DÜNYA akıllara zarar bir şekilde değişiyor. Herkes gardını alıyor, yeni cepheler oluşturuyor, ortaklıklar çatlıyor, yeni arayışlar başlıyor. Tüm bu çalkalanmanın ardında hayatta ve ayakta kalma refleksiyle başlatılan ticaret savaşları yatıyor. Çin büyüyen ekonomisi ile doğudan batıya doğru ahtapot gibi geliyor. Buna karşılık borcu 22 TRİLYON DOLARA tırmanan ve bu alanda tarihi rekora ulaşan Amerika'da tehlike çanları kulak zarlarını patlatıyor. Son dönemin SÜPER GÜCÜ batma korkusuyla önüne gelene saldırıyor.
Her saldırı sonrası "Para" diyerek haraç kesiyor. Vermeyeni ekonomi baltası, dolar sopası, vergi duvarları ile tehdit ediyor. Ancak bu tehditler bir bumerang gibi kendi ekonomisini de vuruyor. İflaslar başlıyor, istihdam azalıyor. Vergi duvarı uyguladığı ürünler piyasaya daha pahalı giriyor.
Ekonomi konusunda uzman sevgili Necmettin Batırel'in dediği gibi Amerika Çin'i vergiyle döveceğim derken, kendi halkını soyuyor. "Bunereye kadar devam edecek?" sorusu gündemden taşıyor.
Savaş cep telefonlarına kadar sıçradı. Amerika, Çin malı cep telefonu Huwaei'ye patronluk yapan adamın kızını tutuklamaya kaddar gitti. Çin de misilleme olarak CIA'ya çalışan İnterpol Başkanını tutukladı.
Savaş daha da büyüdü. ABD, Google, Microsoft gibi dünyanın en pahalı markaları ile Huwaei'ye ambargo uygulama kararı verdi.
Sen misin bunu yapandı!.. Çin de nadir toprak elementleri satışını durdurduğunu açıkladı. toprak deyip geçmeyin. Bu nadir toprağın en büyük rezervleri Çin'de bulunuyor.
Patriot füzelerinden, füze güdüm sistemlerinin üretimine kadar çok alanda bu toprağa ihtiyaç duyuluyor.
Dahası bilgisayarlar, uydular, savaş uçakları ve çok sayıda teknoloji üretim anlamında bu nadir toprak olmazsa olmazlardan. Daha dahası ise AKILLI TELEFONLAR için hayatta kalma, oksijen anlamına geliyor. ABD Çin telefonlarına füze gönderdi. Çin de bu füzeye TOPRAK attı. Savaş sadece teknoloji alanında yaşanmıyor. Çin dünya tohum piyasasına girdi, İsviçre'den 43 MİLYAR DOLARA tohum şirketi Syngenta'yı satın aldı. "Dünyagelecekte bana bağımlı olacak" diyerek stratejik adımlar attı. Avrupa kendi sorunları ile uğraştığından dolayı, ekonomi ve teknoloji savaşlarında geri kaldı. Bu yüzden lider Almanya da gelecekte ayazda kalmamak için tohum piyasasına girdi. Amerikan şirketi Munsanto'yu 66 MİLYAR DOLARA satın aldı.
Ancak dedik ya ticaret savaşları var diye. Amerika da hemen Almanların eline geçen tohum şirketine bir bahaneyle 2 MİLYAR DOLAR ceza kesti. Çinli bir doktor, dünyaya gelen tüp bebek ikizlerinin DNA'larını değiştirdi. Dünya ayağa kalktı, "Etik" değil diyerek büyük tartışma başladı.
Şiddetle karşı çıkanlara rağmen genetik tasarımla tedavi yöntemine ABD ve Avrupa balıklama atladı.
Kavgalar sürerken bir baktık dünya tarihinin en pahalı ilacı bir anda onaylanıverdi.
2 MİLYON DOLARI aşkın fiyatıyla GEN TERAPİ ilacı piyasaya çıktı. Zenginsen daha daha fazla yaşayacağın, birçok hastalığı bertaraf edebileceğin BAMBAŞKA BİRASRIN başlangıcıydı bu.
YAPAY ZEKALAR, ROBOTLAR yolda... Dünya değişimin feriştahını yaşayacak. Kavga daha da büyüyecek. Aklımıza, hayalimize gelmeyen SAVAŞLARA tanık olacağız. Kazanmak isteyenler şimdi gözünü Doğu Akdeniz'deki doğalgaz rezervlerine dikti. Dünyanın merkezindeki İstanbul'u, başkent Ankara'yı ve Eski Türkiye'yi istiyor.
Yoksa kaybedecekler. Peki biz neredeyiz?.. Kimler bu ülkede dünyadan bihaber? Kimlerin derdi havaalanında VIP'ten girme kısırlığında?.. Ve ülkeyi yönetmeye talip kimler dünyadan kopuk yaşıyor?
Bu soruların cevabına göre sandığa gitmeyenin, geleceğini düşünmeye hakkı yoktur. Karar sizin!..
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.