Ekrem İmamoğlu'nun terör soruşturmasında 18 sayfalık ifadesine ahaber.com.tr ulaştı! Azad Barış sorusuna yanıt: Görüştüm

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu terör soruşturması kapsamında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine verdiği ifadeye ahaber.com.tr ulaştı. 18 sayfadan oluşan ifade 5 saat sürerken İmamoğlu, Azad Barış ile ortak baz bilgisinin olmasıyla ilgili soruya yanıt verdi. İmamoğlu, 'Azad Barış'ı tanıyorum. Azad Barış ile yaklaşık 7 yıl içerisinde sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM partili bir kısım milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım.' dedi. Terör suçlarından kayıtları olan kişilerle ilgili HTS kayıtlarının bulunmasının sebebi sorulan İmamoğlu, 'HTS ve baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir' şeklinde konuştu. İmamoğlu'na, 'terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?' sorusu da soruldu. işte detaylar...
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu 'Kent Uzlaşısı' soruşturması kapsamında Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine verdiği ifade ahaber.com.tr ulaştı.
İmamoğlu'na, "terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı?" sorusu soruldu.
"AHLAKSIZ BİR SORU"
İmaamoğlu ise "Türkiye Cumhuriyet Devleti ve Milleti aşığı bir kişiyim. Öyle bir ailede doğdum büyüdüm ben hiç kimse ile vatan sevgisi konusunda yarışmam. Çünkü her vatandaşı vatansever olarak kabul ederim. Ama bana göre milletini vatanını ve bayrağını benden çok seven yoktur. Bu soruyu de yukarıdaki soru gibi ahlaksız ve kasıtlı olduğunu düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
(Foto: ahaber.com.tr arşiv)
TEM Şube ekiplerinin 'Kent Uzlaşısı' ne anlama gelmektedir? Ne zaman? Ne amaçla kuruldu? sorusuna İmamoğlu, "Ben 2018 Aralık ayında İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı adayı olarak Millet İttifakı tarafından ilan edildim. O dönemde İstanbul'da Milleti ittifakını temsil eden CHP ve İYİ Parti genel Başkanlarından da izin alarak 'Millet İttifakı adayıyım bunu elbette söyleyeceğim ama müsaadenizle ben buradan İstanbul ittifakı adayı olduğumu ifade etmek isterim. Bu anlayış ile biz ileride bütün ülkemizde Türkiye İttifakını temsil etmemiz gerekir' dedim. O gün den bu güne her siyasi yarışta özellikle İstanbul seçimlerinde İstanbul ittifakı ve Türkiye ittifakı ifadelerini sayısız kere kullanmışımdır. 'Kent Uzlaşısı' ifadesi DEM parti söylemi olduğunu biliyorum. Yukarıda ismi geçen terör örgütleri ve bağlantılı bir kısım terör örgütü üyelerinin ne isimlerini ne söylemlerini biliyorum, ne de takip ettim, öyle bir merakım da yoktur. 2024 yerel seçimleri öncesi bilindiği üzere İstanbul'da DEM parti Büyükşehir Belediye Başkan adayı çıkarmıştır. Buna rağmen CHP İstanbul ve bir çok ilimizde Türkiye ittifakı söylemi ile ve sloganlaştırırsak kapsayıcı bir yerel seçim politikası gütmüştür. Bu çerçevede İstanbul ve Türkiye'nin muhtelif illerinde ilçelerde oluşan meclis üyesi listelerinde her parti ve görüşten isimler dahil edilmiştir.
(Foto: ahaber.com.tr arşiv)
İstanbul'da bir çok ilçede geçmişte başta AK Partili olmak üzere İYİ parti, MHP, BBP ve DEM gibi bir çok partide siyaset yapmış insanlar listelere dahil edilmiştir. Bu süreç CHP Genel Merkezi üzerinden onaylı listeler halinde ilçelere tevdi edilmiş ve ilçe seçim kurullarına teslim edilmiştir. Bilinmelidir ki İlçe Seçim Kurulları hakkında 'Terör Örgütü Üyeliği' dahil seçilme hakkına sahip olmayan kişileri listelerden çıkartır ve onların yerine isim verilmesi konusunda tanınan sürede tamamlanması istenir. Yukarıda soruda gördüğüm kadarı ile 2022 yılında tespit edildiği söylenen insanların 2024 yılında ki bu listelerde görülmesi halinde müdahale edilmesi ve çıkartılması gerekirken, AK Parti'nin İstanbul'da ve 26 ilçede kaybettiği seçimden yaklaşık 7 ay sonra başlatılan soruşturma süreci ile meclis üyelerinin bahsi geçen ve terör örgütü olduğu ifade edilerek örgüte üyelik suçlarından yasal işlem başlatıldı. Bu işlemi bir kasıtlı itibarsızlaştırma süreci olarak görüyorum. Ya YSK görevini yapmamıştır. Ya da yürütülen soruşturmalar hakkaniyetli değildir. Sonuçta işlem yapılan insanların içinde devlet memuru dahi vardır. Konu ile ilgili bilgim bu kadardır. Kent Uzlaşısı bana değil şu anda Türkiye'nin mevcut siyasi gündeminde hükümetle yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM parti yöneticilerine sorulmalıdır" dedi
(Foto: ahaber.com.tr arşiv)
"HUKUKİ HAKLARIMI ARAYACAĞIMI BELİRTMEK İSTERİM"
Terör suçlarından kayıtları olan kişilerle ilgili HTS kayıtlarının bulunmasının sebebi sorulan İmamoğlu, "Bahsi geçen telefon numaraları bana ya da şirketime kayıtlı olan telefonlardan ikisi olmakla birlikte bu telefonlar ağırlıklı olarak yakın çalışma arkadaşlarım tarafından kullanılıyor ve notlar alınır. Günlük telefon akışlarımın çok yoğun olduğu bir gerçektir. Bahsi geçen yaklaşık 2 bin 500 gün içerisinde görüşüldüğü ya da irtibat kurulduğu iddia edilen 252 artı 138 şahıs kavramının anlamsız, geçersiz ve sorulmasının dahi kasıtlı olduğunu düşündüğüm bir boyuttadır. Bahsi geçen zaman dilimi içerisinde 3 yerel seçim ve bir de genel seçim yaşanmış, Türkiye'nin gündemde bir siyasi kişilik olarak bazen sadece 1 günde gelen yüzlerce aramanın içerisinde kum tanesi gibi kalır. İlave olarak ifade etmeliyim ki bu soruyu sorun savcılara tavsiyem odur ki bu kadar terörle iltisaklı olan kimselerin belli olduğu bir detaya sahipseler Türkiye'de ki GSM operatör firmalara bir uyarıda bulunarak bu kişiler birini aradığında terör örgütü üyesi sizi arıyor şeklinde bir sinyalin verilmesi isabetli olacaktır. Yine ifade edeyim ki bu kadar önemli siyasi bir kişiliği bu kadar sayıda terör örgütü üyesi aradıysa çok kereler bir kısım terör örgütü tarafından ölüm tehdidi dahil almış bir kişi olarak beni uyarmamaları ve beklemeleri, bu soruşturma kapsamında dile getirmelerini kasıtlı hatta bir pusu stratejisi olarak görmekte ve bu beyan üzerinden ilgili kurum ve kuruluşlar kimler ise haklarında suç duyurusunda bulunacağımı da beyan etmek isterim. Her vatandaşı koruma görevi devlete aittir. Ama takdir edilmelidir ki dünyanın en büyük şehirlerinden birini yöneten Ekrem İmamoğlu'na bu kasıtlı davranışı gösteren ve hayatımı tehdit altında tutan kişiler hakkında en üst seviyede kararlı bir şekilde hukuki haklarımı arayacağımı belirtmek isterim" dedi.
(Foto: ahaber.com.tr)
BELGELERLE TEK TEK SORULDU
İmamoğlu'na, "31.01.2015 ile 31.01.2025 tarihleri arasındaki HTS dökümlerinde yapılan incelemesinde 3.12.2019-22.03.2020 tarihleri arasında GSM hattını kullanan Ekrem İmamoğlu isimli şahsın yani sizin 2 kez irtibatlı olduğunuz tespit edildi. Bu şahısla irtibat kurma amacınız nedir? Bu şahısla aranızdaki ekonomik, beşeri, sosyal ilişki nedir? belirtilen görüşmeleri ne amaçla yaptınız bu irtibatlar dışında belirtilen şahıs ile görüşme yaptınız mı. Yaptıysanız ne zaman nerede ne amaçla görüşme yaptınız konu hakkında detaylı ifadenizi veriniz? konu hakkında detaylı olarak açıklamanızı yapınız." sorusu yönlendirildi.
"TÜM SORULARI GÖRDÜKTEN SONRA TOPLUCA CEVAP VERMEK İSTİYORUM"
İmamoğlu verdiği cevapta ise "Azad Barış isimli şahısla ilgili olan soruları ilgili tüm soruları gördükten sonra topluca cevap vermek istiyorum." ifadelerini kullandı.
(Foto: ahaber.com.tr arşiv)
SORU: Azad Barış isimli şahıs ile birçok kez ortak baz bilginizin olduğu tespit edilmiş olup, Azad Barış isimli şahıs ile yüz yüze görüştünüz mü, görüştüyseniz ne amaçla bir araya geldiniz? detaylı bir şekilde ifade veriniz?
HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış ile ortak baz bilgisinin olmasıyla ilgili soruya İmamoğlu, "Azad BARIŞ isimli tanıyorum. Azad Barış'la irtibat kurduğum yaklaşık 7 yıl içerisinde sohbet ya da toplantıların hemen hemen tamamında DEM partili bir kısım Milletvekillerinin de olduğu buluşmalar yaptım. Azad Bey bu toplantıların tümünde tam eğitimini bilmemekle beraber sosyolog, siyaset bilimce ve toplumsal, siyasi araştırmalar yapan bir kurumu üzerinden değerlendirmeler yapmak ve siyasi açılımlarını paylaşmak adına DEM partili Milletvekilleri ile gelerek bizim de masamızda bulunan bazı arkadaşlarımızla birlikte siyasi değerlendirmelerini dinlediğimiz muhtelif toplantılar yaptık. Bu toplantıların çerçevesi ağırlıklı tarihlerde de belirtildiği gibi yerel seçim süreçleri ile ilgilidir. Ayrıca farklı zaman dilimlerinde de farklı gündemlerle başta genel seçim dönemi olmak üzere değerlendirmeler yapılmıştır. Karşılıklı fikir alış verişlerinde bulunulmuştur. Benzer siyasi periyotlarda başka siyesi partiler ve onlara ağırlıklı hizmet eden düşünce kuruluşu, siyasi analiz kurumları, ve uzmanlar ile çok farklı buluşmaları yapmış bir kişiyim. Azad BARIŞ ile olan ilişkilim bu çerçevededir. Teknik ve siyasi analiz görüşmeleri ve ağırlıkla farklı seçmen gruplarının eğilimleri ilgili görüşmelerdir. HTS ve Baz kayıtlarının birlikte alınması bu toplantılarla ilgili sayıyı temsil etmemektedir. Zira bahsi geçen bir kısım adreslerde aynı anda bir çok siyasi toplantıları yapmış olduğumuz için ben başka katılımcılarla adresin başka bir bölümünde toplantı halinde olabilirim. Vermiş olduğum bu cevap Azad BARIŞ ile yukarıda cevap vermediğim sorular için de geçerlidir." şeklinde yanıt verdi.
(Foto: ahaber.com.tr arşiv)
'Kent Uzlaşısı' soruşturmasında yer alan Gizli tanık, "Resul Emrah Şahan , Beylikdüzü Belediyesi oluşumunun bir parçasıdır . İBB'de ilk görevine BİMTAŞ A.Ş'de başlamıştır. Emrah Şahan 2020 yılında Marksist yapıda bir solcu, aynı zamanda böyle kitlelere destek veren bir insandı. Bimtaş Genel Müdürlüğü döneminde bu tip yapıların, IPA ve BİMTAŞ'da yer bulmasına olanak sağlamıştır. BİMTAŞ'ın başındaydı. Kendisi radikal solcu bir insan olup PKK sempatizanı olduğunu da biliyorum. BİMTAŞ'tan sonra İstanbul Planlama Ajansı'nın başına geçti. İPA'yı yeni bir rüşvet çarkı oluşturmak için kurdular. Resul Emrah Şahan buradaki personel alımlarında ağırlıklı olarak PKK sempatizanı kişileri işe aldı" şeklinde iddialarda bulundu.
GİZLİ TANIĞIN İFADESİ SORULDU
İmamoğlu'na 'Kent Uzlaşısı' soruşturmasında yer alan gizli tanığın ifadesi okundu: "…Resul Emrah Şahan , Beylikdüzü Belediyesi oluşumunun bir parçasıdır . İBB'de ilk görevine Bimtaş A.Ş'de başlamıştır. Emrah Şahan 2020 yılında Marksist yapıda bir solcu , aynı zamanda böyle kitlelere destek veren bir insandı. Bimtaş Genel Müdürlüğü döneminde bu tip yapıların , IPA ve Bimtaş'da yer bulmasına olanak sağlamıştır. BİMTAŞ'ın başındaydı. Kendisi radikal solcu bir insan olup PKK sempatizanı olduğunu da biliyorum. BİMTAŞ'tan sonra İstanbul Planlama Ajansı'nın başına geçti. İPA'yı yeni bir rüşvet çarkı oluşturmak için kurdular. Resul Emrah ŞAHAN buradaki personel alımlarında ağırlıklı olarak PKK sempatizanı kişileri işe aldı. IPA'nın ilk oluşumu kendisi tarafından yapılmıştır. IPA'nın ilk günden itibaren yürüttüğü tüm projelerin stratejik yol haritası kendisi tarafından çıkarılmıştır. Sonrasında buyuk bir imaj değişikliğine giderek Şişli Belediye Başkan adayı olmuş ve en son yapılan seçimlerde Şişli Belediye Başkanı olmuştur. Oktay Kargül : Beylikdüzü Belediyesi oluşumun bir parçasıdır. Oktay Kargül ile Emrah Şahan arasında önemli ideolojik bağlantı ve koordinasyon bulunmaktadır. Oktay Kargül İBB'de ilk görevine Emrah Şahan'ın yardımcısı olarak başlamıştır. IPA oluşumu süresince de koordinasyonda görevli olup , şimdi İP A A.Ş olarak yeniden yapılanan yeni iştirakin Genel Müdürlüğü'nü yürütmektedir. Kendisi Emrah Şahan gibi ideolojik bakış açısında olup , özellikle gençlerin koordinasyonu , organize edilmesi gibi toplumsal algı ve ideolojik yaklaşımların gençlerle çalışılmasında önemli bir etkendir.
Kendileri zaten Emrah Şahan ile Şişli'de bir komin hayatı yaşamaktaydılar. Sonradan taşındı mı bir bilgim bulunmamaktadır…"
Şeklinde beyanlarının olduğu; imamoğlu'na "yukarıda size okunan gizli tanık beyanlarında yer alan terör örgütleriyle iltisaklı şahısların işe alımları ve geçen diğer hususlar ile ilgili detaylı ifadenizi veriniz ? "sorusu soruldu.
"TÜMÜ İLE YALAN İFTİRA"
İmamoğlu ise "Yukarıda bana okunan tanık ifadeleri şiddetle reddediyorum. Tümü ile yalan iftira, uydurma, bahsi geçen insanların namusuna şerefine haysiyetine hakaret içeren seviyesi çok düşük cümlelerle doludur. Yüce Türk yargısının böyle bir gizli tanık yöntemini tercih ederek 3 kez tarihi oy rekorlarıyla İstanbul'da seçim kazanmış, 16 milyon İstanbullunun belediye başkanını bunlarla muhatap etmesini derin üzüntü ile karşılıyor ve kınıyorum." ifadeleri ile kendini savundu.
Para transfer ilişkisinde bulunduğu Murat Yeğen isimli şahsın silahlı terör örgütüne üye olma suçundan UYAP kaydının bulunduğu şeklinde rapor düzenlendi.
(Foto: ahaber.com.tr)
İmamoğlu'na "Hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan dava dosyası bulunan Mesut Yegen isimli şahıs kimdir? bu şahsa ile para taransferlerinin amacı nedir. Vakıf faaliyetleri ve yukarıda geçen hususlar ile ilgili detaylı olarak ifadenizi veriniz? sorusu soruldu.
"ÖDEMEDEN BİLGİM YOKTUR"
İmamoğlu ise "Mesut Yeğen isimli şahıs bildiğim kadarı ile akademisyen ve siyaset bilimci bir kişi olduğundan basından ve tv lerden bir çok kişinin tanıdığı kişidir. Reform vakfının geliri üyelerin bağışları ile sağlanır. Yönetim kurulunda bulunmadığım için Mesut YEĞEN' e yapıldığı iddia edilen ödemeden bir bilgim yoktur." ifadelerini kullandı.
(Foto: ahaber.com.tr)
Mali Suçlar Araştırma Kurulu Başkanlığının 17.03.2025 tarih ve 2025-976-9-4759571 sayılı mali analiz raporunda; sizinle birlikte Reform Vakfının Kurucu Üyelerinden olan Mehmet ALİ Çalışkan Hakkında bankacılık işlem kayıtlarında yapılan sorgulamalarda; gerçekleştirmiş olduğu transfer işlemlerinin yıllara dair gösterimi gösterildi.
(Foto: ahaber.com.tr)
2024 yılında Mehmet Ali ÇALIŞKAN'ın transfer etmiş olduğu para transferlerinde 17.162.898 TL'lik yüksek işlem hacminin sebebine yönelik yapılan araştırmalar neticesinde; 2024 yılında en çok para transferi aldığınız gerçek/tüzel kişilerin aşağıdaki gibi olduğu,
"Mali analiz uzmanı tarafından incelenen bankacılık transfer işlemlerinin 2024 yılında GBP para transferinde işlem hacmindeki artışın mali profiline uyumsuz olduğu tespit edilmiş olup; lowed ıa sl isimli alıcı şirketi hakkında bilginiz var mıdır? yukarıda tabloda sunulan ve size gösterilen para transferleri olduğu belirtilen kişi veya tüzel kişileri tanımakta mısınız? aranızdaki ilişkiyi açıklayınız? ayrıca yukarıdaki tabloda yer alan para transferleri hakkında bilginiz varmıdır? konu hakkında detaylı ifadenizi veriniz? sorusu soruldu.
TEK KELİMELİK YANIT
İmamoğlu bu kapsamda cevaben tek kelime ile "Yoktur." ifadelerini kullandı.
Son olarak İmamoğlu'na "ifadenize ekleyeceğiz başkaca bir husus var mı?" sorusu soruldu.
"MİLLETİMİZ DE HAK YİYENİ SEVMEZ"
Ekrem İmamoğlu şöyle cevap verdi: 19 Mart 2025 sabah saat 06:00 itibari ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlık konutu kapısına yüzlerce çok sevdiğim polisimizi yığarak güneş doğmadan yasaya uygun olmayan bir şekilde göz altına alınma girişimi metodunu tümüyle kınıyorum. İfade etmeliyim ki işlemi yürüten polislerin nezaket dışında hiçbir davranışı da olmamıştır. Ancak bu talimatı veren kişi ve şürekası Türkiye'ye çok büyük bir bedel ödetmiştir. 4 gündür nezarette bulunan bir kişi olarak yürütülen soruşturmaların içinin boş, ahlak sınırlarını aşan uydurma sorularla dolu en güçlü dayanağını gizli tanıkları bağlamış göz altına 3-5 gün kala Masak raporlarıyla doldurulmuş, tarihe kara bir leke olarak geçecek süreç yaşatılmıştır. Bu süreç Türkiye'nin itibarını zedelemiştir. Hukuk ve Adalet duygularını vatandaş nezdinde yerle bir etmiştir. Ekonomisini alt üst etmiştir. Gençlerin umudunu perişan etmiştir. Elbette bu süreci yöneten insanlar ve yöneticisinin, yüce yaradan huzurunda hem de bu dünyada hukuk önünde hesap vereceği günler yakındır. Aynı kişi ve şürekası yine bir başka Ramazan ayında 2019 da 6 Mayısta gözünü kırpmadan kul hakkı yiyerek Milletin iradesini gasp etmiştir. 2025 yılına geldiğimizde aradan 6 yıl geçmesine rağmen yediği demokrasi tokadının şiddetini anlayamamış hala bel atı oyunlarla mert olmayan anlayışı ile milletin iradesini gasp etmeye kul hakkı yemeye devam etmektedir. Milletimiz bunu görmektedir. Milletimizin vicdanı adaleti gereken cevabı mutlaka sandıkta verecektir. Göz altına alınmadan oluşturulan –uydurma altı soruşturma 30 yıla yakın hapis cezası istemi iptal edilen 31 yıllık diploma sadece göz altından bir gün önce açılan kreşleri kapatmaya yönelik şahsıma tebliğ edilen soruşturma. Ben ülkemiz için büyük tehdit haline gelen sürecin milletimiz tarafından anlaşılması için elimden geleni yapacağım. Dünden bu günü milyon kat milletimizin gücünü arkamda daha fazla hissediyorum. Cesaretimin tarifini dahi yapamam. Koltuğunu korumak için her şeyi yapmayı kendine hak gören ve milletimize ait olan her şeyin; diplomanın, mülkiyetin, şirketlerin, yeşil alanların, okulların, boğaz kıyılarının kendine ait olduğunu düşünen bu zihniyetten Ülkemizin bir an önce kurtulması şarttır. Aksi taktirde insanlarımızın geleceği tehdit altındadır. Bu gün vermiş olduğum ifade de görüyorum ki beni ve arkadaşlarımı akla hayale gelmeyecek suçlama ve iftiralarla bir yol tercihi yapılmaktadır. Ben Anadolu'nun bağrından çıkmış devletinin birlik ve bütünlüğüne bağlı, Trabzon'un 40 haneli bir köyünde doğmuş, bir çocuğun İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı olmasını sağlayan Cumhuriyete olan bağlılığını her koşulda ifade eden Atatürk'ün emaneti Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir prensibini kamu hizmetinde asla –unutmayan demokrasi aşığı bir kişi olarak bu süreci önüme koyan herkesi en üst seviyede kınıyor, hakkımı ömrüm boyunca hukuki yollardan arayacağımı beyan ediyorum. Hak yemem, Hakkımı da yedirmeme prensibimi milletimiz çok iyi bilir. Milletimiz de hak yiyeni sevmez, hakkını yedirmeyeni sever. Bu prensiple milletimizin bu gün itibari ile sorumluluk alarak hak mücadelesini en üst seviyede vereceğine olan inancımla ifade ediyorum ki Milletimiz büyüktür. Bu iftiralar milletimizin bağrında ki duvarlara çarpıp geri dönecektir.
