Duruma göre kılık değiştirir, maske takar. Kapıdan kovarsın bacadan girer. Hem arsız hem bukalemundur.
Şekilsizdir, belirli bir yüzü yoktur. Asla tanıyamazsın!
Bazen milliyetçi, bazen liberal, bazen seküler, bazen muhafazakâr, bazen
Atatürkçü, bazen de Atatürk düşmanıdır...
Bir bakarsın
endişeli muhafazakârların mahallesinde, "Herkes deist, ateist
oluyor!.." yaygarası yapar.
Bir bakarsın
endişeli modernlerin mahallesinde, "Dindar gençlik yetiştiriyorlar,
her yer dinci, türbanlı doldu..."
şeklinde kıyametleri kopartır.
Mahallesine göre replikler değişir ama ağız aynı ağızdır!
Tıpkı
12 Eylül öncesinin değişmeyen silahları gibi. Aynı silahla bir sağdan, bir soldan adam öldürülürdü. Maksat,
Bayrak Eylem Planı doğrultusunda darbeye zemin hazırlamaktı.
O vakit devrede silahlar vardı, şimdi ise
"algı."
***
Hedefe ulaşmak için her yolu dener, her fırsatı değerlendirirler.
Salgını bile.
Örneğin,
aşı karşıtları çocuklarına aşı yapmak istemiyorsa, "Çocukları ailelerinden zorla alınmalıdır" diyebilecek kadar
aşı taraftarı olan CHP gibi düşünürler. Fakat aşıya karşı çıkanları da fişteklemeyi ihmal etmezler.
İktidara muhalif olabilme ihtimali olan her şeye çatallı dillerini sokarlar.
Hiçbir ilkeleri de yoktur!..
Sabah akşam
"Megri megri..." diye kafa şişirdiler, sonra da kalkıp
Barzani'nin ayağına gittiler.
Ergenekon kumpasına karşılar ama bir diğer FETÖ kumpası
17 - 25 Aralık'a sahip çıkarlar.
Son günlerde
Erdoğan Bayraktar üzerinden fonlu fonsuz medyalarıyla bu
"yolsuzluk susturuculu" yargı darbesini
tekrar ısıtıp servise sokmaya çalıştılar.
Randıman alamadılar, hayıflanıyorlar!
***
Bir şeye ulaşma yöntemi gayri meşruysa, ulaşılan şey de gayri meşrudur.
Kaldı ki sadece söz konusu kumpas yöntemi değil, bu yöntemi uygulayanlar da gayri meşrudur. Terör örgütünün üyeleri olduğu tescillenmiştir.
Bu aziz millete
15 Temmuz'da tanklarla ve savaş uçaklarıyla saldıran örgütün ürettiği tapeler üzerinden "siyaset" yapmaya kalkışmak nasıl bir aymazlıktır?
Madem öyle...
Yiyorsa
3 Temmuz'u da ısıtıp servis edin de görelim! Tape ararsan daha çok... İtiraf dersen "Şike sahaya yansımadı" diyen bizzat
TFF.
Yapamazsın! Çünkü sıkar....
Karşında içlerinde senin de seçmenin olan koskoca
Fenerbahçe sosyolojisi var.
Konumuz şike değil, kimsecikler yanlış anlamasın. FETÖ kumpasları içinde işine gelenin peşine düşüp işine gelmeyeni görmezlikten gelmenin nasıl bir ilkesizlik olduğunu anlatamaya çalışıyorum...
Malumunuz, Trabzonsporlu muhalif taraftarlar, Fenerbahçeli muhalif taraftarlarla
Ergenekon kumpasına karşı çıkıp
17-25 Aralık kumpasını desteklemek konusunda aynılar ama sıra
3 Temmuz sürecine gelince kıyasıya ayrışıyorlar.
Ayrıca, Trabzonsporlu muhalif taraftarlar sadece iktidarı sorumlu tutuyorlar.
Neden?
"Şike miydi yoksa kumpas mı?" tartışmasından maada şu gerçeği tartışamayız: 3 Temmuz sürecinde iktidar ve muhalefet aynı tavrı göstermiştir.
Fakat, Trabzonsporlu muhalifler sadece iktidarı sorumlu tutuyorlar hâlâ.
Merhum
Özkan Sümer de muhalifti ama bakınız ne demişti: "Hiçbir ulusal meselede uzlaşma sağlayamayan siyasetin çok başarılı bir işbirliğiyle şikeyi kapatmak doğrultusunda müthiş bir başarı sağladığını söyleyebiliriz..."