İman tazelenir mi?
Yenilenir mi? "Evet"se nasıl olur bu? İman eskiyor mu ki tazelensin? Yığınla soru aklımıza gelebilir. İman eskimiyor aslında, iman ehli eskiyor, yıpranıyor. Düzeltilmesi gereken din değil, dindarlardır.
Vahiy, yani din değişmediğine, değişmeyeceğine, tazelenmeyeceğine göre mümin kendini tazelemelidir.
Hayatını, yaptıklarını gözden geçirmek zorundadır. Bu nedenle de "Gelin dinimizi tazeleyelim" denmedi. "Gelin imanımızı tazeleyelim" dendi.
Şimdi saadet asrında bu cümlenin nasıl algılandığına bakalım.
Peygamberimizin dostlarından Abdullah bin Ravaha, sahabeden birini görünce, "Gel de bir saat Rabb'imize imanımızı tazeleyelim" derdi. Bir gün bu cümleye muhatap olan bir sahabi sinirlendi ve Efendimize şikâyet etti: "Ey Allah'ın Peygamberi, Abdullah insanları senin dininden uzaklaştırıyor. Sadece bir saatlik imana davet ediyor?" Efendimiz gülümseyerek şöyle cevapladı:
"Allah, ibn Ravaha'dan razı olsun. O meleklerin iftihar ettiği meclisleri seviyor." Hz. Peygamber böylece o sahabiye meseleyi yanlış anladığını öğretti. Abdullah Ravaha, "Bir saat iman et demiyor, bir saatini olsun Allah'a ayır" diyor. Yani Abdullah, insanları Allah'a zikre davet ediyordu.
Sahabe sordu: "Nasıl iman tazeleyelim?" Efendimiz cevap buyurdu: "La ilahe illallah diyerek."
GELİN ALLAH'I ANALIM
İnsanların bir kısmı daha sabırsız, şükürsüz, ibadetsiz, taatsiz, hamdsiz, tahammülsüz, hoşgörüsüz oldu. Öfke patlaması yaşadı. Dostluğunda ölçüyü kaçırdı, düşmanlığında ortalığı dağıttı.
Allah'ın mamur etsin diye yarattığı insanoğlu, kendisine sunulan emaneti iyi değerlendirmedi. Bu nedenle de kendini, varlığını, kutsalını, kısacası her şeyini eleştirir oldu. Belki kendisine kesilen fatura bu oldu.
Gelin kalbimizi Yaradan'a açalım.
Allah'a bağımlılığımızı sorgulayalım. Hz.
Resul'den daha sadık bir yol göstericinin olmadığını nefsimize hatırlatalım. Boş şeylerle uğraşmayalım. Kendimize bir program yapalım. Şöyle maddeler koyalım:
1- Bugün hangi iyiliği yaptın?
2- Bugün hangi kalbi kazandın?
3- Bugün hangi mazluma el uzattın?
4- Bugün hangi namazı kaçırdın?
5- Bugün kaç defa hamdettin, şükrettin.
6- Allah'ın verdiği göz, kulak, ayak, el, dil nimetine hamdettin mi?
7- Sağlığın bozulduğunda sağlıklı günlerin hamdini yapamadığını hissettin mi?
8- Haram yiyen, haramla yetişen komşuna "Vazgeç" dedin mi?
9- Sana uzanan bir eli tuttun mu?
10- Bugün anne-baba-mazlum-fakirdüşkün duası aldın mı?
11- Bugün bir yetim, yoksul evi ziyaret ettin mi?
Bunların bir kısmına uygun cevap veriyorsan, "Bugün bir saat imanını yeniledin" demek ki. Yok yapmadıysan, o zaman Allah'ı zikredecek bir yer, bir seccade bul (yer ve seccade şart değil, ama olsun) ve Allah'ı zikre başla.
Hem fiili zikir hem de kalbi zikir. Unutma iyilik zikirdir, hamd zikirdir, salatu selam zikirdir, namaz zikirdir, secde zikirdir, aç bir kedinin kedinin önüne lokma atmak zikirdir, düşeni yerden kaldırmak zikirdir.
Zikrin sadece "La ilahe illallah (Allah'tan başka ilah yoktur)" olduğunu sanma.
***
ASR-I SAADETTEN
Karısının kolunu kırınca
Hz. Peygamber (SAV) döneminde bir olay bizi çok yönden irşad ediyor. Dilerseniz olayı bize aktaran Rubeyyi binti Muavviz'i dinleyelim.
Sabit bin Kays, karısını dövüp kolunu kırmıştı. Sabit'in karısının adı Cemile idi. Cemile'nin erkek kardeşi, Resulullah'a (SAV) gelerek Sabit bin Kays'ı şikâyet etti. Olayı dinleyen Hz. Peygamber, Hz. Sabit'i çağırıp ona şöyle buyurdu: "Karından hul' bedelini al ve eşini serbest bırak." Sabit (RA), Hz. Peygamber'in talimatına "Peki" dedi. Peygamberimiz kadına da şu talimatı verdi: "İddet süreni bekle ve sonra ailene dön" (Nesai, Talak, 3440).
Hz. Peygamber bu olayda erkeğin, kadının kolunu kırmasını, yani şiddeti boşanma sebebi sayıyor. Kadına, kocasından alacağı mehirden vazgeçmesini isteyerek nikâhı feshediyor. Böylece "Kadını dövebilirim" düşüncesini tarihe gömüyor.
Kur'an'ın veya Hz. Peygamber'in kadına dayağı onaylaması mümkün değildir. Çok istisnai olarak karıkoca arasında oluşan itişme kakışmayı da boşanmadan önce aileyi kurtaracak son yol olarak görüyor ve bunu da yaygınlaştırmayı onaylamıyor. Hz. Peygamber'in bu olaydaki tavrı İslam'ın bakış açısını gösteriyor.
***
ALLAH'IM, SANA SIĞINIRIM
Faydasız ilimden, itaat etmeyen kalpten, kabul olmayan duadan sana sığınırım. Açgözlü nefisten sana sığınırım. (Ebu Davud, Salat, 367)
Korkaklıktan, cimrilikten, kalbin kötülüklere kaymasından ve kabir azabından sana sığınırım. (Müslim, Mesacid, 25)
Allah'ım, kulağımın şerrinden, gözümün şerrinden, dilimin şerrinden, kalbimin şerrinden, şehvetin şerrinden sana sığınırım. (Tirmizi, Daavat, 75)
Allah'ım, ihtiyarlığın düşkünlük derecesinden, dünya ve fitnelerinden sana sığınırım. (Buhari, Daavat, 36)
Kalbin batıla kaymasından ve kabir azabından sana sığınırım.
Allah'ım, dünyaya aldanmaktan sana sığınırım. (Müslim, Zikir, 15)
Allah'ım, gam ve kederden, acizlikten, tembellikten, cimrilikten, korkaklıktan ve insanların zulmünden sana sığınırım. (Tirmizi, Daavat, 75)
Allah'ım, hayatın ve ölümün fitnelerinden sana sığınırım. (İbn Mace, Dua, 78)
Allah'ım, darlıktan, zelil olmaktan sana sığınırım.
Allah'ım, küfürden sana sığınırım.
Allah'ım, cehennemin fitnesinden, Deccal'in fitnesinden, fakirliğin fitnesinden, zenginliğin fitnesinden sana sığınırım.
Allah'ım, hatalarımı kar ve dolu suyu ile yıka. Beyaz elbisenin kirini temizlediğin gibi kalbimi de hata ve günahlardan temizle. Benimle hatalarımın arasını doğu ile batının arasını uzaklaştırdığın gibi uzaklaştır. Allah'ım, tembellikten, borçtan ve günaha girmekten sana sığınırım. (İbn Mace, Dua, 3; Tirmizi, Salat, 367)
Allah'ım, açlıktan sana sığınırım. O kötü bir haldir. Hainlikten de sana sığınırım. O ne kötü bir duygudur.
Allah'ım, ikiyüzlülükten ve kötü huydan sana sığınırım.
Allah'ım, düşmanların sevinmesinden sana sığınırım. Kötü bir hayat sürmekten sana sığınırım.
Allah'ım, kötü komşudan sana sığınırım.
Şeytanlaşmış insanın şerrinden sana sığınırım.
Yüksekten düşmekten, enkaz altında kalmaktan, yere batmaktan, suda boğulmaktan, gazabından sana sığınırım.
***
KUR'AN'A GÖRE HZ. PEYGAMBER'İN (SAV) GÖREVİ
Ey Peygamber, biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik. (Enbiya, 107)
***
(Muhammed!) İman etmiyorlar diye, neredeyse kendini helak edeceksin. Biz istersek onlara gökten bir mucize indiririz de derhal ona boyun eğerler. (Şuara, 3-4)
***
Ey Peygamber, Rabb'inden sana indirilen hakikati tebliğ et. Eğer bunu tam yapmazsan, O'nun mesajını hiç tebliğ etmemiş olursun. (Maide, 67)
***
Doğrusu Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok ananlar için Resulullah en güel örnektir. (Ahzab, 21)
***
Eğer onlar yine yüz çevirirlerse bil ki biz seni onların üzerine bir bekçi olarak göndermedik. Sana düşen sadece duyurmaktır. (Şura, 48)
***
Biz sana düşünüp öğüt almaları için bu kitabı indirdik. (Nahl, 44)
***
Gerçek şu ki, biz seni hakikatle müjdeleyici (beşir) ve uyarıcı (nezir) olarak gönderdik. Artık cehennemlik olacaklardan sen sorumlu değilsin. (Bakara, 119)
***
ADAK KURBANINDAN YİYEBİLİR MİYİM?
anneniz, dede ve nineniz, oğlunuz, kızınız, torunlarınız, yani usul (baba, anne ve yukarıya doğru büyükler) ve füruu (oğul, kız ve aşağı doğru torunlar) adak etinden yiyemez. Yemişseniz o kadar miktarca parasını ödersiniz.
Ezan bitmeden namaz kılabilir miyim?
Ezan okunurken namaza başlayabilirsiniz. Ancak zorunlu bir hal yoksa ezanın bitmesini beklemek daha uygun olur.
Yemeğe başlarken besmeleyi unuttum. Ne yapayım?
Hatırladığınızda besmeleyi çekersin. "Allah'ım, başında ve sonunda bismillah" dersin.
Cenaze namazında ayakkabı çıkarmak zorunda mıyım?
Cenaze namazında ayakkabı çıkarmak zorunda değilsin. Ayakkabıyı çıkarıp arkasına basman gerekmez. Ayakkabında kan, kusmuk gibi şeyler varsa, onu temizlemek lazım.
***
Bir ibret
Kartalı bilirsiniz. Havaların hâkimidir. Kartalı gagalamaya cesaret edebilen tek kuş kargadır. Kartalın üstüne oturur ve boynunu ısırmaya çabalar. Ancak kartal tepki vermez. Kargaya savaş açmaz. Ciddiye almaz. Adam yerine koymaz. Sadece kanatlarını açar ve gökyüzünde yükselmeye başlar. Kartal yükseldikçe karga nefes almakta zorlanır. Karga oksijen yetersizliğinden dolayı dayanamaz ve düşer. Hayat böyle. Kargalarla uğraşmayın. Vakit kaybetmeyin. Uçun, yükselin, yolunuza gidin.
***
Bir hadis
Efendimiz şöyle buyurdu: "Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi de maldır." (Tirmizi, Zühd, 2336)
Bir ayet
Yüce Rabb'imiz Kur'an-ı Kerim'de Peygamber'imizi bize şöyle tanıtıyor: "Ey inananlar, andolsun ki içinizden size öyle bir peygamber gelmiştir ki; sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelir. Size aşırı düşkündür. Müminlere karşı şefkatli ve merhametlidir." (Tevbe, 128)
Sahabenin 5 özelliği
İmam Evzai der ki: Hz. Peygamber'in sahabesinin 5 özelliği vardı: Namaz için cemaate devam ederlerdi. Sünnete bağlıydılar. Cami yapımına girişirlerdi. Kur'an okurlar ve Allah yolunda mücadele ederlerdi.
Bir satır
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış. Marifet bu, gerisi yalnız çelik çomakmış. (Necip Fazıl Kısakürek)