Eskiden "devrimci" abilerimiz Amerikan emperyalizmine karşı gerilla savaşlarını desteklerlerdi.
Mesela, "Bir, iki, üç, daha fazla Vietnam / Ernesto'ya bin selam!.." sloganları atarlardı.
Ernesto dedikleri bildiğiniz, CheGuevara'ydı.
Kendilerine "solcu / devrimci" diyenler şimdilerde kimlere selam çakıyorlar bahsi diğer.
Yine de şu kadarını söyleyeyim:
İktidar, ABD emperyalizminintaşeronlarıyla kavga etmeden önceçoğunluğu "muhalif" olsa da içlerindeiktidarı destekleyenler de vardı. İktidar ne zaman ki ABD taşeronlarını tasfiye etmeye başladı, topyekûn "muhalif" olmakla kalmadılar, öfkeleri azalacağına daha da arttı.
Nerden baksanız garabet... ABD taşeronları tasfiye edildi, öfkeleri bunlara kaldı.
Eski "solcu - devrimciler" kuşkusuz antiemperyalist olmakta samimiydiler.
Lakin "kimler tarafından" kullanılmaya çalışılmışlardı, orasını bilemem.
Benim bildiğim şudur: ABD emperyalizminin sol gösterip sağ vurduğu çoktur.
Eski MİT elemanı merhum MahirKaynak "devrimci şiddet" yanlısıörgütleri Sovyetler Birliği'nin desteklediğinedair yaygın görüşün aksine,"Sol terör örgütlerine finans vesilah desteğinin NATO güdümündekiörgütler tarafından sağlandığını"dile getirmişti.
Merhum Uğur Mumcu da darbelere zemin hazırlayan terör hadiselerinde kullanılan silahların Belçika'dan geldiğini kanıtlamıştı. Belçika demek NATO demekti. Mahir Kaynak bir defasında da şöyle demişti: "1960 darbesinden sonra solun önü açıldı. 70'teki Baas tipi bir darbenin arkasında da İngiltere vardı... Ülkesini düşünen, Türkiye'nin bağımsızlığı için mücadele eden insanları gerçekte kullanan onlardı..."
Uzun lafın kısası, solu sağa, sağı da sola karşı kışkırtıp Türkiye'yi terör üzerinden stabilize ettiler.
En son olarak, 15 Temmuz'da bilfiil işgale kalkıştılar.
Her daim aklımızda tutmamız gerekeni hatırlayalım: Hiçbir zaman vazgeçmeyecekler!..
Sadece bizim ülkemizde değil, kontrol altına almak istedikleri veya işgal ettikleri tüm ülkelerde aynı cinayetleri işlediler.
Tarihleri katliamlar, cinayetler, işgaller tarihidir; hangi birini sayalım. Sadece Irak'ta yüz binlerce çocuğu ilaç ambargosu marifetiyle öldürdüler!
Bunlar, bu işgalciler son günlerde büyük bir krizin içine düştüler! ABD, İngiltere ve Avustralyayaptıkları üçlü güvenlik anlaşmasıdolayımında, Avustralya 2016'daFransa'ya verdiği 66 milyar dolarlıkdenizaltı siparişini iptal edereknükleer denizaltıları ABD'den alacağınıilan etti ya...
Fransa ile ABD arasında Washington Büyükelçisi'ni (ve Avustralya elçisini) geri çekecek kadar kriz çıktı ya... Fransa Dışişleri Bakanı söz konusu 66 milyar dolarlık siparişin iptalini "ihanet" olarak değerlendirip "Sırtımızdan vurulduk" dedi ya...
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı "hayal kırıklığı" içinde olduklarını, "Üye devletlerimizden biri kabul edilemez bir muameleye uğradı" ifadesiyle dile getirdi ya...
ABD, İngiltere ve Avustralya güvenlik anlaşmasının esas hedefi Çin olsa da hatta Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Patrushev, "Sadece Pekin'i değil Moskova'yı da hedef alıyor" dese de...
Değil mi ki söz konusu krizin ABD'nin Fransa ve Avrupa ittifakına kalıcı zarar verme potansiyeli var...
"Bir, iki, üç, daha fazla Vietnam" dercesine "daha çok kriz" diliyorum.
Hatta burunları krizden kurtulmasın ki mazlumlara musallat olmasınlar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.