Eski CHP'li Yılmaz Ateş'ten Kılıçraoğlu'na Babacan eleştirisi: 'Sağ-sol bitti' derken ahlak dışı siyaseti mi kastediyor?
Eski CHP Ankara Milletvekili ve TBMM Başkanvekillerinden Yılmaz Ateş, "dostlar" kadrosunda yerleri hazır olan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun, kendi kendilerini teşhir ettiğini savunarak "Liderlerine bu ihaneti yapanlar, küresel güçlerin elindeki oltanın ucunda asılı yeni makamlar için bu millete, bu ülkeye acaba ne yapmazlar ki? AK Parti’nin şansı, Türkiye’nin şansızlığı, sermayesi ihanet olan aktörlerin oluşturdukları ittifakla seçimlere gitmek olacaktır." dedi. Ateş, "Kılıçdaroğlu, 'sağ-sol bitti' derken acaba her iki kesimdeki bu ahlak dışı siyaseti mi kastediyor?" ifadelerini kullandı.
Eski CHP Ankara Milletvekili, eski TBMM Başkanvekillerinden Yılmaz Ateş, yaptığı yazılı açıklamada, Türk siyasi hayatının 2000'li yıllarının ilk çeyreğine, ihanetlerin damga vurmasının, Türk demokrasisi, siyaseti ve insanlık adına yüz kızartıcı olduğunu belirtti. Yılmaz Ateş, bu ihanet senaryolarında, dış güçlerin başrol oyunculuğu, yerlilerin de figüranlığının acı verici olduğunu kaydetti.
Siyasetin, ülkeye ve millete hizmet etme kurumu; siyasi partilerin de hizmet araçları olduğunu anımsatan Ateş, partide ve ülkede iktidar olmak isteyenlerin programını, iddiasını ortaya koyup, kamuoyunun tartışmasına açarak taraftar bulmaya çalıştıklarını anlattı.
Emek isteyen, zahmetli, yorucu, uzun bu yolu ihtiraslı olanların göze alamayacağına işaret eden Ateş, açıklamasında şu değerlendirmelerde bulundu:
"İddiası, programı olmayan, tek amaçları makam mevki olanlar, partilerini, ideolojilerini terk ederler; ikbal gördükleri başka siyasi partilere, arkasından liderlerin yakın çevresine sızarlar. Liderin güvenini kazanmak için halı olup yerlere serilmekte profesyoneldirler. Liderin güvenine mazhar olup, emeksiz, zahmetsiz makam mevki sahibi olup, dış destek de bulununca zehirlerini akıtırlar. Ahlak, kural, edep nedir bilmezler. Bu tipler, küresel güçlerin amaçlarına ulaşmada engel gördükleri liderlere karşı kullanışlı eleman olurlar. ABD'nin Irak planına 'Hayır' diyen Ecevit ve partisi böyle tasfiye edildi. 1 Mart tezkeresine direnen Deniz Baykal böyle tasfiye edildi, CHP böyle işgal edildi. MHP böyle parçalara böldürüldü."
"KILIÇDAROĞLU, BUNLARIN HİÇBİRİNE TEK SÖZ SÖYLEYEMEDİ"
Ateş, dönemin ABD Büyükelçisinin, Wikileaks belgelerinde yayınlanan telgrafında, "ABD'nin çıkarları için Deniz Baykal CHP'nin başından defedilip, yerine Kemal Kılıçdaroğlu getirilmelidir." ifadesinin yer aldığını, Baykal'ın istifasına yol açan komplodan birkaç ay önce İsveç merkezli Silk Road Enstitüsünün hazırladığı rapordaki, "Baykal istifa etmek zorunda bırakılır. Onun yerine Kılıçdaroğlu genel başkanlığa seçilir. Kılıçdaroğlu parti politikalarını değiştirir ve bununun üzerine Avrupa'daki bazı partiler tarafından desteklenir." ifadeleriyle de bu işbirliğinin çok daha açık ortaya konduğunu belirtti.
Planın harfiyen uygulandığını öne süren Ateş, "Parti programı değiştirilmeden Ege, Kıbrıs, Doğu Akdeniz, terör başta olmak üzere iç ve dış politikaları emperyal güçlerin talepleri ile uyumlu uygulanır oldu. En büyük destek de daha aday adayıyken bugünkü ABD Başkanı Biden'den geldi: 'İstanbul belediye seçimlerini muhalefete biz kazandırdık. Önümüzdeki seçimlerde muhalefete daha açık destek vereceğiz.' Dış belgelerin ifşaa ettiği Kılıçdaroğlu, bunların hiç birine tek söz söyleyemedi." ifadesini kullandı.
"ACABA HER İKİ KESİMDEKİ BU AHLAK DIŞI SİYASETİ Mİ KASTEDİYOR?"
"Dostlar" kadrosunda yerleri hazır olan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu'nun kendi kendilerini teşhir ettiğini savunan Ateş, şunları kaydetti:
"16 yıllık AK Parti milletvekili Ali Babacan'ın, 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Genel Başkanı Erdoğan'a imza verip, Abdullah Gül'ü de muhalefet adayı yapma gayretini şu dehşet verici sözleriyle açıkladı: 'Tam ortası, göbeğindeydim. Görünür değildim ama tam göbeğindeydim.' Partisi zarar görmesin diye Erdoğan'ın talebi üzerine genel başkanlık ve başbakanlıktan çekilmekle övünen, başkanlık sistemine de destek olan Davutoğlu, partisini kurdu, daha ne olduğu bilinmeyen güçlendirilmiş parlamenter sistemin şövalyesi oldu. Kılıçdaroğlu, 'sağ-sol bitti' derken acaba her iki kesimdeki bu ahlak dışı siyaseti mi kastediyor? Grup Başkanvekilliği, TBMM Başkanvekilliği, Başbakan Yardımcılığı, Başbakanlık, Cumhurbaşkanlığı makamlarını kendilerine sağlayan liderlerine bu ihaneti yapanlar, küresel güçlerin elindeki oltanın ucunda asılı yeni makamlar için bu millete, bu ülkeye acaba ne yapmazlar ki? AK Parti'nin şansı, Türkiye'nin şansızlığı, sermayesi ihanet olan aktörlerin oluşturdukları ittifakla seçimlere gitmek olacaktır."