıllarında sadece Türkiye var" diyor. Financial Times da "Afrika'da bebeklere Erdoğan ismi veriliyor" diye boşuna yazmıyor. Geçmişte ne zaman Afrika'ya gitsek bize "Nerde kaldınız" diyorlardı. Şimdi "Birlikte ne yapacağız"ı konuşuyoruz. Şükürler olsun.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.