İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılması Lübnan ve Yemen'de de protesto edildi! Başkan Erdoğan'a teşekkür ettiler
İsveçli İslam düşmanı siyasetçi Rasmus Paludan'ın Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakması, Yemen ve Lübnan'da protesto edildi. Lübnanlı gösterici Muhammed el-Bay, tüm bu saldırılara karşı İslam'ı koruyup savunduğu için Başkan Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.
Trablusşam'daki Nur Meydanı'nda toplanan onlarca gösterici, Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına tepki göstermek için yanlarında getirdikleri İsveç bayrağını ateşe verdi.
Lübnanlı gösterici Muhammed el-Bay yaptığı açıklamada, "Kutsal kitabımızı ateşe verdikleri için biz de onların bayrağını yaktık. Kitabımız diyor ki; Bizim dinimiz bizim, onların dini onların olsun." ifadelerini kullandı.
BAŞKAN ERDOĞAN'A TEŞEKKÜR
Bay, tüm bu saldırılara karşı İslam'ı koruyup savunduğu için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti.
Gösteriye katılan Heysem Derham da bu çirkin eylemin karşısında onurlu bir duruş sergilediği için Türkiye'nin yanında olduklarını söyledi.
"İsveç, İslam dinine saldırı olduğunu kabul etmelidir." diyen Derham, "Dinimize yönelik her türlü saldırının karşısındayız." ifadelerini kullandı.
Derhem, Erdoğan'ın tek başına ırkçılıkla mücadele ettiğini ve mazlumların yanında yer aldığını söyledi.
YEMENDE DE PROTESTO EDİLDİ
İsveç'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakma eylemi Yemen'de protesto edildi. Husilerin kontrolündeki başkent Sana'da toplanan binlerce kişi, İsveç aleyhine slogan attı.
İRAN VE IRAK'TA TEPKİLER SÜRÜYOR
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nasır Kenani, İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakılmasını kınadı.
İran Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Kenani, bazı Avrupa ülkelerinin, sözde ifade özgürlüğünü destekleme bahanesiyle aşırılık yanlılarının İslami değerlere hakaret etmesine izin verdiğini belirterek, söz konusu ülkelerin İslamofobiyi kendi toplumlarında kurumsallaştırdıklarını ifade etti.
Irak'ta Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr, İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakılmasını kınamak için 1 milyon imza toplanarak İsveç Büyükelçiliğine iletilmesi çağrısı yaptı.
Sadr, yazılı açıklamasında, cuma namazında imamların İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakılmasını "sert bir şekilde" kınamasını ve kentin merkezine Kur'an-ı Kerim anıtı dikilmesini talep etti.
SUUDİ ARABİSTAN, KATAR VE MISIR'DA HALK AYAKLANDI
Suudi Arabistan yönetimi, İsveç makamlarının, aşırı sağcı kişinin Kur'an-ı Kerim'i yakmasına izin vermesini kınayarak, Danimarkalı aşırı sağcı Sıkı Yön Partisi lideri Rasmus Paludan'ın Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim'i yakmasına tepki gösterdi.
Katar Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "Bu menfur olay, dünyada 2 milyardan fazla Müslüman'ın duygularına yönelik tehlikeli bir kışkırtma ve provokasyondur." ifadesine yer verildi.
Katar'ın inanç, ırk, dine dayalı her türlü nefret söylemini ve siyasi anlaşmazlıkların kutsal değerlerle ilişkilendirilmesini reddettiği vurgulandı.
Mısır Dışişleri Bakanlığının yayımladığı kınama açıklamasında da dinlere hakarette bulunan, nefret söylemini ve şiddeti körükleyen bu tür eylemleri yaymanın tehlikelerine işaret edildi.
Hoşgörü ve barış içerisinde birlikte yaşama değerlerine sahip çıkılması, bu tür aşırılık yanlısı eylemlerle tüm dinlere ve kutsal değerlere yönelik hakaretlerin önlenmesi çağrısında bulunulan açıklamada, bu tür eylemlerin, inanç özgürlüğü, ötekine saygı, insan hakları ve temel özgürlüklere ait değerlerle bağdaşmadığı belirtildi.
FİLİSTİN, ÜRDÜN, CEZAYİR VE FAS'TAN PEŞ PEŞE AÇIKLAMA
Filistin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada da söz konusu olaya tepki gösterildi.
Bakanlığın açıklamasında, Stockholm'deki olay "insan haklarına ve farklı dinlerin mensuplarının barış içerisinde birlikte yaşaması ilkesine yönelik aleni bir saldırı ve dünyadaki milyonlarca Müslüman'ın duygularını inciten ırkçı bir eylem" olarak değerlendirildi.
Ürdün Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, barış içinde bir arada yaşamayı tehdit eden, şiddet ve nefreti körükleyen İsveç'teki bu eylemin kabul edilmediği ve kınandığı belirtildi.
Cezayir Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Cezayir, İsveç Krallığı kamu makamlarının temsilcilerinin gözleri önünde Malmö ve Linköping şehirlerinde Kur'an-ı Kerim nüshalarının İsveçli aşırılık yanlıları tarafından yakılmasını şiddetle kınıyor." ifadesine yer verildi.
Açıklamada, "bu menfur eylemin, Müslümanların duygularını kışkırttığına" vurgu yapılarak, kin ve nefret uyandırdığı kaydedildi.
Bu eylemin, insan haklarına aykırı olduğuna işaret edilen açıklamada, bu tür çirkin eylemlerin toplumların arasında hoşgörü değerlerinin yayılması ve birlikte yaşamaya dair olumlu çabaları baltaladığı vurgulandı.
Fas Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, "İsveç güvenlik güçlerinin gözü önünde gerçekleşen bu kabul edilemez eyleme İsveç makamlarının izin vermesinin şaşkınlık verici olduğu" ifade edildi.
Açıklamada, İsveç makamlarından Kur'an-ı Kerim'e ve Müslümanların kutsal sembollerine zarar verilmemesi için müdahale etmeleri istendi.
KUR'AN-I KERİM'E ALÇAK SALDIRI
İsveç'te yeni bir provokasyona daha imza atıldı. Irkçı siyasetçi Rasmus Paludan, İsveç makamlarının verdiği izinle Türk Büyükelçiliği önünde Kur'an- Kerim yakmaya kalkışacak. Bu çirkin skandalın üzerine bir de İsveç yönetimi, terör örgütü PKK destekçilerinin başkent Stockholm'de yürüyüş yapmasına izin verdi.
Türkiye'den skandallara tepkiler gecikmedi. AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik "İsveç makamlarının bu yaptığı nefret suçlarını himaye etmektir." açıklamasında bulundu. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İsveç Savunma Bakanı Pal Jonson'un Türkiye ziyaretinin iptal edildiğini bildirdi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, İsveç'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakmayı hedefleyen bir eyleme izin verilmesini kınadı. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın sosyal medya hesabından "Stockholm'de Kur'an-ı Kerim'in yakılması açık bir nefret ve insanlık suçudur." ifadelerini yazdı.
FAHRETTİN ALTUN: NATO'YA KATILMADAN ÖNCE TERÖRİZM KONUSUNDA TÜRKİYE İLE İŞBİRLİĞİ YAPMALILAR
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İsveç'te Türkiye'nin Stockhom Büyükelçiliği yakınında Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonuna tepki gösterdi. Fahrettin Altun açıklamasında şunları kaydetti:
İsveç, Türkiye'ye karşı nefret dolu provokasyonları önlemek ve İslam'ı hedef alanlarla mücadele etmek için derhal harekete geçmeli. İsveç makamları ifade ve toplanma özgürlüğü gibi bahanelerin arkasına saklanamaz.
Sözde protestocular, Türkiye'ye ve İslam'a karşı nefret tohumları ekmeye kararlı provokatörlerden başka bir şey değil. İsveçli yetkililer, Türkiye ile olan ilişkilerini zehirleyerek İsveç'in NATO üyeliğini engellemeyi amaçlayan terör grupları olduğu gerçeğine uyanmalı.
Türkiye'nin İsveç Büyükelçiliği önünde düzenlenen sözde "protesto", terör örgütü PKK'nın örgütlü propaganda faaliyetlerinin bir başka örneğidir. Bu da İsveç'in NATO'ya katılmadan önce terörizm konusunda Türkiye ile iş birliği yapması gerektiği konusunda ısrarımızı haklı çıkarıyor.
PKK yıllardır Avrupa ülkelerinde özgürce dolaşarak ülkemize karşı terörist faaliyetler için militan ve para topluyor; Avrupa başkentlerinde de ifade özgürlüğü adı altında Türkiye aleyhine propaganda yapıyor.
Avrupa hükümetlerinin kendi topraklarında PKK'nın yürüttüğü organize terör faaliyetleri gerçeğini fark etme zamanı çoktan geçti. Kürt siyasi aktivizmi ile PKK'nın terörist faaliyetleri arasında net bir ayrım yapmaları gerekiyor.
Türkiye, Avrupalı ve NATO müttefiklerimizin ulusal güvenliğimize ve ülkemize yönelik terör tehditlerini dikkate almaları konusunda ısrar etmeye devam edecek. Bugün planlananlar gibi sözde "protestoları" toplanma ve ifade özgürlüğünün bir parçası olarak değerlendiremezler.
İsveç makamlarını, büyükelçiliğimizdeki personelimizin güvenliğini sağlamaları konusunda bir kez daha uyarıyoruz. Ayrıca bu olayı düzenleyenleri de araştırmalı; bu kişilerin gerçek bağlantılarını ve ülkemize karşı amaçlarını ortaya çıkarmalılar.
İsveç makamları ulusal güvenlikleri konusunda ciddiyse ve buna istinaden NATO'ya katılmak istiyorlarsa, Türkiye gibi NATO müttefiklerinin güvenliğini de önemsemeleri gerekir.
Türkiye kırk yılı aşkın süredir terör gerçeğiyle uğraşıyor. Avrupa, ülkemize yönelik terör faaliyetleri için önemli bir kuluçka alanı olmuş durumda. Bu ülkelerden herhangi biri bizimle gerçek bir diyalog ve verimli bir ilişki istiyorsa buna son verilmeli.
BAKAN ÇAVUŞOĞLU: BUNA KİMSE FİKİR ÖZGÜRLÜĞÜ DİYEMEZ
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, İsveç'te Kuran yakma eylemine izin verilmesine sert tepki gösterdi. Çavuşoğlu "Buna kimse fikir özgürlüğü, düşünce özgürlüğü diyemez. Bugün başka bir dinin, başka bir kitabın yakılmasına izin vermiyorlar ama Kuran-ı Kerim söz konusu olunca, İslam düşmanlığı söz konusu olunca hemen ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü diyorlar" diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı, "Ülkemizin tüm uyarılarına rağmen, İsveç'te bugün kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'e karşı yapılan aşağılık saldırıyı en güçlü şekilde lanetliyoruz. Bu aşağılık eylem İslam düşmanlığının, ırkçı ve ayrımcı akımların Avrupa'da ulaştığı seviyenin de bir başka göstergesidir" açıklaması yaptı.
KURTULMUŞ: BU AVRUPA'YI VE DÜNYAYI YAKAR
AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, İsveç'te Kur'an-ı Kerim yakılmasına tepki göstererek, "Bu Avrupa'yı yakar, bu dünyayı yakar, bu insanlığı yakar. Bu fevkalade, gerçekten tehlikeli bir oyundur. Ateşle oynadıklarının farkına varmaları lazım." dedi.
Kurtulmuş, Ünye Pınarbaşı Mahallesi Merkez Camisi açılışı öncesinde gazetecilere, İsveç'te son dönemdeki olayların üst üste gelmesinin tesadüf olduğunu düşünmediklerini söyledi.
Stokholm'deki provokasyona işaret eden Kurtulmuş, "Maalesef, göz göre göre İsveç'in en merkezi yerinde geçtiğimiz hafta sayın Cumhurbaşkanımızın maketini asan, son derece aşağılık, terbiyesiz, her türlü demokratik kurallara aykırı, hiçbir şekilde müsamaha gösterilmeyecek bir vandallık söz konusuydu." ifadesini kullandı.
İsveç'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde Kur'an-ı Kerim yakma eylemini yapan kişinin faşistliği, ırkçılığı, İslam düşmanlığıyla bilinen siyasetçi olduğunu hatırlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Bu adamın böyle bir eylemi yapacağı önceden biliniyordu ve bu eyleme bir şekilde zemin hazırlandı. Daha da acısı, bu eylemi hiçbir şekilde zorlanmadan yapabilmesi için güvenlik çemberi oluşturuldu ve 8 milyar insanın gözünün içine baka baka, yaklaşık 2 milyarlık, dünya nüfusunun dörtte birini oluşturan Müslümanların en temel değeri olan Kur'an-ı Kerim'e, kutsal kitaplarına karşı ağır bir hakaret gerçekleştirilmiş oldu. Öncelikle bunu şiddetle kınıyoruz. Böyle bir eylemin tesadüfi olmadığının farkındayız. Bu adamlar zannetmesinler ki Kur'an-ı Kerim'i yakarak Müslümanlığa veya Müslümanlara zarar verebilecekler. Siz kim oluyorsunuz? Ebu Cehiller, Ebu Leheblerin Allah'ın dinini yok etmeye güçleri yetmedi de sizin mi yetecek? Üç pespaye ırkçı çıkacak, böyle bir eyleme destek verecekler. Bu hazin bir tablodur."
Kurtulmuş, Kur'an-ı Kerim'in yakılmasının Avrupa için de büyük bir tehdit olduğunu dile getirerek, "Yakılma olayı aslında sadece bu olayı gerçekleştirenler için değil, Avrupa'daki geniş kitleler için de büyük bir tehlike arz ediyor. Bu Avrupa'yı yakar, bu dünyayı yakar, bu insanlığı yakar. Bu fevkalade, gerçekten tehlikeli bir oyundur. Ateşle oynadıklarının farkına varmaları lazım."diye konuştu.
"BU EYLEMİN KORUMA ALTINDA YAPILMASI İNSANLIK SUÇUDUR"
Eylemin Türkiye Büyükelçiliğinin önünde yapılmasının manidar olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:
"Biliyorlar ki Türkiye yükselen bir Türkiye'dir. Türkiye sadece kendi halkının değil, 2 milyara yakın Müslüman coğrafyasının, Müslüman milletlerin sözcüsü olan bir ülkedir. Türkiye, mazlum milletlerin sözcüsü olan bir ülkedir. Bunu bildikleri için, güçlenen, yükselen Türkiye'den duydukları bu rahatsızlığın da bir yerde dışa vurumu ifadesi olarak İslam karşıtlığının, yabancı düşmanlığının karşılığı olarak bu eylem gerçekleştiriliyor. 'Bu eylemi bir tane adam yapmıştır' diyerek geçiştirilemez. Bu eyleme müsamaha gösterilmesi, bu eylemin koruma altında yapılması insanlık suçudur."
Numan Kurtulmuş, eylemin doğrudan doğruya faşizm ve İslam düşmanlığı olduğunun altını çizerek, "Buna müsamaha etmek, bunu tolere etmek mümkün değildir. Ayrıca şunu da söylemek isterim ki Avrupa'daki siyasette karar vericiler şuna çok dikkat etmeleri lazım. Epey bir süredir devam eden yabancı düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, Müslüman düşmanlığı üzerinden gelişen fevkalade ağır bir faşizm düşmanlığının giderek Avrupa siyasetinin ana akımlarını da boğacağı açıktır." açıklamasında bulundu.
"DEMOKRATİK HAK FALAN GİBİ LAFLARDA DA GEÇİŞTİRİLEBİLİR TARAFI YOKTUR"
Saldırının sadece Müslümanlara yapılan bir saldırı olmadığına dikkati çeken Kurtulmuş, "İnsanlığın tamamına yapılmış bir saldırıdır ve gerçekten makul ve demokratik sınırlar içinde düşünen Avrupa halklarına da yapılmış bir saldırıdır. Şiddetle kınıyoruz." dedi.
Kurtulmuş, İsveçli makamların eylemi yapan kişi hakkında derhal soruşturma başlatmasının şart olduğunu belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"İnsanlık suçu dolayısıyla dünya kamuoyundan özür dilemesi ve bütün Müslümanlardan özür dilemesi şarttır. Böylece ortaya konulmuş olan bu barbarca, bu vandalca gösterinin demokratik hak falan gibi laflarda da geçiştirilebilir tarafı yoktur. Bu ateşle oynamaktır ve Türkiye olarak en yüksek perdeden sesimizi her zaman olduğunu gibi çıkarıyoruz. Bu konuda Müslümanların hakkını, hukukunu koruyacak her türlü çabanın içerisinde olacağız. Zaten Dışişleri Bakanımız da gerekli adımları atmış durumdadır. Bir kere daha ifade ediyorum, bir kez daha söylüyorum. Siz kim oluyorsunuz bre gafiller, bre hainler, bre faşistler. Ebu Cehillerin, Ebu Leheblerin gücü yetmedi İslam'ı yok etmeye. Sizin topunuz gelseniz İslam'ın ve Müslümanların kılına zarar veremezsiniz. Bunlara müsamaha gösterenleri de lanetle kınıyorum, bu insanlık dışı saldırıyı şiddetle eleştiriyor ve kınıyorum."
BAKAN BOZDAĞ: BİR AKIL TUTULMASI
Adalet Bakanı Bozdağ, İsveç'teki nefret eylemleri hakkında Twitter'dan yaptığı açıklamada, "İsveç polisi tarafından Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önünde kutsal kitabımız Kur'an-ı Kerim'in yakılması eylemine izin verilmesi bir akıl tutulmasıdır." ifadelerini kullandı. Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, İsveç'te Kur'an-ı Kerim'e yönelik alçak provokasyonu lanetlediğini bildirdi. TBMM Başkanı Mustafa Şentop, "İsveç bütün uyarılara rağmen Türkiye'ye yönelik provokatif terör eylemlerine izin vermeye devam ediyor. Stockholm Büyükelçiliğimiz önünde Kur'an-ı Kerim'e yönelik alçakça bir 'eylem'e izin verilmesi nefret suçuna İsveç yönetiminin suç ortaklığı anlamına gelmektedir." sözlerini kullandı.
A Haber canlı yayınına katılan katılan Uluslararası Demokratlar Birliği Genel Başkanı Köksal Kuş da önemli açıklamalarda bulundu. Kuş, "Nefret suçu ve ırkçılıktır. Ama bakıldığı zaman Avrupa'da çifte standart uygulandığını görüyoruz." dedi.
Köksal Kuş'un öne çıkan sözleri:
"Geçen hafta bizim Nevşehir Milletvekilimiz Mustafa Açıkgöz burada Köln'de bir dernekte açıklama yaptı. Terör eylemlerini bitirecekleri ifade etti. Dünyanın her yerinde Türkiye'ye karşı yapılan terör eylemlerini bitireceğiz dediğin için Almanya'da 1 haftadır bu açıklama konuşuluyor. Teröre karşı yapılan bu açıklama nefret suçu olarak adlandırılıyor.
Ama diğer taraftan Avrupa'da 25 milyon Müslüman yaşıyor. Dünya 1,7 milyar insanın inandığı dine karşı böyle bir işe kalkışılıyor. Bu Avrupa'nın çifte standartı Avrupa'da yaşayan Müslümanları endişelendiriyor. Bize karşı böyle bir çifte standart uygulanıyor. Burada bizim tarafımızdan yapılan herhangi bir açıklamaya bile nefret suçu olarak bakılıyor.
Ancak buna karşı bir dinin kutsallarına karşı bu derece hakarette bulunan birisine karşı herhangi bir adım atılmıyor. Bu sessizlikle bu insan destekleniyor ve bir açıklama yapılıyor. Türkiye'de bir seçim söz konusu bu seçimlere giderken Avrupa'da buna benzer eylemlerin artacağından endişelendiriyor. PKK/PYD ve FETÖ'nün buradaki eylemlerini artıracaklarından endişe duyuyoruz."
Öte yandan Stockholm'de yaşayan Türkler, Türkiye Büyükelçiliği önünde ellerinde Türk bayrakları ile yaşananları protesto etti. Aslında tüm İslam coğrafyasından daha güçlü bir ses yükselmesi bekleniyordu. Sadece İslam coğrafyası değil tüm ülkelerin ve kurumların böyle bir olaya tepki göstermesi bekleniyordu.
İsveç Uluslararası Demokratlar Birliği (UID) Bölge Başkanı Özer Eken:
"Bütün ulusal ve yerel basında bu olay konuşuluyor. Paludan'ın Kur'an-ı Kerim yakma olasılığı üzerinde duruluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendine yapılan hakaretten sonra Paludan ön plana çıkmak istiyor. Popülist olmak adı altında bizim büyük elçiliğimi önünde Kur'an-ı Kerim'i yakmak için izin istedi. Biz bunun olduğunu 2-3 önce öğrendik.
Biz gerekli müracaatları yaptık ve büyükelçiliğe yakın bir noktada miting hazırlığı yapıyoruz. Bizim saat 2'de bir mitingimiz olacak, Paludan Kur'an- Kerim'i yakmaya kalkacak. Bunu da büyükelçiliğimizin 300 metre dışında yapacak. Bizim aslında programımız Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yapılan hakaret ile ilgili bir mitingdi.
Ancak Paludan'ın Kur'an- Kerim'i yakmak için izin istemesiyle biz hemen programımızı değiştirip elçiliğin önünde miting hazırlığına başladık. Paludan'ın yaptığı eylemlerle karşılık olarak biz yasal çerçeve içerisinde gereken cevabı verdik ve tüm kışkırtmalara rağmen halkı sakinleştirdiğimiz için bize polis tarafından ödül verildi.
Şu anda büyükelçilik binası önündeyiz. Tüm arkadaşlar burada toplandık. Paludan buradan 200 metre ileride Kur'an-ı Kerim'i yakarak provokasyonda bulundu. Ortalığı karıştırmak istiyor. Biz de vatandaşlarımızla beraber burada tepkimizi gösteriyoruz.
Biz elimizde bayraklarla ve marşlarımızla demokratik şekilde tepkimizi ortaya koyuyoruz. Biz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yapılan çirkin saldırıyı kınıyor ve onun yalnız olmadığını buradan da gösteriyoruz.
Kutsal kitabımızın yakılarak provokasyona yol açılmasını kınıyoruz. Burada hem yerel basın hem ulusla basın bizi takip ediyor. Demokrasi adı altında bu tarz eylemler yapılıyor. Paludan 80'in üzerinde Kur'an yakma eylemine kalkıştı. Sadece bir belediyede buna izin verilmedi.
Kendisi avukat olduğu için ve bu eyleme izin verilmediği için bunu kullanmaya kalkıyor. İsveç yönetimi ve Adalet Bakanlığı bununla ilgili herhangi bir şey yapamıyor. Bunun engellenmesi için yeni bir anayasa hazırlanması gerekiyor. Biz de bununla ilgili dava açacağız.
POLİS MÜDAHALE ETMEDİ
Aşırı sağcı Stram Kurs partisinin kurucusu Rasmus Paludan, dün yaptığı açıklamayla İsveç polisinin bugün yapacağı eyleme izin verdiğini vurgulamış ve herkesi sosyal medya hesaplarından eyleme davet etmişti. Paludan, TSİ ile saat 15.00'te Türkiye'nin Stockholm Büyükelçiliği önündeki bir alanda İsveç polisinin aldığı güvenlik önlemleri arasında elinde bir çakmak ile uzun bir açıklama yaptı. Paludan daha sonra Kuran-ı Kerim'i yakıp, elinde yanan Kuran-ı Kerim ile açıklamalarına devam etti. Eylem sırasında İsveç polisinin Paludan'a müdahale etmediği görüldü.
TÜRKİYE'DEN ÇOK SERT TEPKİ: AŞAĞILIK EYLEMİ LANETLİYORUZ
İsveç'te Kur'an-ı Kerim'in yakılmasına izin verilmesiyle ilgili Dışişleri Bakanlığı'ndan açıklama geldi.
Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi; Ülkemizin tüm uyarılarına rağmen, İsveç'te bugün (21 Ocak) kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim'e karşı yapılan aşağılık saldırıyı en güçlü şekilde lanetliyoruz. Müslümanları hedef gösteren ve kutsal değerlerimize hakaret eden bu İslam düşmanı provokatif eyleme ifade özgürlüğü adı altında izin verilmesini hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Çünkü bu bir nefret suçudur.
Bu aşağılık eylem aynı zamanda İslam düşmanlığının, ırkçı ve ayrımcı akımların Avrupa'da ulaştığı kaygı verici seviyenin de bir başka göstergesidir.
İsveç makamlarını bu nefret suçunun failleri hakkında gerekli işlemleri yapmaya ve tüm ülkeleri ve uluslararası kuruluşları İslam düşmanlığına karşı dayanışma halinde somut tedbirler almaya çağırıyoruz.