Türkiye OECD'de ilk ikiye girdi! Büyüme performansını taçlandıran veriler
Türkiye'nin ikinci çeyrek büyüme verileri iş dünyası tarafından da olumlu şekilde karşılandı. İlk çeyrekte yüzde 3,9 oranında büyüyen Türkiye ekonomisi, ikinci çeyrekte de yüzde 3,8 oranında büyürken, iş dünyası büyüme performansının bu verilerle taçlandığını belirtti. Verilere göre Türkiye ekonomisi OECD'nin en hızlı büyüyen ikinci ülkesi oldu.
İş dünyası temsilcileri ikinci çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, ilk çeyrekte yüzde 3,9 büyüyen Türkiye ekonomisinin, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 3,8'lik bir büyüme performansı kaydederek gelişimini taçlandırdığını söyledi.
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin etkisine dikkati çeken Asmalı, "Asrın felaketi olarak adlandırılan Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin iktisadi aktivite üzerindeki sınırlayıcı etkilerine karşın kaydedilen bu büyüme, Türkiye ekonomisinin yüksek direnç gücünü bir kez daha teyit etmiştir." ifadelerini kullandı.
Asmalı, şu değerlendirmelerde bulundu: "Bu dönemde net dış talep büyümeyi 6,3 puan sınırlarken, iç talebin büyümeye katkısı 11,4 puanla dikkat çekmiş, 1,3 puanlık katkısıyla yatırımlarda da pozitif görüntü sürmüştür. Yüzde 3,8'lik büyüme performansıyla ikinci çeyrek verisi açıklanan G20 ülkeleri içerisinde 4'üncü sırada yer alan Türkiye, böylece pozitif büyüme eğilimini üst üste 12'nci çeyrekte de sürdürmeyi başarmıştır. Ekonomi yönetiminin piyasaları düzenleyen, yönlendiren ve teşvik eden etkin politikalarının öncü rolünün yanı sıra iş dünyasının da gayretleriyle ülkemizin üretim, istihdam ve ihracat odaklı büyüme sürecinin devam edeceğine olan inancımız tamdır."
"ÖNÜMÜZDEKİ ÇEYREKTE TARIMDAKİ BÜYÜME ORANININ DAHA DA İYİLEŞECEĞİNE İNANIYORUM"
İstanbul Ticaret Borsası (İSTİB) Ali Kopuz da Kovid-19 salgınından bu yana kesintisiz büyüme sürecinin sürdüğünü vurgulayarak, "Türkiye ekonomisi depreme, küresel ekonominin yön arayışına ve iklimsel sınamalara rağmen 2023 yılının ilk yarısında önemli bir büyüme performansı ortaya koymuştur." ifadelerini kullandı.
Krediye erişimde sıkıntıların olduğunu belirten Kopuz, şunları kaydetti: "Fiyat istikrarına karşı uygulanan sıkılaştırıcı politika tedbirleri ile yükselen kredi maliyetlerinin de etkisiyle, işletme sermayesine ihtiyacı olan firmalarımızın kredilere erişimindeki sıkıntılar, işletmelerin ve istihdamın devamlılığı için çözüme kavuşturulması gereken alanlar. Bu bakımdan, yakında açıklanacak olan Orta Vadeli Program'ın muhtevası önümüzdeki süreçle ilgili önemli olacaktır. Bu kapsamda istihdam, katma değerli üretim ve ihracatı odağa alan büyüme politikalarını destekleyen hedefler ve yapısal tedbirler doğrultusunda atılacak adımların, sürdürülebilir büyümeyi destekleyeceğine inanıyorum. Küresel gelişmeler de dikkate alındığında, istihdamı koruyarak ve millî hasıladan aldığı payın artmasını sağlayarak büyümeyi sürdürmek, önümüzdeki süreçte önem arz etmektedir."
Tarımda yüzde 1,2 düzeyinde bir büyümenin gerçekleştiğini ifade eden Kopuz, "Büyük depremin bölgedeki tarımsal faaliyetleri sınırlayıcı etkisine rağmen ilk çeyrekteki olumsuz tablonun toparlanmaya başladığını görmek memnuniyet vericidir. İçinde bulunduğumuz hasat döneminin de katkısı ile önümüzdeki çeyrekte tarımdaki büyüme oranının daha da iyileşeceğine inanıyorum. Ülkemizin en büyük avantajlarından olan genç nüfusu ve onların tarımın teknolojiye entegrasyon kabiliyetlerini kaldıraç olarak kullanabilirsek, tarımsal potansiyelimizi çok daha verimli hale getirebiliriz. Zira tarım ve gıda sektörü, ülkemiz ve tüm insanlık için hem çok stratejik, hem de tüm iklimsel sınamalara rağmen milli hasılamıza önemli katkılar vereceğine inandığımız bir alandır." açıklamasında bulundu.
TÜRKİYE LİSTELERİ ALTÜST ETTİ: OECD'DE EN HIZLI BÜYÜYEN İKİNCİ ÜLKE
Türkiye, yılın ikinci çeyreğinde kaydettiği yüzde 3,8'lik büyümeyle Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkeleri içinde en yüksek oranda büyüyen ikinci, G20 ülkeleri arasında da üçüncü ülke olmayı başardı.
AA muhabirinin, OECD ve Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yaptığı derlemeye göre, Türkiye, bu yılın nisan-haziran döneminde sergilediği performansla ekonomik büyümesini 12'inci çeyreğe taşıdı.
OECD ülkeleri arasında Kosta Rika, bu yılın nisan-haziran döneminde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,1 büyümeyle ilk sırada yer aldı. Bu ülkeyi yüzde 3,8 ile Türkiye, yüzde 3,5 ile Meksika izledi.
OECD ülke ekonomilerinin ikinci çeyrekte ortalama büyümesi yüzde 1,5 olarak tahmin edildi. Söz konusu dönemde ekonomik büyüme Avrupa Birliği'nde (AB) yüzde 0,5 oldu.
OECD'de verisi açıklanan ülkeler arasında Estonya'nın yüzde eksi 3 ile ekonomisi en çok küçülen ülke olduğu görüldü. Bu ülkeyi eksi yüzde 2,3 ile Macaristan, eksi yüzde 2,2 ile İsveç takip etti.
TÜRKİYE, G20 ÜLKELERİ ARASINDA DA İLK 3'TE YER ALDI
İkinci çeyrek büyüme verisi açıklanan G20 ülkeleri içinde de büyüme oranı en yüksek ülke yüzde 6,3 ile Çin olarak kayıtlara geçti. Bu ülkeyi yüzde 4,9 ile Endonezya, yüzde 3,8 ile Türkiye ve yüzde 3,5 ile Meksika takip etti.
AB ülkelerinin büyüme oranlarına bakıldığında ise İrlanda ilk sırada yer alırken, Türkiye ve Portekiz sırasıyla bu ülkeyi izlediler.
"BU YIL İÇİN YÜZDE 3 DÜZEYİNDE OLAN BÜYÜME BEKLENTİMİZİ KORUYORUZ"
AA Finans Analisti ve Ekonomist Haluk Bürümcekçi, bu yılın ilk yarısında, şubat ayındaki depreme karşın, milli gelirin yüzde 3,9 artış kaydettiğini, ana sürükleyicinin de önceki yıla benzer şekilde iç talep olduğunu söyledi.
İkinci yarıda ise özellikle temmuz sonrası büyüme eğiliminin imalat sektörleri kaynaklı yavaşladığına yönelik sinyallerin güçlendiğini ifade eden Bürümcekçi, İmalat Sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksinin (PMI) bu yıl ilk kez eşik değerin altına indiğini, başta reel kesim ve tüketici güveni olmak üzere, tüm sektörel güven endekslerinde düşüşler kaydedildiğini bildirdi.
Bürümcekci, bu gelişmede, küresel aktivitede devam eden yavaşlamanın imalat sektörü üzerindeki etkilerinin yanı sıra vergi artışlarının, tüketici kredileri ve kredi kartlarına yönelik yeni makro ihtiyati önlemlerin ve kredi faizlerindeki yükselişin getirdiği kredi büyümesindeki yavaşlamanın yurt içi talebi dizginleyebileceği beklentisinin etkili olduğunu belirtti.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) son faiz kararı sonrasında mevduat ve kredi faizlerinin birlikte yükselerek finansal koşulları belirgin sıkılaştırmasının da söz konusu olabileceğini dile getiren Bürümcekci, şunları kaydetti: "Ancak, bu etkilerin ne derinlikte bir yavaşlama getireceğini kestirmek için henüz erken olduğunu düşünüyoruz. Enflasyonist baskıların ve kur artışlarının talebi öne çekmesi ve gelecek yıl ilk çeyrekte gerçekleşecek yerel seçimler, büyümede net bir görüntü elde edilmesini zorlaştırıyor. Bu doğrultuda, bu yıl için yüzde 3 düzeyinde olan büyüme beklentimizi koruyoruz."
"İNŞAAT SEKTÖRÜ ARALIKSIZ ŞEKİLDE BÜYÜMEYE KATKI SAĞLAYACAK"
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sefer Şener de iktisadi faaliyet kolları açısından bakıldığında hizmet sektörünün ortalamanın oldukça üzerinde artmasının gelecek beklentisi açısından pozitif değerlendirilebileceğini söyledi.
Şener, "Diğer taraftan özellikle kentsel dönüşümle birlikte ve deprem sonrasında yeniden konut faaliyetlerinin başlamasıyla inşaat sektörünün de yüzde 6,2 ile ortalamanın üzerinde büyümesi önümüzdeki dönem içerisinde inşaat sektörünün aralıksız şekilde büyümeye katkı sağlayacağını göstermektedir." dedi.
Hizmet, inşaat ve finans sektörleri ile sigortacılık faaliyetlerinin büyümeye devam etmesiyle yıllık bazda büyümeye daha pozitif bakılabileceğine dikkati çeken Şener, "Büyüme, Avrupa ve ABD ile kıyaslandığında ciddi anlamda pozitif olmasına karşın büyümenin itici gücünden olan sanayi sektörünün son 2 çeyrektir daralıyor olması önümüzdeki dönemde özellikle selektif kredi yöntemiyle sanayi sektörüne daha ciddi teşviklerin verilmesini gerekli kılmaktadır.'' dedi.
Bu açıdan bakıldığında Türkiye İhracatçılar Meclisiyle (TİM) bankalar arasındaki ihracata dönük kredi anlaşmalarının öneminin daha da artacağını vurgulayan Şener, sanayi dışında bütün iktisadi faaliyet kollarının hala pozitif yönde olmasının büyümenin önümüzdeki dönemde etkili şekilde devam edeceğini gösterdiğini dile getirdi.
Şener, cari fiyatlarla GSYH'nin ikinci çeyrekte 271 milyar 468 milyon dolara ulaştığını belirterek, son 2 çeyrekte de cari anlamda büyüme yakalanması durumunda cari fiyatlarla GSYH'nin bu yıl içerisinde 1 trilyon doları aşabileceğini vurguladı.
2023 ikinci çeyreği itibarıyla zincirlenmiş hacim endeksi olarak hane halkı nihai tüketim harcamalarının yüzde 15,6 arttığını belirten Şener, hane halkı tüketim harcamalarının bu denli büyüyor olması ve büyümeye 10 puanlık bir katkı sağlamasının hala iç piyasadaki talebin tüketim anlamında oldukça canlı olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Gayrisafi sabit sermaye oluşumuyla ilgili yüzde 5,1'lik artışın da önemli bir kriter olduğunu dile getiren Şener, bunun üretimin ve istihdamın devam edeceğinin göstergesi olduğunu kaydetti.
Şener, "Üretimi ve ihracatı artıracak, tüketimi kısacak makro ihtiyati tedbirler ve yapısal düzenlemeler zaman kaybetmeden uygulamaya başlanmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.