Türkiye Gazeteciler Cemiyeti yine üç maymunu oynadı! FETÖ'cüleri kollamak için A Haber ve Sabah'a baskın yaptılar
Basın özgürlüğü konusunda Türkiye'ye ders vermeye kalkan Almanya'da, firari FETÖ'cülerin ihbarıyla A Haber ve Sabah çalışanlarının evlerine şafak vakti yapılan hukuksuz baskın infiale yol açtı. Türkiye ve Almanya'da gazetecilik meslek örgütleri ayağa kalktı. Basın özgürlüğünü ayaklar altına alan operasyonun, seçim odaklı olarak FETÖ'cüleri kollamak için yapıldığı da ortaya çıktı.
SABAH Almanya Temsilcisi İsmail Erel ve SABAH Avrupa Haber Müdürü Cemil Albay'ın, tescilli FETÖ'cü Cevheri Güven'in şikâyeti üzerine gözaltına alınmasının yankıları sürüyor. Alman polisi, hiçbir suçlama ve delil olmaksızın önceki gün sabah saat 06.00 sıralarında gazeteciler Erel ve Albay'ın evlerine eş zamanlı baskın düzenlemişti.
Polis köpekleriyle yapılan baskında adeta terörist muamelesi yapılarak gözaltına alına alınan iki gazetecinin evlerini altüst eden Alman polisi, gazetecilerin bilgisayarları ve telefonlarının yanı sıra evdeki oyuncak bilgisayara bile el koymuştu. Dışişleri Bakanlığı'nın devreye girmesiyle yaklaşık 9 saat gözaltında tutulan gazeteciler Erel ve Albay serbest bırakıldı.
'MAKSATLI OPERASYON'
Skandal olayın ardından basın özgürlüğünü ayaklar altına alan Almanya'ya tepki yağarken, Dışişleri Bakanlığı'na çağrılan Almanya'nın Ankara Büyükelçisi Jürgen Schulz'a da Türkiye'nin tepkisi iletildi. SABAH, Büyükelçi Schulz'la bakanlıkta yapılan görüşmenin arka planına ulaştı. Alınan bilgiye göre Enformasyon Genel Müdürü ve Bakanlık Sözcüsü Tanju Bilgiç, Büyükelçi Schulz'a eğer gezetecilerle ilgili bir iddia varsa bunun öncelikle ifade alınarak soruşturulması gerektiği ve Türkiye'de yapılan 14 Mayıs seçimlerinin hemen ardından Türk gazetecilerin bu şekilde gözaltına alınmasının maksatlı bir tavır olarak değerlendirildiğini söyledi. Yaşananların basın ve ifade özgürlüğünün ihlali olduğu, Almanya'dan uluslararası yükümlülükler çerçevesinde hareket etmesinin beklendiği iletildi. Alman Büyükelçi Schulz'un ise, buna karşılık "basın özgürlüğünün sınırsız olmadığını" belirttiği ve sürecin Alman kanunlarına göre ilerlediğini dile getirdiği kaydedildi.
'ÇALIŞMAMIZ ENGELLENİYOR'
SABAH Avrupa Temsilcisi İsmail Erel, "Hangi Alman gazeteciyle veya hukukçuyla konuştuysam, bunun bir Alman gazeteciye yapılmasının düşünülemeyeceğini söylediler. Ağır suçlu gibi muamele görmek ki ortada bir suç yok. En az 20 polisle evin basılmasını gerektirecek tek bir gerekçe yok ortada. Hukuk mücadelesini başlatacağız. Teknik ekipmanın elimizden alınması suretiyle çalışmamızın engellenmesini kınıyorum" dedi.
'KOMŞULAR TERÖR BASKINI SANMIŞ'
SABAH Avrupa Haber Müdürü Cemil Albay ise, "Evde gözaltında tutulduğum sırada aramanın boyutunu tam olarak anlayamamıştım. Eve gidip komşulardan dışarıdaki durumu dinledim. 'Tüm evin etrafı polislerce sarılmış, cadde kapatılmıştı. Her köşeden polis çıkıyordu.
Terör baskını sandık' dediler. Baskında konuyla hiç alakası olmayan eşimin eşyalarının aranması, cep telefonu ile bilgisayarına bile el konulması şaşırtıcı" dedi.
SEÇİM AYARLI BASKIN DARMSTADT
Mahkemesi'nin Erel ve Albay hakkında verdiği arama kararının tarihi dikkat çekti. Mahkeme, kararını 1 Şubat 2023 günü verdi. Ancak karar 17 Mayıs günü uygulandı. Aradan bunca zaman geçmesi, baskının seçim ayarlı olduğunu ortaya koydu. AFP'ye konuşan Alman savcı ise gazetecilere, "kişisel bilgileri tehlikeli olacak şekilde yayma" suçlaması yöneltildiğini söyledi.
BAKAN ÇAVUŞOĞLU: AMAÇ GÖZDAĞI VERMEK
Dişişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuya ilişkin, "Bu hadise basın ve ifade özgürlüğü konusunda tüm dünyaya ders vermeye kalkan Almanya'nın çifte standardını ortaya koymuş oldu. Türkiye'de PKK'ya destek veren, Türkiye'deki darbe girişimini planlayan gazetecilerle ilgili soruşturmalar devam ederken basın özgürlüğü konusunda bize ders vermeye kalkışanlar, FETÖ'cülerin ihbarı üzerine SABAH Gazetesi'ne baskın düzenliyorlar. Baskın yapıyorsunuz, gözaltına alıyorsunuz, sonra serbest bırakıyorsunuz. Amaç gözdağı vermek, sindirmek" diye konuştu.
ALMAN BASININDAN 'CASUS' İFTİRASI
Almanya'da SABAH'a yönelik baskının ardından Batılı devletlerin ve medyasının Türkiye'ye yönelik çifte standartlı tutumu bir kez daha yüzünü gösterdi. Alman polisinin gazetecileri gözaltına almasının ardından Batılı liderler ve Batı medyası suskunluğa gömüldü. Batılı bir gazeteciye aynı muamele yapıldığında "ifade özgürlüğü" ve "basın susturulamaz" diyerek ortalığı ayağa kaldıran yayın kuruluşları, mesele Türk gazeteciler olunca ya susmayı tercih etti ya da haberi tepkisiz bir dille verdi. Alman basını ise yine taraflı yayıncılığa imza attı. Alman gazeteleri baskını "Erdoğan'ın gazetesinde çalışan iki gazeteciye baskın" şeklinde duyurdu. Bazı gazeteler, konuyu manipüle ederek Erel ve Albay'ın casusluk faaliyeti yaptığını öne sürdü.
'SEÇİME GÖRE PLANLANDIĞINI BİLİYORUZ'
İletişim Başkanı Fahrettin Altun, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel'in gazetecilerin gözaltına alınmasına ilişkin soruya kaçamak cevap vermesiyle ilgili, "Basın mensuplarımızı sindirmek için yapılan bu operasyonu, yabancı büyükelçilere 'Batı'nın sözünden çıkmayacak bir Türkiye' sözü verenlerin 14 Mayıs'ta kazanabileceğini zannederek planladığını çok iyi biliyoruz" dedi.
SABAH'A OPERASYONA TEPKİLER SÜRÜYOR:
BATI'DA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ OLMADIĞINI TÜM DÜNYA GÖRDÜ
Türkiye'nin 22.5 yıl hapse mahkûm ettiği bir firari FETÖ'cünün şikâyeti ile Alman savcılığının harekete geçip arama kararı çıkarması ve yapılan operasyon, Türkiye ve Almanya'daki gazetecilik meslek örgütleri tarafından tepkiyle karşılandı.
'ZAMANLAMASI MANİDAR'
Medya Derneği Başkanı Ekrem Kızıltaş: Operasyonun zamanlaması manidar. Türkiye'ye basın özgürlüğü konusunda ders veren Almanya, dünyada eşi benzeri görülmemiş bir operasyona imza attı. Suçlu oldukları açık olan, kırmızı bültenle aranan kişilerin şikâyeti üzerine sadece işlerini yapan gazetecileri gözaltına aldılar. 14 Mayıs'ta milletimiz doğrudan yana olduğunu gösterdi. Bu durum Almanya başta olmak üzere Batılı ülkelerin yanında olanların canını çok sıktı. Almanların kendi söylemlerine aykırı olan bu polis operasyonlarıyla da FETÖ'cülere bir jest yaptılar.
BATI'DA BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ YOK
Gazeteci-yazar Murat Özer: Seçimlerden hemen önce Cumhur ittifakı'nı destekleyen gazetecilere tehditler havada uçuşuyordu. Bunu Türkiye'de başaramayınca Almanya'da yaptılar. Terör örgütlerinin sığnağı haline gelmiş Almanya'da FETÖ'cülerin şikâyetiyle başlayan süreç nerede durduklarını gösteren net bir görüntü oldu. Türkiye'ye yönelik basın özgürlüğü konusunda parmak sallayanlar, Batı'da basın özgürlüğü olmadığını bütün dünyaya gösterdi.
Gazeteci Mohammed Abu Taqiya: Evleri basılıp gazetecilerin gözaltına alınması işgalci İsrail'in Filistinli gazeteciler başta olmak üzere tüm Filistinlilere yapmış olduğu suçları akıllara getirdi. Özgürlüğe yönelik yapılan bu tür suçlara son verilmelidir.
Uluslararası Medya Enformasyon Derneği (UMED): Seçim ayarlı, sandığa müdahale girişimidir. Hedef Türkiye'dir. Hedef millettir. Hedef milletin iradesidir. Skandal olaya tepki gösterilmemesi hukuksuzluğa ortak olmaktır.
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi: Adalet ve şeffaflık talep ediyoruz.
Alman Basın Birliği: Hızlı ve kapsamlı bir şekilde baskına açıklık getirilmeli.
Almanya Türk Gazeteciler Birliği: Mesleğini yapan gazetecilerin gözaltına alınmasını kınıyoruz.
Almanya Türk Toplumu Başkanı Gökay Sofuoğlu: Gözaltına alınma kabul edilemez.
TGC'DEN AÇIKLAMA YOK
Her fırsatta basın özgürlüğü konusunda sayfalar dolusu açıklamalar yayınlayan bazı meslek kuruluşları SABAH'a yönelik hukuksuz operasyona sessiz kaldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Basın Konseyi gibi meslek örgütleri başta olmak üzere bazı meslek kuruluşlarının sessizliğe bürünmesi, basın özgürlüğü konusundaki çifte standardı gözler önüne serdi.