Çok öne çıktık
"Bu, hayatta kalanlar için eskisine göre daha fazla ekonomik fırsat anlamına geliyordu. Reel ücretler ve insanların satın alım gücü artmıştı. Örneğin İngiltere'de tarım işçilerin aldığı reel ücretin iki katına çıktığı görülüyor. Alım gücü artınca, beslenme kaliteleri de arttı." diye de ekliyor. Okurken vay vay vay diyorsunuz. Bilimadamı yarısı yok olacak bir dünyadan bahsediyor, ölümden refah, ekonomik kazanımlar çıkarıyor. Finansın merkezi devlet de bunu araştırıyor. CIA'ya girip yıllarca çalışmış bir Türk kitap yazdı. O Türk'ün hikayesini daha sonra sizlere aktaracağım. Ancak o kitapta ilginç notlar vardı. Mesela CIA Harward'dan bir rektörü işin başına getirilmesiyle kuruluyor. Ardından Stanford Üniversitesi dahil dünyanın dört bir yanından akademisyenler, üniversite rektörleri, profesörlere kanca atılıyor.
Amerika'ya davet ediliyor. İşte davet alanların içinde o kitaba imza atan Türk akademisyen de var. "Bizi aldılar Harward, Stanford rektörlerinin verdiği derslerle istihbarat alanında eğittiler. CIA'nın beyin takımı bilimadamlarından kuruldu. O toplantılarda bizlere 'Siz raporlar, ülkeleriniz ile ilgili analizler gönderecekseniz. Biz de sizin raporlarınıza göre operasyonlar yapacağız' dediler. Çok şey yazdık, çok operasyonun gerçekleştirilmesine imza attık" diyor. Tam bu ilginç kitabı okuyup bitirmeden, Suriye sınırımızın ötesinden enteresan bir haber geldi.
Amerika dibimizde terörist PKK'dan 110 bin kişilik ordu kuruyor, yine silah yağdırıyordu. Ancak en tuhafı Harvard Üniversitesi ve Stanford Üniversitesi'nden önemli öğretim üyesi isimlerin, Kuzey Suriye'de kurulacak okullarda görev alacak olmasıydı.
Yani CIA'yı yöneten akademsiyenler sınırımızın ötesine PKK üniversitesi adı altında karargah kuruyorlardı.
CIA, dibimize taşınıyordu. Ortadoğu petrolleri, Akdeniz gazı, artan dünya nüfusu, kaoslardan beslenenler, akademisyenlerden istihbaratçılar, ölümlerden refahın gelebileceğini savunan, profesörler, bunu araştıran devlet medyası vs. vs... Çok daha ilginç olaylara tanık olacağız. Sırtlanlarla çakalların kapışacağı bölgenin de MERKEZİNDE İstanbul var. Nitekim theinternationalforaecaster adlı site bakı ne yazıyor; "Dünyanın birçok ülkesinde bazı seçimler tekrarlanır. Ancak İstanbul'daki tekrarın etkileri çok fazla oldu. İstanbul'un önemi çok büyük. Mega kenti yeni çekim merkezi haline getirecek dünyanın en büyük havalimanının tamamlanması, Yeni Zelanda'daki terör eyleminde saldırganın Ayasofya'yı öne çıkarması, İstanbul'un önemini gösteriyordu. 500 yıl önceye gitmeye gerek yok İstanbul önemliydi. O nedenle 24 bin KEZ İNGİLİZCE HABER OLDU. New York Times veya The Guardian okuyucusu için İstanbul seçimlerinin tekrarlanması önemli midir? Cevap basit. Elbette hayır. Her iki gazetenin okuyucularının umrunda değildir. O halde neden durmaksızın İstanbul'u ve seçimlerini haber yapıyorlar?
Çünkü İstanbul Türkiye'nin yeni döneminde ÇOK ÖNE ÇIKTI." Evet yeni dönemdeyiz ve ÇOK ÖNE ÇIKTIK. Ah bunu biz de bir farkedip anlayabilsek... Kirli ittifaklarla İstanbul'u, Ankara'yı neden çok istediklerini kavrayabilsek... Görün bakın neler olacak!..
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)
- Amerikan "ot"ları (04.11.2024)
- Güneysu (01.11.2024)
- Deli danalar-papağanlar (30.10.2024)