Mesele
Mesela Obama'yı seçiyor ama altına başkan yardımcısı olarak Joe Biden'i yerleştiriyor.
O Joe Biden'a Pierre otelde düzenlenen Dünya Yahudi Kongresi'nde "Theodor Herzl ödülü" veriliyor.
Theodor Herzl, "Osmanlı'yı yıkmadan İsrail'in kurulamayacağını" anlayan ve kendini bu ideale adayan kişidir. Siyonizmin babası, kurucusu ve ilk başkanıdır.
Abdülhamid Han'a gelerek para karşılığı Kudüs ve Filistin topraklarını isteyen ancak "Biz kanla aldık kanlı veririz" cevabıyla kafasına adeta sopa indirilen Osmanlı düşmanıdır.
Obama'nın altına yerleştirilen Joe Biden Dünya Yahudi Kongresi'nde "Ben Siyonistim" sloganını gururla haykırmıştır.
Aynı toplantıda Trump'ın Başkanlığını kastederek "Yeni yönetimde, İsrail- Amerika ilişkilerinde bir değişme beklemiyorum. Böyle bir niyet olsa bile ki yok; Kongre ve Amerikan halkı bunun gerçekleşmesine hiçbir zaman izin vermez" diyerek Amerikan sistemindeki derin yapının gücüne dikkat çekmiştir.
Şu anda Amerika'da Başkan Trump'ın tahtı sallanıyor... Hakkındaki iddialar zirveye çıkmış durumda, her gün bunlara bir yenisi ekleniyor, davalar havada uçuşuyor. En yakınları itirafçı olmak için sıraya giriyor.
Trump içeriden bir operasyonla karşı karşıya... "Beni görevden alırlarsa piyasalar çöker" diye tehdit etse de bir el onu yavaş yavaş azle doğru götürüyor. Derin yapılar Trump'ın altına yerleştirdikleri Evanjelist Papaz Mike Pence'ı başkanlık koltuğuna oturtmak için harıl harıl çalışıyor.
Planın öncelikli maddesi Trump'ı Ocak ayında devirmek. Böylelikle Amerikan yasaları gereği başkanlığın ilk yarısını tamamladığında devrilen Trump'ın yerine geçecek Mike Pence tam 10 yıllık Başkanlık yapma fırsatının önü açılmış olacak.
Amerika'nın FETÖ'sü olarak gösterilen ve her yere sızan Evanjelistlerin siyasi lideri Mike Pence "Sarf ettiği sözlerin tamamının kendisine Tanrı tarafından söyletildiğine" inanan ve Hz. İsa ile görüştüğünü söyleyecek kadar paranoyak olan biri... Ve dahası inancının birinci maddesi "Cennetteki krallığa kavuşmak istiyorsan dünyadaki Kral İsrail'in hizmetçisi ol" şeklinde...
Amerika bugün işgal altındadır.
Devletin her yerine sızan derin yapılar tüm dünyada hızla ABD'yi yalnızlaştırmaktadır.
Artık çok kutuplu bir dünyada yaşıyoruz. Bunu tek kutba indirmek isteyenlerin ülkelerini azınlıklara ve FETÖ misali derin yapılara teslim etmesi nedeniyle attıkları her adım bir şamar olarak yüzlerine çarpmaktadır.
Dünyaya zulmedenler, kandan ve krizlerden beslenenlere bu dünya asla yar olmayacaktır. Nitekim Irak savaşını şiddetle destekleyen ve milyonlarca kişinin ölümüne neden olanlardan biri de senatör McCain'dir.
McCain 2014 yılında Türkiye'ye atanmadan önce onay almak için Senato'ya giden büyükelçi adayı John Bass'ı sorularıyla terletmişti.
ABD senato komisyonunda Erdoğan'a saldırması, eleştirmesi için baskı yapmış "Aksi halde elçiliğinizi onaylamayacağım" diyerek baskı kurmuş ve istediğini almıştı.
Bugün Türkiye'nin ve Başkan Erdoğan'ın kimlerle, hangi paranoyaklarla savaştığını bu Millet çok iyi anlamalıdır.
İşte o saldırganlardan McCain de önceki gün kanserden öldü. Taptığı dünya ona kalmadı.
Başkan Erdoğan büyük destanın yazıldığı Malazgirt'te "Mesele Erdoğan değil" dedi. Evet mesele tıpkı Gezi'de olduğu gibi ne ağaçtır, ne de bugün olduğu gibi Erdoğan'dır.
Türkiye bugün Alpaslan'ın ve Osmangazi'nin torunları olarak tam bağımsızlık yolunda hızla ilerlediği için ülke olarak derin yapıların, Paradorların ve Firavunların hedefindedir.
BBC Savunma ve Diplomasi muhabiri Marcus dün "Türkiye bölgenin en büyük oyuncularından biri oldu" diye boşuna ağzından kaçırmıyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)
- Amerikan "ot"ları (04.11.2024)
- Güneysu (01.11.2024)
- Deli danalar-papağanlar (30.10.2024)