8 milyar dolar
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a seslendi.
"Dünya servetinin yarısı sadece Yahudi bir aileye ait ve bu ailenin İsrail'in en büyük destekçisi olduğunu bilmiyor musun? Peki ya diğer Yahudi zenginlere ne dersin?" diyerek hem de... Yani aslında Erdoğan'a saldırı açıklaması içinde satır aralarında kalan bu cümleler bir itiraftı. "Dünya servetinin yarısı Yahudi bir aileye ait" diyerek burada yıllardır yazdığımız Rotschild ailesini sopa olarak gösteriyordu. Yanına da diğer İsrail sevdalısı zenginleri ekliyordu.
"Para bizde... Güç bizde" diye tehdit ediyordu. Bu açıklama Türkiye'ye son dönemde ekonomik saldırıları başlatanların, dolarla operasyon çekenlerin kimler olduğunun adeta belgesi ve İTİRAFIYDI. Yine aynı ailelerin yayın organı Financial Times da geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizleri indirme düşüncesinde olduğunu belirtiyor, Türkiye'ye yapılan dolar operasyonunu gündeme getiriyor, "Akıllı bir otokrat neyi kontrol edemeyeceğini bilir" diye uyarıyordu.
Yani işin özü "Bir ülkede paranın kontrolü bizdedir." diye açıkça itiraf edecek kadar küstahlaşıyordu.
"Dokunamazsın" diyordu. Dünyanın her yerine ahtapot gibi kollarını uzatmış Paranın Firavunu ailelerle karşı karşıyayız. Her ülkeye biçtikleri bir rol ve orada kurdukları bir sistem var. O sistemden çıkmaya çalıştığınız anda PARA ile geliyorlar. Kiralık ekonomik tetikçiler gönderiyorlar.
İçerideki işbirlikçi zenginleri harekete geçiriyorlar. Dünyanın her yerine yayılmış medyaları ile saldırıyorlar. Bunun son örneğini de Fransa'da gördük. Aynı servet boğumlarının bir ucunda yer alan bu Le Point dergisi Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Hitler" benzetmesi yapacak kadar alçaklaşan son sayısının, ülkenin her yanında afişler asarak tanıtımını yaptı. Fransa Cumhurbaşkanı Macron da hemen harekete geçerek gelen tepkilere kendini siper etti, Le Point alçaklarının yanında yer alan açıklamalar yaptı. Çünkü Macron da Rotschild ailesinin bankalarında yetişmiş bir memurdu. Onu banka memurluğundan alıp Cumhurbaşkanlığı'na oturtan PARADORLARA bağlılığını gösteriyordu. Erdoğan tekrar kazanacak diye paranoya geçiren, manşetlerini, kapaklarını, başyazılarını Cumhurbaşkanımıza hakarete ayıran gazete ve dergiler sürüsü ile karşı karşıyayız. Batı'nın her yerinde Erdoğan'ı konuşuyorlar. İki Türk futbolcusu Türk Cumhurbaşkanı ile yanyana geldi diye hala Almanya'da siyasiler tartışıyor, olay manşetlerden inmiyor.
Türk'ün Türk'le yanyana gelmesini bile hazmedemeyecek kadar NAZİ kafasına büründürülenlerin saldırısı altındayız.
İş öyle hle geldi ki geçtiğimiz hafta Rusların ünlü şakacısı İngiltere Dışişleri Bakanı Boris Johnsson'u "Ermenistan Başbakanıyım" diye telefonla arayarak işletti. O işletme telefonunda bile konuşulan mevzu İngiltere Dışişleri Bakanı'nın seçilmeden önce Erdoğan aleyhine yazdığı şiirdi. Adamlar kafayı yediler. Ve haklılar. Aselsan milyarlarca dolarlık ihracata başladı. 200 milyon kapasiteli yeni havaalanı 29 Ekim'de açılıyor. Türkiye kendi aşılarını bile üretmeye başladı, sadece bundan yılda 1 milyar cebimizde kalacak. Dünyada en büyük kazanç kapılarından biri olan sağlık sektörü kartelleri çıldırıyor. Faaliyete geçecek Rus ve Azeri enerji boru hatlarından gelecek milyarlarca dolar kapımızda... Örnekleri burada yaz yaz bitmez. Sadece Kanal istanbul açıldığında bu sömürgecilerin ceplerinden her yıl tam 8 MİLYAR DOLAR alacağız.
Tabii çıldırıcaklar. Tabii ki bu ülkede "Kanal İstanbul'u yaptırmayacağım" diyenleri destekleyecekler.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Yumruklar konuşuyor (21.11.2024)
- Musk savaşı başladı (18.11.2024)
- "Trump; "Ben deliyim" (16.11.2024)
- İyiler de kazanır ama... (14.11.2024)
- Ödleri neden patlıyor? (11.11.2024)
- “Türkiye Günleri” yolda (09.11.2024)
- Trump namlunun ucunda (07.11.2024)
- Amerikan "ot"ları (04.11.2024)
- Güneysu (01.11.2024)
- Deli danalar-papağanlar (30.10.2024)