Erken seçim hedefli kur operasyonu! Kaos ve yıkım ittifakı ne istiyor?
Muhalefetin erken seçim ve sokak çağrısı ne anlama geliyor? Yeni yol haritası kimleri rahatsız ediyor? Türkiye’yi köşeye mi sıkıştırmak istiyorlar? SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş, Gazeteci Halime Kökçe ve Avukat hukukçu Serkan Toper, konu ile ilgili A Haber canlı yayınında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Döviz kurları üzerindeki oyunlar, ekonomiye operasyonlar... Türkiye, bir kez daha küresel finans çetelerinin hedefinde. Döviz kurlarında yaşanan dalgalanmaları fırsat bilen içerideki marjinal aktörler ise darbe, kargaşa ve ayaklanma çağrılarıyla kitleleri manipüle etmeye devam ediyor.
İhracat, yabancı yatırım, büyüme, turizm, konut satışları artıyor. Fakat verileri görmezden gelen muhalefet, mandacı iktisatçılar ve Batı medyası yine bir araya gelip Türkiye'yi hedef alıyor.
Kaos ve yıkım ittifakı ne istiyor? Döviz kurlarındaki dalgalanma ile Türkiye'nin önü mü kesiliyor? Türkiye'nin güçlenmesi mi engelleniyor? Döviz kurlarındaki dalgalanmaları kimler nasıl fırsata çeviriyor? Yatırım, büyüme ve istihdam başarısı neden görmezden geliniyor?
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş, Gazeteci Halime Kökçe ve Avukat hukukçu Serkan Toper, konu ile ilgili A Haber canlı yayınında önemli değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları;
SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü Doç. Dr. Nebi Miş: Bu 19 yıllık sürecin önemli bir bölümünde özellikle 2010'lu yıllardan itibaren biz bu senaryoları sürekli gördük. Türkiye'de herhangi bir sorun olduğunda herhangi bir meselede farklı bir durum yaşandığında özellikle hem içeriden hem dışarıdan bir koalisyon ittifak halinde meseleleri gerçekliğinden koparıp farklı manipülasyonlarla bir umutsuzluk sarmalı oluşturacak şekilde kullandığını gördük. Buradaki en önemli mesele son 10 yıllık dönemde Türkiye'de toplumun farklı kesimlerine farklı fay hatlarına yönelik olarak üretilmiş manipülatif içerisinde siyasi mühendislikler de olan çeşitli söylemlerle toplumu ve siyaseti dizayn etmeye yönelik hamleler bunlar.
BU İÇERİKLER NASIL ÜRETİLİYOR?
Diğer taraftan da toplum bir öğrenme sürecinden geçiyor. Bu tip manipülatif içeriklere karşı aslında bir direnç de kazanıyor. Algı siyasetlerinde sınıra dayanıyor. Bu içerikler nasıl üretiliyor? Olguyu olanı bağlamından koparıp farklı bir şekilde yeniden üreterek içeriye servis etme hamleleri nasıl oluyor derseniz şunu biz biliyoruz. Türkiye'de bir sorun olduğunda manipülatif içerikler oluşturuluyor. Geçmiş dönemde MİT TIR'ları operasyonundan , 17-25'e kadar hatta FETÖ'cü darbe girişimlerine kadar biz bunu net olarak gördük. Bu süreçlerde muhalefet içeride belirli söylemler üretiyor. Bu söylemler uluslararası çevreler tarafından sahipleniyor. Ve gazete manşetleriyle, TV haberleriyle Türkiye'ye yönelik olarak kullanılıyor. Muhalefet tarafından bir kez daha ele alınarak işte yurt dışında Türkiye'nin itibarı şöyle oldu, uluslararası diplomaside Türkiye yalnızlaştı gibi aslında kendinin ürettiği içerikleri kullanıyor.
Gazeteci Halime Kökçe: Tarihin yazacağı manşetlerden birisini atmış oldu Sözcü ve bir taraftan da bize şunu söyledi aslında kur dalgalanmalarının aslında Türkiye'deki ekonomik gerçeklikle çok örtüşmediğini kendisi de itiraf etmiş oldu. Bu manşetin içini dolduracak muhalefetten bazı isimlerin 'dolar nasıl düşer'e ilişkin ortaya koyduğu reçeteler vardı. Bunları da saydığınızda aslında ortaya çıkan manzara Türkiye'de bugün Türkiye adına iyi olan ne varsa bütün onlardan vazgeçmekle doldurulmuş bir reçete.
NASIL BİR TÜRKİYE İSTİYORLAR?
FETÖ'yle mücadeleden vazgeçmek, PKK ile mücadeleden vazgeçmek. Doğu Akdeniz'de bayrak dalgalandırmaktan vazgeçmek, Suriye'deki askeri varlığınızı geri çekmek. Petrol doğal gaz aramaktan vazgeçmek. Yani bu bize şunu anlatıyor ki Sözcü'nün manşetinin de çok net bir şekilde özetlediği şey bu. Evet bir kur dalgalanması var bu sadece sabit gelirli insanları değil aslında bir anlamda yatırımcıya da ihracatçıyı da etkileyebiliyor ama Türkiye'nin kendi ekonomik parametrelerinin doğurduğu olağan bir sonuç değil bu.
Twitter'ın attığı manşet de çok manidar. Gerçekten Kovid sürecinde sabitlenmiş bir tweeti ilk kez yer değiştiriliyor. Elimizde yeterince turnusol kağıdı var. Türkiye bugün turizm geliri açısından sanayi üretimi açısından ihracat açısından belki tarihinin en iyi dönemlerini yaşıyor.
Vatandaş şunu görüyor. Evet bir sıkıntı var ama bu sıkıntıdan Türkiye'yi tekrar selamete çıkartacak düze çıkartacak bir siyasi irade ve bir güçlü liderlik var. O yüzden 90'lı yıllarla karşılaştırmak gerçekten çok büyük haksızlık.
Avukat hukukçu Serkan Toper: Sosyal medyada yürütülen manipülasyonlar algı mühendisliğine yönelik kasıtlı eylemlere karşı bir yasal düzenlemenin getirilmesinin defaatle ifade ettik. Birileri buna ifade özgürlüğüne sansür mü getirilecek, toplum muhalifler susturulacak mı manşetlerini atıyorlar. Halbuki burada biliyoruz ki tekelden bir istikrar ortamını hedef alan belirli grupların sosyal medyada kişilere yönelik itibar suikastleri, devletin politikalarına, varlığına yönelik terör unsurlarına propaganda noktasında önemli adımlar attıkları ve maalesef ki bizim sadece bunlara ülkesini seven insanlar olarak cevap vermekle yetindiğimizi hukukun ise yasal mevzuattaki boşluk sebebiyle seyirci kaldığını rahatlıkla ifade edebilirim. Acilen bu manipülasyonlarla ilgili bir yasal düzenlemenin oluşturulması gerekir.
Dolar bir günde 13.40'a çıktığında bu ülkenin yurttaşları olarak moralimiz bozuldu ama bizim moralimizi daha bozan şey ellerini ovuşturup buna sevinen bir kitlenin var olduğunu görmek. Milletinizin başına gelmiş kötü bir duruma sevinmek muhalefet değildir. Herkesin biraz aklını başına alması şapkasını önüne koyması gerekir. Türkiye'de yıkıcı bir muhalefet dilinin hakim olduğunu, bu yıkıcı muhalefetin aslında muhalefete görev vermiş insanların da sosyal hayatını derinden etkilediğini hepimizin bilmesi lazım.
TÜRKİYE'DE MUHALEFET
Türkiye'de hukuk yok, demokrasi yok, yabancı yatırımcı gelmiyor derler. Yabancı yatırımcı gelir Türkiye'nin emeğini ucuza sömürtüyorsunuz diye bu sefer başka bir argümana başlarlar. Dolayısıyla bir tarafta çalışan bir Cumhur İttifakı iradesi, diğer tarafta ise oturduğu yerden hata arayan hatta artık hata aramayı da geçtiler 'fake' diyelim hatalar üretmeye çalışan manipülasyonlar yapan bir Millet İttifakı iradesi. Milletimiz bunları görüyor. 2023'te sanırım ki bir daha Türkiye'deki hiçbir muhalefet partisi iktidara muhalefet yerine ülkesine muhalefet etmemesi gerektiğini çok net şekilde öğrenecektir.