Batı medyasında neden "Erdoğan karşıtı" seçim manşetleri neden atılıyor? Türkiye haberleri nasıl hazırlanıyor?
ABD medyası bir kez daha "tehdit dili" kullanarak Türkiye karşıtı bir kampanya yürüttü. ABD merkezli Bloomberg, İsveç'in NATO üyeliği konusunda; 'Türkiye'ye baskı uygulanması' gerektiğini yazdı. Haberde, "Gerekirse Türkiye'ye yaptırımlar da uygulanmalı" ifadelerine yer verildi. The Economist ve Bloomberg'in ardından Alman Stern dergisi de Türkiye'de gerçekleşecek seçimle ilgili hazırladığı analizde skandal ifadeler kullandı. Başkan Erdoğan'ı hedef alan dergi 'Kundakçı Erdoğan' kapağı ile çıktı. Alman kökenli gazeteci Klaus Jürgens, ABD ve Batı medyasının yalan haberlerine hız verdiği bu dönemde muhabirlerin her gün 'Türkiye'ye karşı nasıl yalan haber yapabilirim' diyerek çalıştığını söyledi. Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kemal Olçar değerlendirdi.
İngiliz The Economist dergisinin ardından şimdi de Alman Stern dergisi tepki çeken bir kapak ile okurlarının karşısına çıktı. Alman dergi Türkiye'de gerçekleşecek seçimle ilgili hazırladığı analizde skandal ifadeler kullandı. 'Kundakçı Erdoğan' kapağı ile okurlarının karşısına çıkan Stern, 'Erdoğan iktidarda kalabilmek için vicdansızca çatışmalar çıkarıyor: Kendi ülkesinde, Suriye'de ve ayrıca Almanya'da' başlıklı bir yazı yayınladı. Yazıda 'Putin ve Batı ile müzakere ediyor, NATO'yu küçümsüyor ve Suriye'de savaş başlatıyor' denildi. Başkan Erdoğan'ın uluslararası sahnede boy gösterdiğinin altını çizen Stern 'Ama evinde güç için amansızca savaşması gerekiyor' yorumunda bulundu. 'Erdoğan, Ukrayna'dan Suriye'ye birçok ipi elinde tutuyor ve gücünü kullanıyor' dedi.
İsveç'teki skandal eylemin ardından Erdoğan'ın İsveç'e NATO kapısını kapatması üzerine Bloomberg'den tepki çeken bir teklif gelmişti. 'NATO, Erdoğan'ın genişlemeyi geciktirmesine izin vermemeli' başlıklı bir yazı kaleme alan Bloomberg, Türkiye'ye İsveç ve Finlandiya'dan talepleri nedeniyle 'kafa tutan ülke' benzetmesi yaptı. 'NATO bu tartışmaya bir son verip en yeni üyelerini koşulsuz şekilde kabul etmeli' denilen yazının devamında Başkan Erdoğan'ın da Türkiye'de yapılacak seçimler öncesi milliyetçi tabanından destek almaya çalıştığı ve geri adım atmadığı belirtildi.
Türkiye'nin inadının Avrupa'nın güvenliğini de tehlikeye attığını öne süren Bloomberg, ABD ve Avrupa'nın bu kördüğümü çözmek zorunda olduğunu yazdı ve şu değerlendirmede bulundu; 'Başkan Joe Biden, Türkiye'nin Kürt terörüyle ilgili endişelerini dile getirme hakkı olsa da bunun bedelinin NATO'yu güçlendirme çabalarını engellemek olmadığını açıkça ortaya koymalı.'
2023 seçimlerinin takvimi yaklaştıkça uluslararası medyada Türkiye'yi hedef alan yayınlar arttı. Türkiye'de seçim sathına girilmesiyle birlikte ABD ve Batı medyası topyekun saldırıya geçti. Reuters, The Economist, Wall Street Journal gibi dünyanın öncü medya organları Türkiye'ye yönelik yalan haberlerine hız verdi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a karşı açık manipülasyon ve yalan haberlerin yapıldığı yayın kuruluşları, 6'lı masanın iktidara gelmesi için elinden gelen her şeyi yapmaya başladı.
Bunun en açık örneği İngiliz haber ajansı Reuters'ın iş ilanında afişe oldu. Reuters, "Türkiye'de Büro Şefi Yardımcısı" ilanında açıkça Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iktidarına karşı haberler yapacak ve Erdoğan'ı tekrar seçtirmeyecek çalışmalara imza atacak birini aradığını duyurmuştu. Skandal ilanda "Tayyip Erdoğan, yirmi yıllık iktidarında Türkiye'yi modern laik geleneklerden uzaklaştırarak Güney Kafkasya'dan Kuzey Afrika'ya uzanan bölgelerde iddialı bir diplomatik ve askeri varlığa dönüştürdü. Erdoğan'ın önümüzdeki aylarda yeniden seçilme hedefini tehdit eden yüksek enflasyon ve TL'nin sert darbeler aldığı kritik bir kavşakta, derinlemesine kurumsal hikayeler sunabilecek güçlü yazma ve raporlama becerilerine sahip birine ihtiyacımız var." ifadelerine yer verilmişti.
The Economist, Bloomberg ve Stern'in skandal algı haberlerinin ardından Alman kökenli gazeteci Klaus Jürgens, ABD ve Batı medyasının yalan haberlerine hız verdiği bu dönemde muhabirlerin her gün 'Türkiye'ye karşı nasıl yalan haber yapabilirim' diyerek çalıştığını söyledi.
Peki Batı medyasında neden "Erdoğan karşıtı" seçim manşetleri neden atılıyor? The Economist'in skandal Türkiye kapağı ne için yapıldı? İngiliz dergi seçimde neden taraf oldu? Gazetecilik adı altında 5. Kol faaliyetleri mi yapılıyor? Gelişmeleri A Haber canlı yayınına katılan Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Kemal Olçar değerlendirdi.
Kemal Olçar'ın canlı yayında değerlendirmeleri:
"Biz bu haberlerle ilk defa karşılaşmıyoruz. ABD ve Batı basını bir şekilde Türkiye düşmanlığı üzerinden bir takım akımlar başlatmış durumdalar. Özellikle Cumhurbaşkanımız Erdoğan'ı hedef almak suretiyle bu düşmanlığı meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Tabi Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde 1923, 1950 ve 1980 sonrası gelişmeler ve arkasından 2017 sonrası dönüşüm var. Son dönüşümün mimarı Cumhurbaşkanımız Erdoğan var.
Cumhurbaşkanımız Erdoğan ne yaptı? Batı bunu çok yakından takip etti. Savunma sanayi ve etki olarak Türkiye'nin askeri anlamda hem Afrika'da hem Kafkasya'da hem Balkanlar'da önemli etkiler yarattı. Ekonomik anlamda altyapı ve üstyapı çalışmaları son dönemde üst düzeye çıkardı. Enerji hub olma noktasına geldik bir taraftan diğer yönden Ukrayna-Rusya arasındaki gayri insani çatışmaların karşısında denge politikası yürütmeye çalıştı. Esir takası, enerji ve tahıl krizi konularını hatta barış müzakerelerini yürütmeye çalıştı.
Diğer taraftan bakıyorsunuz inanç ve kültür açısından çok etkin rol aldı Türkiye. Etrafındaki bölge devletlerini çok şiddetli bir şekilde etkilemeye başladı. İnsani dış politikayı öğretti diğer ülke ve diğer liderlere. Bütün bu çalışmalar yapılırken Batı boş durmuyor, Batı sermayeli basın kuruluşları Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı hedef almak suretiyle ortaya çıkan bu gelişmeleri sekteye uğratmaya çalışıyor.
Artık onlar için son hamle 14 Mayıs'ta yapılacak olan seçimler. Bu seçimler Batı'nın umut kapısı oldu. Başka yol ve yöntemlerle içeriden yıkmayacağını anlayınca tıpkı geçmişte diğer ülkelere yapmış oldukları renkli devrimler tarzı bir uygulama ile başlangıcı medya üzerinden yapmaya başladılar. Tabi içeride bazı destek grupları bulunca çok daha saldırgan bir hale geldiler."