GENIE Energy... Amerikan şirketi...
Ortakları arasında İsrailliler, Afganistan ve Irak'ın işgali için yırtınan ABD eski başkan yardımcılarından Dick Cheney ve medya imparatoru Murdoch da var. En önemli yönetim kurulu üyelerinden biri de JACOB LORD ROTHSCHİLD... Yani dünyanın en zengin ailesinin dördüncü baronu...
Nisan 2017'de bu şirkete dikkat çektim...
Suriye'deki savaşı organize edenlerden biri...
Sürmesi için de kendini yırtanlardan... Zaten 11 ayrı ülkedeki savaşta parmak izleri var...
Suriye ne kadar zayıflarsa o kadar karlılığı artacak bir şirket. Burnumuzun dibindeki savaşın en çok kazananlarından biri...
Genie'nin anlamı da çok ilginç... Arap peri masallarındaki "Lambadan çıkan cin" demek... 3 yıl önce İsrail televizyonlarından çığlıklar fışkırıyor... Genie Energy'nin, İsrail tarafından işgal edilmiş Suriye'nin GOLAN TEPELERİ'nde, son dönemlerde bulunan EN BÜYÜK petrol ve doğalgaz rezervine ulaştığı haykırılıyor. Şam'a 60 km uzaklıkta işgal altındaki Golan tepelerinde lambadan tam 4 TRİLYON DOLARLIK doğalgaz ve petrol rezervi çıkıyor. ABD'nin DEAŞ'ı kurup Suriye'de iç savaş çıkarması, kuzeyine PKK'yı yerleştirmesi boşuna değil... İsrail savaş uçaklarının da devamlı Suriye ordusuna ait üsleri vurması dünyaya hizmet amacı taşımıyor. Zayıflamış ve parçalanmış Suriye demek, işgal altındaki petrol fışkıran Golan tepelerini ilhak etmek demek. DEAŞ'ın en büyük kamplarından biri Golan tepelerinin hemen altındaydı.
MOSSAD eski başkanı televizyonlarda "Yaralı DEAŞ'lıları Tel Aviv'de tedaviediyoruz" dedi. İşte o yaralılar Golan tepesinden Tel Aviv hastanelerine İsrail askerleri tarafından taşınıyordu. O dönemde DEAŞ, Esed ordusuna göndermek istediği füzeyi yanlışlıkla İsrail'e fırlatıyor, ertesinde Tel Aviv'den özür diliyordu. İsrail Savunma Bakanı da "DEAŞ'ın bizle problemiyok" diyerek özrü kabul ediyor, öpüyordu.
Zira DEAŞ petrol kaynayan Golan Tepelerinin ilhakı konusunda İsrail'e hizmet nişanı almayı sonuna kadar hak ediyordu.
İsrail Başbakanı Netanyahu Trump'la görüşüyor, ardından İsrail'in önde gelen gazetesi Jarusselam Post, iki lider arasında tartışılan gündem maddesini yazıyordu. O Haberde "Netanyahu İsrail'in Golantepelerindeki egemenlik hakkınıntanınması için Trump'a baskı yaptı" deniyordu. Ve aniden Avrupa Parlamentosu bir rapor yayınlayıp "Ayasofya açılamaz" diyordu. Raportör Kati Piri de "Ayasofyaaçılamaz" diye röportaj veriyor, ardından önüne gelen birkaç gün içinde aynı konuda demeçler yağdırıyordu. Ah o da ne?... Netanyahu'nun oğlu da aynı şeyi söylüyordu... Ertesi gün Yeni Zelanda'da 49 müslümanı camide katleden alçak terörist de "Ayasofya'nın minarelerini yıkacağız" diyordu. Türkiye'de "Açacağız" diyen olmadığı halde... Bu durduk yerde başlatılan kampanyadan sonra Genie Energy ile İsrailli yüklenici Afek Petrol ve Gaz Golan'daki tüm rezervi çıkarmak için çalışmaları tamamladıklarını duyuruyordu. Bir kaç saat sonra da ABD, Yunanistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve İsrail Akdeniz doğalgazı için ortak çalışma anlaşması imzalıyordu.
Ayasofya kampanyasından bir anda Golan petrollerine geliniyor, Akdeniz doğalgazına iniliyor, Ankara'ya kadar uzanacak bir kıskaç operasyonuna şahit oluyorduk. Ve derken birden Trump bombanın pimini çekiyor, "İsrail'in işgali altındaki GolanTepelerinde Tel-Aviv'in egemenlikhakkını tanımanın zamanı geldi" artık diye açıklama yapıyordu. Yeni Zelanda teröristini tartışırken birden gündem değişiyor, dünya lambadan yeni çıkan bu yeni krize kilitleniyordu. Binbir surat Amerika vardı karşımızda... İçeride paralel yapılarla savaşan bir derin devlet varolma savaşı veriyordu. Amerika düşüşe geçmiş, aradan başka ülkeler fırlamak üzereydi. Hem bunu durdurma hem de paralel yapıları tasfiye etme derdindeki Amerika'nın bir yüzü, yaşanan örtülü iç savaşta karşı tarafın ağzına Golan Tepeleri balını sürüyordu. Böylece Ortadoğu'da yeni bir kriz patlak verecekti.
Ve her krizden de Amerikan yönetimi ve şirketleri kazanıyordu. E ne de olsa lambadan çıkacak cinin cebinde bu defa 4 TRİLYON DOLARLIK petrol rezervi vardı. Çıkmasına yardım etmek lazımdı. Amerikan bayrağı, İsrail çıkarları için ölmeyi bile göze alan kullanışlı ahmaklar, PKK ve terör örgütleri o yüzden onlar için önemliydi. Etrafımızda dönem oyunları, Golan tepelerinden Akdeniz'e kadar inen Ankara'yı kıskaca alma tezgahlarını göremeyenler, lambadan çıkarılıp önlerine konulan PKK'nın siyasi kanadı ile ittifaklar yapıyorlardı... Ve "Bekasorunumuz yoktur" diyen bağıran ittifakçılar maalesef bu işten anlamıyordu...
Ya da başka bir şeydi!.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.