Son dakika: Montrö Bildirisi davasında 103 emekli amiral için karar verildi! Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz edecek
Son dakika haberleri... Montrö Sözleşmesi ile ilgili yaptıkları açıklama nedeniyle ‘anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmakla’ suçlanan 103 emekli amiralin yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle tüm sanıklar hakkında oy birliği ile beraat kararı verdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Montrö Bildirisinde çıkan beraat kararına itiraz edecek. Gerekçeli karar çıkana kadar mahkemeye süre tutum dilekçesi veren başsavcılık mütaalaya aykırı karar için istinafa başvuracak
Kamuoyunda "amirallerin Montrö bildirisi" olarak bilinen açıklamada imzası yer alan 103 emekli amiralin yargılandığı davada, suçun yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle tüm sanıkların beraatine karar verildi.
Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuksuz sanıklar ile avukatları katıldı.
Bazı sanık avukatlarının esas hakkında mütalaaya karşı savunmalarını tamamlamasından sonra duruşmaya müzakere arası verildi.
Yaklaşık bir saatlik aranın ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı.
Buna göre eski Deniz Kuvvetleri Komutanları Bülent Bostanoğlu, Eşref Oğuz Yiğit ve Murat Bilgel ile emekli amiraller Atilla Kezek, Atilla Kıyat, Arif Vehbi Alpman, Ergün Mengi, Işık Biren, İlker Güven, Mustafa Özbey, Namık Kemal Çalışkan, Osman Metin Açımuz, Ramazan Cem Gürdeniz ve Türker Ertürk'ün de aralarında bulunduğu 103 sanık, "devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan beraat etti.
Mahkeme heyeti başkanı, "suçun yasal unsurlarının oluşmadığı" gerekçesiyle bu kararın oy birliğiyle verildiğini açıkladı.
BERAT KARARINA İTİRAZ EDİLECEK
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Montrö Bildirisinde çıkan beraat kararına itiraz edecek. Gerekçeli karar çıkana kadar mahkemeye süre tutum dilekçesi veren başsavcılık mütaalaya aykırı karar için istinafa başvuracak
SORUŞTURMANIN GEÇMİŞİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 4 Nisan 2021'de, bazı emekli amirallerin yayımladığı "Montrö bildirisi"ne ilişkin soruşturma başlatmıştı.
Başsavcılık, 6 Aralık 2021'de 103 sanık hakkında "devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 3'er yıldan 12'şer yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame düzenlemişti.
Mahkemenin, pandemi nedeniyle aldığı karar gereği, 72 sanığın savunması yaşadıkları illerde alınmıştı.
O KOMUTANLAR İFADE VERMİŞTİ
Bildirici emekli amiraller hakkında "Devletin güvenliğine veya anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşma" suçundan 12'şer yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Emekli amirallerin yargılanmasına, 21 Mart'ta Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak. Ancak yargılamayı yapacak olan Ankara mahkemesi, adresi İstanbul'da olan amirallerin ifadelerinin alınması için İstanbul Ağır Ceza Mahkemelerine talimat yazmıştı.
Emekli amirallerin savunmalarının alınmasına farklı mahkemelerde devam edildi.
İfadeleri alınanlar arasında eski Deniz Kuvvetleri komutanları emekli oramiraller Eşref Uğur Yiğit ve Emin Murat Bilgel de vardı. Yiğit, İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde; Bilgel de İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde savunmasını yaptı. Emekli amiraller darbe suçlamasını kabul etmedi.
Eşref Uğur Yiğit, bildiriye konu olan Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nin öneminin Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte daha iyi anlaşıldığını savundu. Cumhurbaşkanı ile Milli Savunma ve Dışişleri Bakanlarının Montrö açıklamalarına da değindi. Emin Murat Bilgel ise Montrö Sözleşmesi için "Türkiye Cumhuriyeti'nin Tapu Senedi" ifadesini kullandı.
DARBE GİBİ GECE BİLDİRİSİ
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, 4 Nisan 2021'de "103 amiralin Montrö bildirisi" olarak kamuoyuna sunulan metnin, Türkiye tarihinde gerçekleşmiş darbe ve muhtıra gibi olaylardan ilham aldığı, bildirinin maksatlı olarak "Yüce Türk Milleti" şeklinde başladığı belirtiliyor.
İddianamede, suça konu metnin dili, temas ettiği konular, gece vakti dolaşıma sokulması, en üst rütbede emekli amirallerin imzalamaları ve onaylamaları üzerinde duruluyor. Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı geçmiş yıllarda olduğu gibi muhtıra metni tarzında toplu bir bildiri ile muvazzaf TSK mensuplarını hükümete karşı illegal bir şekilde harekete geçirmeye çalışma amacı güdüldüğü öne sürülüyor.
Montrö Boğazlar Sözleşmesi gibi gündemdeki tartışma konularının ise muhtıra niteliğindeki bildiriye bahane yapıldığı kaydediliyor.