"ET peşinde koşanlarladolu bir dünyada,vejeteryanların ayakta kalmasızordur." Bu ilginç cümlenin sahibibir kasap veya manav değildi. OAlmanya Dışişleri Bakanı'ydı. AdıSigmar Gabriel'di. Avrupa'nın küreselalanda çıkarlarını korumakta sonderece zayıf kaldığını söylüyordu. Hatta"Moskova, Pekin ve Washington'un tekbir ortak noktası var: Avrupa'ya değervermiyorlar; artık onu önemsemiyorlar"itirafında bulunuyordu. Bunun açılımı"Adam yerine konduğumuzgünler bitti. Etçiydik, otadönüyoruz" demekti. Gabriel'in 1.5yıl önce yaptığı bu itirafa bir destek deeski İsveç Başbakanı Carl Bildt'dengeldi. "Avrupa güç rekabetininolduğu bir çağda konu dışı kalmariskiyle karşı karşıya" diyorduCarl Bildt. Adam nazikti "Konu dışı"kelimelerini özellikle kullanıyordu.
Aslında açılımı, ET PİYASASINDAkıçına tekmeyi yeme durumları idi.
Avrupa'yı da kendini sorgulamaya çağırıyordu. "3 Dünya gücü ABD, Çin ve Rusya ile yanyana mı olacağız.
Yoksa basitçe onların oyun sahasının zemini mi olacağız" diyerek hem de...
Yani kibarlığından dolayı "Paspasolmak üzereyiz" diyemiyordu.
"Sonunda kötü şeyler olacak" diye uyarırken de kurtuluş reçetelerinden biri olarak Türkiye ile iyi ilişkiler kurulmasını gösteriyordu. Gücü tükenmiş Avrupa "Paspas mı olacağız" korkusu yaşarken, Türkiye son yıllarda tüm dünyayı şaşkına çeviren büyük adımlar atıyordu. Hatta ABD medyası "Ankara dünyayı afallatıyor" diye başlıklar atıyordu. Bizi yıllarca kapılarında bekletip Patriot füzesi vermediler. Ankara "Vermezsenverme" dedi, gitti Rusya'dan S-400 aldı. Avrupa bunu asla yapamazdı.
Fransa Cumhurbaşkanı bir Avrupa ordusu kurmaktan bahsetti, aylarca Paris'i yangın yerine çevirdiler.
Neredeyse Macron'u devireceklerdi.
Şimdi gıkı çıkmıyor. Avrupa Ordusunu bırak, bunun lafını bile edemez hale geliyor. Halbuki Türkiye tüm tehditlere ve baskılara rağmen gitti Rusya'dan S-400'leri tüm çatır çatır aldı. Avrupa şimdi Türkiye'nin bu kararlı duruşundan cesaret alarak homurdanmaya başladı.
Nitekim Almanlar peşimizden geliyor, ABD'ye diklenmeler başladılar. Trump da çıktı "Aslında Ankara haklı. Geçmişte bizden füze istedivermedik" itirafını yaptı. Ancak şimdide misilleme olarak "F-35 vermeyiz"diyerek aynı hataya düşüyorlar.
Vermezlerse Ankara gidecek Rusya'dan savaş uçağı alacak. Ardından yine Başkanları çıkıp "Türkiye bunda da haklı. Vermezsen gider başka yerden alır. Bunun örneğini görmediniz mi aptallar" demek zorunda kalacak.
Veya üzerine Türkiye'ye yaptırım baskısı kuranları veto edecek. ABD'de "Türkiye" konulu iç savaş büyüyor.
Halbuki Türkiye-ABD ilişkilerinde temel nokta ortak menfaatler üzerinde müzakere ve diplomasi yürütmektir.
Yeni Türkiye neredeyse 1 asır sonra ilişkilerini bu normal global ve adil yaklaşıma göre yürütmeye başladı.
Zaten stratejik ortaklık, örtüşen menfaatler demek... Türk-Amerikan ilişkilerini bu örtüşen ortak çıkarlar tabanında yürütmeye çalışan iki ülke yöneticilerine baskı yapan üçüncü ülkeler var. İlişkileri zehirleyen yılanlar bunlardır. İki ülkeye sızmış paralel yapılar, haçlı-siyonist ittifakı ve FETÖ gibi maşalardır. Türkiye'ye F-35 verilmesini istemeyenler, Trump'ın dediği gibi Washington'u bir kez daha hataya zorlayan bu yapılardır.
Trump'ın da savaşı bunlarladır. Sevgili Necmettin Batırel attığı tweetle bu savaştaki mücadelenin ipuçlarını da bakın nasıl veriyor; "ABD'nin 1 Trilyon Dolar tutan F-35 projesi çökmüştür.
Türkiye'den sonra Almanya da F-35 almıyor. Trump havada çok az süre kalan, attığını vuramayan F-35'lerin kongreden hesabını soracak. Salı akşamı (bugün) ABDli senatörlerle yapacağı toplantıda ana gündem F-35'ler" Almanya'dan sonra Hollanda da Türkiye'den aldığı cesaretle "Bize satılan F-35'lerdeindirim isteriz" diyerek isyan başlattı. F-35'ler galiba bu defa ETPEŞİNDEKİ Washington'u vuracak!
Trump "Ot yiyecek adam mı?"...
Bunu göreceğiz!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.