Sabah Gazetesi yazarı Mahmut Övür Kemal Kılıçdaroğlu ile Aykut Erdoğdu arasındaki ilişkiyi anlattı! "O paranın kaynağını açıkla Kılıçdaroğlu"
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik "Sayın Erdoğan bundan önce olduğu gibi bundan sonra da sizi seçimle indirdikten sonra Vatana İhanetten yargılanmanız için bütün gücümle çalışacağım. Yargılanmaya başladığınız günde savunma hakkınız engellenmesin ve hukuk içinde yargılanın diye mahkeme salonunda olacağım" ifadeleri Türkiye'yi ayağa kaldırmıştı. Erdoğdu'nun açıklamasına çok sayıda tepki gelirken Başkan Erdoğan'a Erdoğdu hakkında manevi tazminat davası açtı. Konuya ilişkin Sabah Gazetesi'ndeki köşe yazısında açıklamalarda bulunan Mahmut Övür, "Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin neden oyunu artıramadığının en çarpıcı örneği "Parsadan" Aykut Erdoğdu'dur. Aykut Erdoğdu'nun CHP'li belediyelerden ve o belediyelerle iş yapanlardan para toplanması emrini CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu mu verdi?" ifadelerini kullandı. Terörle iltisaklı bildiri nedeniyle görevlerinden uzaklaştırılan akademisyenlerin maaşlarını nasıl ödediğini itiraf eden Erdoğdu hakkında "CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu paranın kaynağını açıklamak zorunda" ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu Başkan Recep Tayyip Erdoğan için, "Sayın Erdoğan bundan önce olduğu gibi bundan sonra da sizi seçimle indirdikten sonra Vatana İhanetten yargılanmanız için bütün gücümle çalışacağım. Yargılanmaya başladığınız günde savunma hakkınız engellenmesin ve hukuk içinde yargılanın diye mahkeme salonunda olacağım" diyerek skandala imza atmıştı.
MANEVİ TAZMİNAT DAVASI AÇILDI
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu hakkında, kişilik haklarına saldırıda bulunduğu gerekçesiyle 250 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın tarafından açılan davanın dilekçesinde, Erdoğdu'nun sosyal medya adresinden asılsız ve mesnetsiz ithamlarla yaptığı paylaşımların, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kişilik haklarını ağır bir şekilde ihlal ettiği belirtildi.
Aykut Erdoğdu'nun açıklamalarının kişilik haklarına saldırının yanı sıra "Cumhurbaşkanına hakaret" suçunu da oluşturduğu kaydedilen dilekçede, bu nedenle Erdoğdu hakkında Ankara Asliye Hukuk Mahkemesinde 250 bin TL'lik manevi tazminat davası açıldığı ve "Cumhurbaşkanına hakaret" suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğu bildirildi.
KILIÇDAROĞLU-ERDOĞDU İLİŞKİSİ
Konuya ilişkin bugün de Sabah Gazetesi'nde bir köşe yazısı kaleme alan Yazar Mahmut Övür CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve Aykut Erdoğdu arasındaki ilişkiyi anlattı. İşte o köşe yazısı...
Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'yi nereye getirdiğinin, pandemi sürecinde bile CHP'nin neden oyunu artıramadığının en çarpıcı örneği "Parsadan" Aykut Erdoğdu'dur. Çünkü onun bir devlet kurumundan istifa ettirilip milletvekili yapılmasından, genel başkan yardımcılığına yükselişine kadar her merhalesinde Kılıçdaroğlu'nun imzası var.
Eğer bugün Erdoğdu adı belediyelerin söğüşlenmesinden işadamlarının haraca bağlanmasına kadar bir dizi kirli işe karışmışsa, bu olanlardan onu bu noktayı taşıyan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun haberinin olmaması mümkün değil.
Mümkün olmadığını başta FETÖ medyasına sahip çıkılmasından MİT Operasyonu'yla ilgili görüntülerin Cumhuriyet Gazetesi'ne sızdırılmasına kadar birçok olayda gördük. Bu işlerde görev alan bütün CHP'lilerin söylediği tek şey vardı:; "Biz bunları genel başkanımızın bilgisi dahilinde yaptık."
Şimdi daha net soralım: Birkaç gündür Sabah Gazetesi'nin gündeme taşıdığı Aykut Erdoğdu'nun CHP'li belediyelerden ve o belediyelerle iş yapanlardan para toplanması emrini CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu mu verdi?
Tablo gerçekten birkaç açıdan vahim ve soruşturulması gerekiyor. Bakın Parsadan Aykut, açıklamasının bir yerinde ne diyor:
"Şişli Belediyesi dahil belediye başkanları verdikleri sözleri tutmadığı için yaklaşık 3 yıl boyunca birkaç MYK üyesinin kişisel desteği dışında aylık yaklaşık 100 bin TL maaşları ben ödemek zorunda kaldım..."
Müthiş bir itiraf... Bir muhalefet partisi düşünün, üniversitelerden terörle iltisaklı bildiri yayınlama gerekçesiyle uzaklaştırılan akademisyenlere aylarca maaş ödüyor. Hem de ayda 100 bin lira gibi ciddi bir rakamdan söz ediyoruz.
Siyasi tarihimizde bir partinin, hükümete meydan okuyan "muhalif" akademisyenlere maaş ödediği görülmüş mü bilmiyorum ama CHP bu yanıyla da tarihe geçmiş oldu.
Bu yüzden CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu bu paranın kaynağını açıklamak zorunda. Kendi belediye başkanları bile resmi kanaldan böyle bir para vermeyi göze alamazken, CHP nasıl aldı ve o parayı kimlerden topladı?
Bir soru da kim olduklarını çok merak ettiğim o paraları alan akademisyenlere: Para karşılığı muhalefet etmek nasıl bir duygu, bu sizi hiç rahatsız etmedi mi?
Herhalde dünyada böyle para alan akademisyenler olmadığı gibi yolsuzlukla mücadele ettiğini söyleyip şeffaflık isteyen ama kendisi daha çok "yolsuzlukla" suçlanan bir muhalefet partisi de yoktur.
Baksanıza CHP'nin yerel yönetimlerinden genel merkezine nereye dokunsanız elinizde kalıyor. Sadece yolsuzluk ve nepotizm de değil, taciz ve tecavüz iddialarından, darbeyle tehditten de geçilmiyor.
Bütün olumsuz koşullara rağmen CHP'nin neden iktidar umudu veremediği anlaşılmıyor mu?
Son bir not: Dünkü yazımda, CHP Antalya Konyaaltı Belediyesi'nde Parsadan Aykut'un Özel Kalem Müdürü olan yeğeni olarak sehven belediye başkanı Semih Esen'in ismi yer aldı. Doğrusu Onur Alptekin'di. Yanlış anlama olmaması için düzeltiyorum.
PARSADAN AYKUT
Aynı konuya ilişkin dün de bir köşe yazısı kaleme alan Övür, "Meğer CHP'nin Parsadan'ı Aykut Erdoğdu'nun maceraları, Çeşme'de kaçak villa, İstanbul Moda'da dubleks daireden ibaret değilmiş. Karışmadığı, müdahil olmadığı konu yok. Enerji meselesinden belediye ihalelerine her taşın altından o çıkıyor. Öyle de pişkin ki, kendi suçunun üstünü örtmek için ya Başkan Erdoğan'a saldırıyor ya da suçu günahı olmayan CHP'li dostlara iftira atıyor.
Oysa farkında değil, gönlünü kırmadığı CHP'li kalmadığı gibi iş takipçiliği yapmadığı belediye de kalmamış ki herkes kızgın. Eski Şişli Belediye Başkanı Hayri İnönü'yü söğüşlediğinin belgeleri dün Sabah'ta yayınlandı. Solculardan nadir çıkar ama o "solculuğunu" kullanma ve paraya dönüştürme konusunda çok becerikli. Bu nedenle de ona taktığımız "Parsadan Aykut" ismini CHP'liler de çok sevdi. Bu yüzden de elinin sadece Şişli veya Çeşme Belediyesi'ne değil, Antalya Konyaaltı Belediyesi'ne kadar uzandığı ve birçok kirli iş çevirdiği söyleniyor. Merak ediyorum, bu işlerde yakın akrabası olduğu söylenen özel kalem müdürü Semih Esen'in bir katkısı var mı?
Aslında bu ilişkiden Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de çok rahatsızmış.
İşin en komik tarafı da sıkıştığında öfkesine hâkim olamaması. Zaman zaman bu kirli ilişkiler basına yansıyınca şöyle bir tweet atıp sonra da silmişti:
"Beni siyaseti bırakmanın eşiğine getiren ve ailemi muhatap eden 3 belediye başkanına da hakkımı helal etmiyor. Söz tutulmalı..."
O 3 belediye başkanının kim olduğunu bilmiyorum ama herhalde istediği parayı vermediler ki öfkelendi." ifadelerini kullanmıştı.