Tarımın nabzı Turkuvaz Medya Grubu'nda attı! Bakan İbrahim Yumaklı duyurdu: Gıdaya online takip sistemi geliyor
Türkiye'de tarımın geleceği Turkuvaz Medya Grubu'nda düzenlenen 'Türkiye Tarım Zirvesi'nde ele alındı. Önemli konuların masaya yatırıldığı etkinlik Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın katılımıyla gerçekleşti. Bakan Yumaklı konuşmasında gıdayla ilgili hangi türde olursa olsun halkımızın eş zamanlı görebileceği bir sistemi uygulamaya koyacaklarını, online olarak herkesin rahat bir şekilde takip edebileceği bir sistem geliştirdiklerini söyledi.
Tarımın geleceği Turkuvaz Medya Grubu'nda masaya yatırılıyor. Türkiye Tarım Zirvesi bugün Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'nın katılımıyla gerçekleşti.
KRİTİK KONULAR GÜNDEMDE
Tarımdaki gelişmeler ve tarımın geleceği için birçok başlığın ele alınacağı zirvede, "Tarımda Üretim, Planlama ve Arz Güvenliği" ve "Tarımın Finansmanı ve Tarım Sigortası" başlıklı panellerde tarım ve finans sektörüne yön veren isimler önemli açıklamalarda bulundu.
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, tarım sektörüne yapılacak yatırımlar, yeni teknolojiler ve sürdürülebilir tarımın geliştirilmesi ile ilgili bilgiler verdi.
Bakan Yumaklı'nın katılacağı özel oturumu, Sabah Gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu ve Sabah Gazetesi Ekonomi Müdürü Dilek Güngör yönetti.
"TARIMDA ÜRETİM, PLANLAMA VE ARZ GÜVENLİĞİ' PANELİ
Türkiye Tarım Zirvesi, 'Tarımda Üretim, Planlama ve Arz Güvenliği' paneliyle devam edecek. Panele; Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürü Osman Yıldız, Tarım ve Orman Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Mustafa Alpaslan, Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar ve TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu katıldı.
Panel, Sabah Gazetesi Yazarı Feride Cem'in moderatörlüğünde gerçekleşti.
Panelin hemen ardından Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Başkanı Dr. Ahmet Abdullah Antalyalı bir sunum gerçekleştirdi.
Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce'nin konuşmasının ardından zirve, A Para Yayın Koordinatörü ve A Haber Ekonomi Müdürü Özlem Doğaner'in moderatörlüğünde gerçekleşen 'Tarımın Finansmanı ve Tarım Sigortası' paneli ile devam etti.
Panelin konuşmacıları Ziraat Bankası Tarımsal Bankacılık Grup Başkanı Serpil Günal, Kayıt Bürosu Ürün Yönetimi ve Geliştirme Direktörü Serkan Siyasal ve TARSİM Yönetim Kurulu Üyesi ve TARSİM Genel Müdürü Bekir Engürülü oldu.
BAKAN YUMAKLI: TARIMSAL SORUN GLOBAL BOYUTTA
Turkuvaz Medya Grubu tarafından düzenlenen Türkiye Tarım Zirvesi, Bakan İbrahim Yumaklı'nın katılımıyla gerçekleştirildi.
Zirvenin açılışında konuşan Bakan Yumaklı, çiftçiye verilen kredi ve desteklere ilişkin önemli açıklamalar yaparken, sektöre yapılacak yatırımlar, yeni teknolojiler ve sürdürülebilir tarımın geliştirilmesine yönelik bilgiler paylaştı.
Özel oturumda konuşan Bakan Yumaklı, Türk tarımını bugün olduğu gibi, bundan sonra da dünyada önemli yere sahip bir konumda devam ettireceklerini söyledi.
Brüksel'de ikinci yüksek düzeyli diyalog toplantısını yaptıklarını hatırlatan Yumaklı, "Bu toplantıda gıda güvenliğinden coğrafi işaretlere kadar altı çok önemli başlık konuştuk. Biz de tarımın en büyük problemlerinden biri kırsal kesimin boşalmasıdır. Bu problemin aynısının onlarda da olduğunu gördük. Nasıl biz de kırsalda olanlara kız verilmiyorsa, Avrupa'da da böyle bir durum olduğunu gördük. Dolayısıyla tarımda yaşadığımız sorunlar global boyutta… Bu nedenle bundan sonraki yüksek düzeyli diyalog toplantısının çok uzun aralar verilmeden yapılması konusunda mutabık kaldık. Bir sonraki toplantımızın da 2024 yılının ilk yarısında Türkiye'de yapılacağını şimdiden duyurmak isterim" dedi.
FAHİŞ FİYATTA TÜM SEKTÖRLERİN ÜZERİNE GİDECEĞİZ
Tarım ve gıdada fahiş fiyatlarda pandemiyle başlayan Rusya-Ukrayna savaşıyla devam eden bir süreç olduğuna dikkat çeken Bakan Yumaklı, şunları söyledi:
"Bu sürecin getirdiği, ülkemiz için ekstra bir durum da deprem oldu. 6 Şubat'ta belki de birçok ülkenin altından kalkamayacağı bir yükü bu ülke omuzladı. Çok büyük acılar çekildi, ama hali hazırda bu problemin çözülmesiyle, insanların normal hayatına devam etmesiyle alakalı çok yoğun çaba var. Deprem davranış biçimlerimizi de değiştirdi. Depremin birinci günüyle üçüncü günü arasında karkas et fiyatlarında 30 liralık artış oldu. Farklı şeylere de yansımaya başladı bu. Elbette sebeplerini bildiklerimiz var, ama genel olarak fiyatlama davranışıyla alakalı arzu edilmeyen fahiş fiyat diye tanımlanan hususlarla çok sık karşılaşmaya başladık. Tohumdan çatala kadar olan süreç birçok kurumu ilgilendirir. Türkiye'nin zeytinyağında ihtiyacı 160-180 bin ton arası. Bu yıl zeytinyağı hasadından elde edilecek olan zeytinyağı rakamı 180 bin ton. Bizim ihtiyacımızı yüzde 100 karşılayacak. Geçtiğimiz yıldan da stoklarımız var, e niye fiyat artıyor? Sıfır nokta 3 asit oranına sahip ürünün fiyatı açıklandı. Birdenbire sanki bu ortalama ürünün taban fiyatıymış gibi algılanıp fiyatlar yukarı çıktı. Biz açıkladık. Arzla alakalı sıkıntımız yok. Zeytin Konseyi açıkladı, elimizde fazlası var diye. Sonra o kurum dedi ki yanlış anlaşıldık. Ama geçmiş olsun fiyatlar yükseldi. Ticaret Bakanlığı'yla birlikte tespit ettiğimiz tüm sektörlerin üzerine gideceğiz. Biz üreticimizi aynı zamanda sürdürülebilir üretimi devam ettirmesi için korurken, tüketicimizi de kollamak zorundayız. Bu bir bütün. Hatta sayın Cumhurbaşkanımız da ifade etti, fahiş fiyatlara zerre kadar müsemma göstermeden mücadeleye devam edeceğiz."
Ürün takip sisteminde hem Ticaret Bakanlığı'nın hem de kendilerinin takip sistemleri olduğunu vurgulayan Bakan Yumaklı, "Biz stokları takip ederken, aynı zamanda bu ürünlerin fiyat hareketlerini de takip ediyoruz. Hangi ürünü, hangi desende, hangi miktarda üreteceğinizi planlayabilirseniz hem iç tüketiminizi hem ihracatınızı buna göre belirleyebilirseniz, olağanüstü fiyat hareketi yaşamanızı gerektirecek bir şey kalmaz. Tüm unsurları 360 derece tamamlayarak artık bu ülkede et fiyatlarının birdenbire anormal bir şekilde yukarı aşağı gitmesinin önüne geçmiş olacağız. Hem elimizdeki hayvan varlığından hem üretim kapasitelerinden hareketle hayvansal üretimde de planlamayı gündeme getirip gerçekleşmesini sağlayacağız" açıklamasını yaptı.
BU YIL 1,2 MİLYON DENETİM YAPILDI
"Toplumumuzun güvenilir gıdayla alakalı bugün gelmiş olduğu nokta ve hassasiyet bence umut verici" ifadelerini kullanan Bakan Yumaklı, şu bilgileri paylaştı: "Kabul etmemek gerekir, sorgulamak gerekir, son derece de haklı ve doğru bir talep. Sektörlerin denetimlerini yapıyoruz. Ama bunun dışında da rutin denetimler var, bununla ilgili bir birimimiz var. 2023 yılında 1,2 milyon denetim yapıldı. Bunun dışında biz geçtiğimiz ağustos ayından itibaren sektörel denetim uygulaması başlattık. 7.500 arkadaşımız sahada buraları denetlemeye devam ediyor. Halkın sağlığını tehlikeye düşürücü bir üretimin ya da satışın olduğu yerleri kapatıyoruz. Hiçbir esnekliğimiz yok. Savcılığa suç duyurusunda bulunuyoruz. Bundan önceki dönemlerde kanunun 'bunlar teşhir edilebilir' yönetmeliğiyle birlikte zaman zaman listeler yayınlanmış, ama bunların arasında belli dönemler olduğu için tartışma konusu olmuş. Bununla ilgili yeni bir çalışmamız tamamlanmak üzere. Bundan sonraki dönemde gıdayla alakalı hangi türde olursa olsun halkımızın eş zamanlı görebileceği bir sistemi uygulamaya koyacağız. Online olarak herkesin rahat bir şekilde takip edebileceği bir sistemi getiriyoruz."
TARIMSAL DESTEKLER 91,5 MİLYARA ÇIKIYOR
Bu yılın sonu itibarıyla tarımsal üretim desteklerinin 64 milyar lira olacağını vurgulayan Bakan Yumaklı, "Önümüzdeki sene 91,5 milyar lira. Yeni döneme tarımsal üretim planlamasının argümanı olarak destekleri koymuş olduk. Bundan sonra tarımsal üretim planlamasına yönlendirici destekleri göreceğiz. Yeni destekler için şu anda etki analizleri tamamlanmak üzere. Hem tarımsal üretim planlamasını hem onun yan argümanlarını sektörün kendisiyle konuşarak devam ettiriyoruz" dedi.
Hesaplamalarına göre 776 bin hektarlık ekilmeyen arazi olduğuna işaret eden Yumaklı, "Bu arazilerin bir an önce ekimiyle alakalı hususun başlaması için birkaç yıldır devam eden bir proje var. Bunu sürdürmeye devam edeceğiz. Bu projede kullanılacak tohumların yüzde 75'ini veriyoruz. Ayrıca özellikle çiftçi kayıt sistemine kayıtlı olmayan çiftçilerin de o tür arazileri kullanmasıyla ilgili gerekçeleri kalmamış olacak. Kayıtlı olmayan 3 milyon hektar alan öngörüyoruz. Hepsiyle beraber tarımsal gücümüz artacak" dedi.
TEDBİR ALMAZSAK SU KRİZİ KAPIDA
Tarım Bakanı Yumaklı, su seferberliğine ilişkin de şunları söyledi:
"Biz Akdenizliyiz. Uluslararası bir ölçüm metodolojisi var. Yıllık kişi başı 1.700 metreküp ve bunun üzerini elde eden ülkeler su açısından zengin bir ülke olarak kabul ediliyor. 1.000 - 1.700 arasındakiler su stresi altında olan ülkeler. Türkiye şu anda 1.313 metreküpte… Su stresinde aşağıya doğru problem oluşacak noktaya doğru yakınız. Bin metreküpün altındakiler ise su açısından fakir ülkeler. Suyu tarımda kullanıyorsunuz, sanayide, bireysel kullanımınız var. Tüm bunlarda suyunuzu doğru yönetmeniz gerekir. Doğru zamanda doğru şekilde depolamanız gerekir ve kullanım esnasında onu zayi etmeyecek metotları kullanmanız gerekir. Bizim su seferberliği konusu 31 Ocak 2023'te başladı. Ancak 6 gün sonra deprem oldu ve bu çalışmalara ara vermek durumunda kaldık. Geçtiğimiz haftalarda tekrar başladık. Türkiye olarak hiçbir tedbir almazsak 2030 yılında 1.000 metreküpün altına düşme riskiyle karşı karşıyayız. Bir yönüyle tarımsal üretim planlamasını söylerken, üretim planlamasının tam göbeğine suyu koyduk. Çünkü su ihtiyacı olan bir ürünü suyla probleminiz olan bir yerde üretemezsiniz. Temiz su kullanımıyla alakalı belediyelerin kayıp kaçak oranı var. Onu düşürmekle ilgili planımız var. Kuraklık riskine ilişkin de iki türlü kuraklık var. Tarımsal kuraklık kısmı için böyle bir tehlike yok. Ama geçtiğimiz yıl örneğin Trakya'da çok ciddi bir kuraklık oldu, yüzde 40'a varan rekolte düşüşleri oldu. Özellikle ayçiçeğinde. İyi eğitimli genç kardeşlerimin tarıma olan ilgisini gördükçe umudum artıyor. Ancak sadece niş ürünler için talip olmak değil, konvansiyonel ürünler için de bu gençlerimizin tarımsal üretime talip olması gerekir."
YANAN ALANLARI AĞAÇLANDIRDIK
Yanan ormanların yerine yapılan ağaçlandırmalara ve orman yangınlarına yönelik tedbirlere ilişkin de Bakan Yumaklı, "24 uçağımız, 100 helikopterimiz, 776 akıllı kulemiz, 4.500'e yakın kara aracımız var. 25 bin eğitimli kardeşimiz, 118 bin de gönüllü var. 10 adet de İHA'mız var. Bunu Avrupa'da kullanan ilk, dünyada kullanan ikinci ülkeyiz. Tüm bu orduyla yapmanız gereken onları doğru yönlendirmek" dedi. İHA'ların son derece önemli etkileri olduğunun altını çizen Yumaklı, "Bunların hepsini yangına müdahale için kullanıyoruz. Yangın öncesi için elimizde ekipman var, gücümüz var. Müdahalede hedef 10 dakika. Bu yıl 11 dakikada kaldık, seneye 10 dakikaya ineceğiz" ifadelerini kullandı. 2021 yılında yanan alanların tamamının 2022 sonuna kadar tamamen ağaçlandırıldığını anlatan Yumaklı, şöyle devam etti:
"2022'de yananlar, bu yıl sonuna kadar ağaçlandırılacak. Asıl başarı yangının çıkmamasını sağlamak. Bundan sonra tüm odak noktamız da bu olacak. Dileğim yangınların çıkmaması, ama çıksa da müdahale etme gücüne sahibiz. 11 Kasım'ı 2019'dan bu yana Ağaçlandırma Günü olarak kutluyoruz. Bu yıl 11 Kasım'da 5 milyon 2023 ağaç diktik. Diktiğimiz her ağacın dünyaya bıraktığımız en büyük miraslardan biri olduğunu unutmamalıyız."
Bakan Yumaklı'nın konuşmasının ardından Okan Müderrisoğlu, toplantıya katılan herkes için üçer fidan dikildiği bilgisini paylaştı.
"MARKALAŞMAYLA 1 LİRALIK İHRACAT 5 LİRAYA ÇIKAR"
T.C. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı'yla gerçekleştirilen özel oturumundan sonra zirve, 'Tarımda Üretim, Planlama ve Arz Güvenliği' paneliyle devam etti.
Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürü Osman Yıldız, Tarım ve Orman Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Mustafa Alpaslan, Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar ve TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu'nun katıldığı panelde, arz güvenliğinden markalaşmanın önemine kadar pek çok konu masaya yatırıldı.
Sabah Gazetesi Yazarı Feride Cem'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde konuşan Tarım ve Orman Bakanlığı Tarım Reformu Genel Müdürü Osman Yıldız, iklim krizine karşı planlı yol almak gerektiğinin altını çizdi.
Bakanlık olarak 5 eksen üzerinde faaliyetlerini sürdürdüklerini belirten Yıldız, "Verimlilik, kalite, yatırım ve sürdürülebilirlik. Bu eksenlerin bir arada işlemesi gerekiyor. Üretim planlamasını da bu eksende yaptık. 5 Nisan'da çok önemli mevzuat düzenlemelerine girdik. Bunlardan biri tanesi üretim planlamasıydı, diğeri kayıttı. Verinizin olmadığı şeyi takip etmeniz mümkün değil. Bir diğeri sözleşmeli üretimdi. İşlenmeyen arazilerin izlenebilir hale gelmesiydi" dedi. TÜİK'le yaptıkları çalışmayla tarım envanterini ortaya çıkardıklarını belirten Yıldız, "3 milyon üreticimizin envanter olacak bilgilerini TÜİK'e teslim edeceğiz. Tarım sayımı üretim planlama için önemli. Önemli olan riski tanımlamanın ve krizi iyi bir şekilde yönetmenin çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle belirlediğimiz risklere karşı eylem planımızı hazırlayıp kamuoyuyla paylaşacağız. İllerde teknik komiteler kurduklarını belirten Yıldız, 1 Eylül 2024 itibarıyla bitkisel ve hayvansal üretim açısından planlama sürecini hayata geçirmiş olacaklarını vurguladı.
ARZ GÜVENLİĞİ RİSKLERİNE KARŞI HAZIRLIKLIYIZ
Tarım ve Orman Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Mustafa Alpaslan da, "Kuraklık, taşkın, sel gibi olumsuz etkilerini hissettiğimiz iklim değişikliği, Rusya Ukrayna arasındaki savaş, tedarik zincirlerinde kırılmaya neden olan salgın hastalıklar sonucu ülkelerin tarım gıda ürünlerinde daha korumacı politikalar izlemeye başladığını biliyoruz. Bu kapsamda ülkemizde arz güvenliğini tehlikeye sokabilecek beklenmedik durumlara hazırlıklı olabilecek çalışmalarımız vardı daha da hızlandırdık" dedi. Strateji geliştirme başkanlığı bünyesinin altında arz güvenliği birimini kurduklarını belirten Alpaslan, "Pek çok stratejik ürünün takibini yapıyoruz. Radarlarımız sürekli açık. Genellikle AB üyelik sürecimizin bir parçası olarak oradaki gelişmeleri çok daha yakından takip ediyoruz. AB, geçen yıl gıda güvenliği krizlerine hazırlıklı olmak için bir mekanizma kurdu. Biz de hemen üyelik için başvurumuzu yaptık. Dün de Brüksel'de en üst düzeyde sayın bakanımız talebimizi iletti. Bu konuda da gelişme bekliyoruz" diye konuştu. Alpaslan, şöyle devam etti: "Arz güvenliği konusunda ise gıda arz güvensizliği diyeyim… Son yıllarda karşıdan esen rüzgâr ülkemiz için bu sene daha da sert esti, bir deprem yaşadık. Deprem bölgesi bize ne ifade ediyor anlatayım: Tarımsal hasılatımızın yüzde 15'i, tarım arazilerimizin yüzde 17'sine tekabül ediyor. Sulanan alanlarımızın yüzde 14'ü, büyükbaş hayvan varlığımızın yüzde 13'ü, küçükbaşın yüzde 18'i oradaydı. Toplamda 34 milyar TL civarında bir kaybımız var. Bu alanda uzman, sahayı bilen, davranışsal ekonomi anlamında iyi insanlarla istişare kurulu oluşturduk, tasarladığımız sistemi test edeceğiz, kendimizi hazır hissedince sahaya gireceğiz."
YAĞMURU ÇOK İYİ KULLANMAMIZ LAZIM
Ulusal Hububat Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Özkan Taşpınar da 2024 yılı üretimine ilişkin, şu bilgileri paylaştı: "Şu anda Türkiye genelinde yüzde 80 buğday ekimi gerçekleştirildi. Güneydoğu ve Akdeniz bölgesi ocak ayına kadar ekim yapabilir. Suyu çok iyi kullanabilmemiz lazım, yağmuru çok iyi kullanabilmemiz lazım. Bunun için toprakta organik madde birikmiş olması lazım. Organik maddenin toprakta buluşturulması için tabii ki bakanlığımız belirli tedbirleri aldı, destekleri verdi. Hem yeşil gübreleme hem hayvansal gübrelemeyi yapanlara destekler verdi. Organik maddelemenin mutlaka artırılması gerekir ki yağışla buğdayı daha fazla elde edebilelim. Ülke dışına çıkan birçok suyumuz var, denizlere boşu boşuna akan çok suyumuz var. Bu suların sulanamayan bölgeye döndürülmesi gerekiyor. Sulanamayan alanlarımızın mutlaka sulandırılması lazım. Üretimi yapabilmemiz için bu tür argümanların kullanılması lazım. Sonunda tabii ki markalaşmamızı yapacağız."
ÇİFTÇİNİN EN BÜYÜK GİDERİ KİRA
TÜSEDAD Yönetim Kurulu Başkanı Sencer Solakoğlu ise, markalaşmaya ilişkin şöyle konuştu:
"Bizim potansiyelimizin yarısı bile olmayan ülkeler bizden çok daha yüksek gelirler elde edebiliyor. İtalyanlar markalaşma konusunda muazzamlar. Bugünkü tarımı ve çiftçiyi de kalkındıracak şey bu katma değer olacaktır. Standardizasyon olmadığı zaman markalaşma olamaz. Bizim kadar girişimci bir ülke tanımıyorum. Bunu yaptığımız zaman, markalaştığımız zaman 1 liraya ihraç ettiğimiz şeyi 5 liraya ihraç edeceğiz. Bizim Antep mutfağını Antep mutfağı olarak, Adana mutfağını Adana mutfağı olarak tanıtmamız lazım. Katma değerli satabilmek için bu markalaşmayı yapıyoruz. Türk tarımında çok atlanılan bir konu var. Sulu ovalarımızdaki arazi kiraları Fransa şampanya bölgesiyle eşdeğer. Oradaki köpüklü şarap muazzam katma değer kazanıyor. Bugün Karacabey ovasında aynı kirayı verip mısır üreteceksiniz ve rekabetçi olacaksınız. Çok zor. Bir çiftçinin en büyük gideri kira. Pahalı gıdanın en temel masrafı da bu. Buraya da el atılması gerektiğini düşünüyorum. Gençlerin bu işe girmemesinin en önemli sebeplerinden biri de bu. Çukurova'da bir dönüm araziye 300 bin vereceksiniz, aklı selim kimse bu işe girmez."
60 DÖNÜMDE TOPRAKSIZ TARIM
Panelin hemen ardından Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Yüce de, bir sunum gerçekleştirdi. Yüce, "Eğer bugün biz dünya ile yarışmak istiyorsak, muhasır medeniyetler seviyesini aşmak istiyorsak evvela şu an küskün olduğumuz toprakla barışmak zorundayız" dedi. Ülkemizde tarımsal faaliyetlerde atak yapıldığını, gıda güvenliği, gıda arzı, planlı üretim ve planlı tüketimde çok büyük bir çalışma yapıldığını belirten Yüce, Sakarya'daki projelerine ilişkin şu bilgileri verdi: "Sakarya'da 6 bin dönüm arazide hem tıbbi hem aromatik hem bitkisel hem de hayvansal üretim merkezlerini kurduk. 3 bin dönümlük tıbbi ve aromatik bitkiler merkezimizdeki ürettiğimiz 20 çeşit ürün tamamen Avrupa'ya gidiyor. Almanlarla alım garantili sözleşme yaptık. Topraksız tarımda 30 dönümü kapalı alan ve 30 dönümü işletme binaları olan bir alanı hayata geçirdik, fabrika burası artık. Açık arazide tarım yapmak her geçen gün riskli hale geldi. Tamamen laboratuvar gibi en lezzetli ve organik ürünleri burada yetiştirebiliyoruz. Bu modeli Hollanda'dan aldım. Bir uygulamalı tarım merkezimiz var. Meyve çiftliğimiz var. Yanına da tarım lisesi kurduk. Ve bu liseye kayıt olanlara burs vermeyi planlıyoruz. Şu anda kenevir yetiştirmek için bir hazırlığımız var. Ayrıca istiridye mantarı çiftliği kurduk. Damızlık manda çiftliğimizde 160 tane mandamız var. Mozzarella peyniri yapmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Safran üretim çiftliğimiz var. Ayrıca salep üretimi gerçekleştiriyoruz. Bir dönümden 300-400 bin lira gelir elde ediyoruz. Bir projemiz de solucan gübresi ve bu alanda ihracatta yapıyoruz. Meraları ıslah ediyoruz ve yüzde 100 verimli hale getiriyoruz. Fidancılık projemizle 300 dönüm arazi üzerinde iç ve dış mekân süs bitkisi yetiştiriyoruz."
ÜRETİCİ DESTEĞİ 785 MİLYON EURO'YA ÇIKTI
Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu Başkanı Dr. Ahmet Abdullah Antalyalı da, zirve kapsamında çeşitli değerlendirmelerde bulundu. Yaptıkları çalışmaların kırsal alanda ekonominin çeşitlendirilmesini desteklediğini belirten Antalyalı, projelerini şöyle anlattı: "Özellikle üretimde sürdürülebilirlik ve verimliliğin artırılmasına özen gösteriyoruz. Dijitalleşme önceliklerimiz arasında yer alırken, iklim değişikliği ve onların etkilerinin azaltılması, çevre ve doğal kaynakların artırılması için çalışıyoruz. Ülkemizde göç önemli bir problem, köylerden şehir merkezlerine doğudan batıya, büyük şehirlere ciddi bir göç var. Kurum olarak yaptığımız bu çalışmalarla insanları doğdukları yerde doyar hale getirmeye çalışıyoruz. 2011'den bugüne 25 bin proje uyguladık. 1,8 milyar Euroluk hibe desteği verdik. 3,5 milyar Euroluk yatırım yaptık. Devletimiz 265 bin kişiye iş imkânı sağladı. Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye aktarmış olduğu mali yardımları 42 ilde uyguladık. Brüksel'den geliyoruz. Programımızı 81 ilde 2024'ün ilk çeyreğinde yetiştireceğiz. Ayrıca desteklerimizi 785 milyon Euro'ya çıkarmış durumdayız. İstanbul da bu destekten yararlanacak. Bu yatırımlarda öncelikle inşaat işleri, makine alımı, hizmet alımını da destekliyoruz. Danışmanlık bedelini de karşılıyoruz. Yüzde 75'e kadar hibe desteği veriyoruz. Bu yatırımlarda ciddi bir vergi muafiyeti var. Birincil üretimi destekliyoruz. Süt, besi, kanatlı hayvancılığı destekliyoruz. Gıda sanayiini destekliyoruz. Çiftlik faaliyetleri hakkında çok farklı desteklerimiz var. Hayvancılık yatırımlarında şu anda 150 büyükbaşa kadar süt ineğinde, 800 küçükbaşa kadar da koyunlarda yüzde 60-70 hibe desteği veriyoruz. 40 yaş altı gençlere de yüzde 5 ilave desteğimiz var. 500 bin Euro'ya kadar destek veriyoruz. Ülke genelinde bugüne kadar kesimhaneleri destekledik. Yaptığımız işlemlerle modernizasyonu artırıyoruz. Çiftlik faaliyetlerimizin çeşitlendirilmesini destekliyoruz. Arıcılıkta aklınıza gelecek her şeyi destekliyoruz, kovan yapımını dahi destekliyoruz. 6.500'e yakın kadın girişimcimiz var, bunlar 50 bine yakın istihdam sağladılar. Özellikle biz burada AB standartlarında üretim yapıyoruz."
GÜÇLÜ SPONSOR DESTEĞİ
3. Türkiye Tarım Zirvesi'nin sponsorluğunu T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Ziraat Bankası, Sakarya Büyükşehir Belediyesi ve TARSİM üstlendi.