Altına hücum

"BEN Amerika için en büyük şansım... Ben olmazsam ABD batar" diyor Trump... İlk bakışta adam megaloman mı sorusu akla geliyor. Ancak Trump bugüne kadar gelmiş başkanların içinde ülkesine en çok kazandıran isim oldu. Ülkesine para çekmek için sürekli kriz çıkarıyor.
Çünkü "Süper güç ABD çöküyor mu?" suali artık dünyamızın geleceğini de sorguluyor. Washington'daki çatışma hali gizli kalan gerçeklerin ortaya çıkmasına neden olacak. Bu da çöküşü hızlandıracak. Bazı örnekler verelim. Dünyada en çok altın rezervine sahip olan ülke ABD. 2019 Ağustos ayı itibariyle ABD'nin 8 bin 133 ton altını olduğu açıklandı. Bu tarihin en büyük yalanı. ABD'nin altın rezervi 2 bin 300 ton... Gelelim ABD'nin diğer yalanlarına... ABD'nin en önemli ekonomistlerinden olan John Williams "Amerikan hükümetinin yaklaşık yüzde 2 dediği enflasyon yüzde 5'in üzerindedir. Hissedilen enflasyon ise yüzde 10'un üzerinde. İşsizlik oranları da ABD'nin en büyük yalanlarıdır.
Yüzde 5'in altına indirildiği söylenen işsizlik rakamlarının yüzde 22 olduğu istatistik kurumunun belgelerinde saklıdır" diyor. Ülkede 50 milyon kişi sokakta yaşıyor. Silah şirketleri dışındakiler her geçen gün işçi çıkarmak zorunda kalıyor. Trilyon dolarlık Apple ve Amazon bile yüzde 8 küçülmeye gitti.
Aynı ABD, terör örgütleriyle hiçbir zaman ilişkisinin olmadığını söyler.
Gerçekte ise Amerikan generallerinin hepsi mutlaka terör örgütleri DEAŞ, El Kaide, Taliban, Boko Haram, Eş Şebab, PKK ile ilişkidedir. O terör örgütleri olduğu için Amerikan silah şirketleri trilyon dolarlık total ciroya ulaştı. Bazıları ABD'nin yaşaması için ahmakça ölüme gönderiliyor.
PKK'nın zavallıları da bunların içinde yer alıyor... Orman bile yakıyorlar...
"Altın madeni ve ağaç" bahanesiyle dağlara koşan CHP'yle HDP'lilerden gık çıkmıyor. Çünkü onların "GIK"ları da Washington'a bağlı. Tüm kirli oyunlara rağmen o ABD'de sistem artık yürümüyor. Dünyada para eden tüm madenlere el koyarak bugünlere geldiler. Artık bu sistem tıkandı. O nedenle ABD, büyük bir ekonomik kriz, ardından kaosa neden olacak bir dünya için bastırıyor. Dan Brown'un kitabı Cehennem'de, nasıl bir virüs insanlığı yok etme tehlikesiyle karşı karşıya kaldıysa, Amazon ve Kongo Havzası'nın yanması, en az dünyayı yok edebilecek bir virüs kadar tehlikeli ortamın fitilini ateşlemiştir. Amazonlar dünyanın oksijen deposudur.
Yeryüzündeki tatlı suyun yüzde 20'sini barındırır. Haftalardır yanıyor ve durdurulamıyor. Brezilya hükümeti "Ormanları çevreciler yaktı" diyor.
O çevreci örgütlerin de arkasında CIA var. Geçen yıl Bilderberg toplantısında dünya nüfusunun 3 milyar fazla olduğu fikrinde buluşulmuştu. Tesadüf bu ya, Amazon ve Kongo Havzası olmazsa önümüzdeki 20 yıldaki küresel ısınma ve kuraklık milyarlarca insanın sonunu getirebilir. Bir film senaryosu gibi gelse de, her gerçek önce film olarak senaryoya aktarılıyor. Dünya büyük krizlere gebe. Herkes gardını alıyor. Batma tehlikesi yaşayan ABD, Çin ve Avrupa'yı en büyük düşman ilan etti. Çünkü her ikisine de her yıl 400'er milyar doların üzerinde ihracatithalat açığı veriyor. Bu yüzden AB'yi dağıtmak, Çin'in enerji borusu İran'ı iç çatışmayla ABD'ye bağlamak istiyor.
Buna karşılık Çin de tedbir alıyor.
Afrika'da büyük yatırımlara giriyor.
Dünyanın sayılı petrol üreticilerinden Nijerya'da dahi şimdiden bu sektöre 16 MİLYAR DOLARLIK yatırım yaparak ülkeyi parayla Pekin'e bağladı.
Pertol şirketleri Çin'e çalışan Nijerya'da sürekli bombalar patlıyor, taşeron terör örgütleri sahaya sürülüyor. Savaş ve kaos Afrika'ya da sıçrayacak. Paris'te Soros'un eski ortağı Jim Rogers ile röportaj yapmıştım. Amerika'dan ve ortağı Soros'tan kaçıp Uzakdoğu'ya milyarlarca dolarlık yatırım yaptığını söylemişti. Ve üzerine basa basa eklemişti; "ABD de DOLAR da batacak. Dünya bundan sonra ALTIN savaşları yaşayacak. Ben altın topluyorum."