A HABER GALERİ
2024 TYT Robert Oppenheimer sorusunun cevabı ne? Amerikalı teorik fizikçiye dair merak edilen detaylar…
2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) bugün saat 13.00 itibari ile tamamlandı. Üzerinde tartışılmaya başlanan Robert Oppenheimer sorusu ile en çok tartışılan sorular arasından yerini aldı. İşte soruya ilişkin merak edilen detaylar…

3 milyondan fazla adayın ter döktüğü 2024 Yükseköğretim Kurumları Sınavı'nın (YKS) ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) bugün saat 13.00 itibari ile tamamlandı. Bazı sorular üzerine yoğunlaşan ve sorunun cevaplarından emin olamayan öğrenciler sınav sonrası hemen sorunun cevabını araştırmaya başladı. O sorulardan bir tanesi ise Amerikalı teorik fizikçi Robert Oppenheimer oldu. İşte Oppenheimer'a ilişkin merak edilen detaylar…

ROBERT OPPENHEİMER SORUSUNUN CEVABI NE?
2024 YKS ilk oturumu olan Temel Yeterlilik Testi (TYT)'de çıkan Robert Oppenheimer sorusunun cevabına ilişkin henüz bir açıklama yapılmadı. Sorunun ve cevapların netleşmesi ile birlikte detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz.

ROBERT OPPENHEİMER KİMDİR?
Atom bombasının babası olarak bilinen Julius Robert Oppenheimer, 22 Nisan 1904'te New York'ta doğmuştur. Zengin bir Alman tekstil tüccarı olan Julius S. Oppenheimer ve sanatçı Ella Friedman'ın oğlu olarak dünyaya gelen fizikçi, Manhattan'da Van Gogh ve Gauguin'in tablolarıyla süslenmiş bir apartman dairesinde büyümüştür.

Tekstil ithalatı işinde çalışan Julius ile ailesi nesillerdir New York'ta yaşayan ressam Ella'nın ilk çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Oppenheimer, 1911 yılında Ethical Culture School of New York'a kaydolmuştur. Akademik becerisi oldukça erken yaşlarda ortaya çıkan Oppenheimer'ın, fizik ve kimyaya olan yetenekleri 10 yaşında fark edilmiştir. Bu dönemde Amerika Birleşik Devletleri'ndeki en eski maden kulübü olan ve New York yer alan Mineralogical Club ile yazışmalara başlamıştır.

Bir süre sonra Mineralogical Club 12 yaşındayken onu konferans vermeye davet etmiştir. 1922 yılında Harvard Üniversitesi'nde okumaya başlamıştır. Burada aldığı kimya eğitiminde uzmanlaşmasına rağmen asıl tutkusunun fizik olduğunu fark etmiştir. 1925 yılında Cambridge'deki Cavendish Laboratuvarı'nda fizik üzerine çalışmaya başlamıştır.

1906 yılında elektronu saptadığı için Nobel Fizik Ödülü alan J.J. Thomson'dan ders almıştır. O döneme kadar deneysel fizik üzerine çalışsa da Cavendish'te ilgi alanının teorik fizik olduğunun farkına varan Oppenheimer, Göttingen Üniversitesi Teorik Fizik Enstitüsü yöneticisi Max Born'un kendisiyle

Almanya'da projelerde çalışmak üzere yaptığı daveti kabul etmiştir. 1920'li yıllardan hemen önce kuantum mekaniği, Alman bilim adamı Max Planck'in yayınladığı bir makale ile oldukça popüler hale gelmiştir. Bu makalede Planck, her ışığın öznel fotonları olduğunu öne sürmüştür. Planck'in görüşüne göre enerji, ayrık birimlerden yani kuantumlardan oluşmuştur. Max Planck bu çalışmayla Nobel fizik ödülü almıştır. Planck'in ardından Einstein, enerjinin yanı sıra radyasyonun da aynı şekilde nicelleştirilmesini önermiştir.

Louis de Broglie ve Werber Heinsenberg de bu alan üzerinde çalışmalar yapmıştır. O dönemde Avrupalı fizikçiler kuantum mekaniği teorisini geliştirme üzerine çalışırken, fizik dünyasının bu önemli döneminde Avrupa'da bulunma şansına sahip olan Oppenheimer, 1927'de doktorasını almıştır. Almanya'da bulunduğu süre boyunca kuantum teorisine katkıda bulunan birçok makale yayınlamıştır.

Özellikle Born-Oppenheimer yaklaşımı, kuantum moleküler teorisine önemli bir katkı sağlamıştır. Born-Oppenheimer yaklaşımı ile molekülü oluşturan atom çekirdeğinin ve elektronun tüm hareketlerinin ayrı ayrı ele alınması gerektiği varsayılmıştır.

Çalışmasını sürdürdüğü dönemde California Üniversitesi, Berkeley Üniversitesi ve California Teknoloji Enstitüsünde profesör olarak çalışmıştır. Berkeley'de dünyanın en başarılı deneysel fizikçilerinden biri olan ve siklotronun (atom altı parçacıklarının hızlandırılmasını sağlayan düzenek) mucidi olarak bilinen Ernest Lawrence ile arkadaş olmuştur.

Bu arkadaşlığın sonucunda Lawrence oğluna Robert adını vermiştir. Oppenheimer ve öğrencisi Hartland Snyder, 1939 yılında karadeliklerin varlığıyla ilgili bir makale yayınlamıştır. Bu makale, Born-Oppenheimer yaklaşımıyla birlikte onun en çok alıntı yapılan makalelerinden biri olmaya günümüzde de devam etmiştir.