Almanya'da dün seçimler vardı. Açılan sandıklardan "Erdoğan"a da oy çıktı ama kimse çok bir sürpriz olmasını beklemiyor.
Muhtemelen yine Merkel kazanacak ve bir koalisyon kurulacak.
Ne var ki bu öngörülebilir ortama rağmen ortalık süt liman değil.
Zira son iki yıllık süreçte ve özellikle seçim kampanyası döneminde Pandora'nın Kutusu açıldı.
Alman siyasetinin sağından soluna hepsi de kutudan çıkan popülizm belasına dört elle sarıldılar.
Suriye iç savaşı nedeniyle yaşanan göçün ve eş zamanlı terör olaylarının sarstığı Avrupa'nın karamsarlığına teslim oldular.
Üstelik sözünü ettiklerimiz "merkez" partiler.
Merkel'in muhafazakar partisinden tutun da, Schulz'un sosyal demokratlarına ve Cem Özdemir'in Yeşiller'ine kadar... Herkes milliyetçiliğin değirmenine su taşıdı.
Tabii ki bu iş düşmansız olmazdı. Almanya'daki "azınlıklarınsembolü" Türkler ve Türkiyehedef tahtasına oturtuldu.
***
Şöyle bir düşünün, son bir yıldır Almanya ile Türkiye'nin ile yaşadığı gerginliklerin takvimini...
Türkiye'den kaçan ne kadar darbeci, FETÖ'cü, PKK'lı varsa kucak açtılar. Ajan provokatörleri Bellevue Sarayı'nda ağırladılar...
İki milyonu aşkın Türk'ün yaşadığı Almanya'da, Türkiye Cumhurbaşkanının konuşmasına izin vermediler...
Sanırım, bir zamanlar "Onlaryenilince bizim de yenik sayıldığımız"Almanya ile hiç bukadar kötü olmamıştık.
Ama gelir geçer. Devletlerin hafızası zayıftır. Çatışan, savaşan, birbirini işgal eden ülkeler günü gelince mutlaka barışır.
Öyle ya bugün AB'de omuz omuza yürüyen Almanya ile Fransa'nın bir süre önce birbirlerini kestiklerine kim inanır?
Fakat bir ülkede yaşayan halklar birbirlerine karşı zehirlenirlerse o yara biraz zor iyileşir.
***
Evet, bugün Almanya, seçimler öncesi verilen yüksek doz milliyetçiliğin zehirlenmesini yaşamaya başladı bile.
Dün Almanya ve Avrupa gazetelerinin hepsinde, yükselen aşırı sağdan kaygılanan "kravatlı ırkçılık" konulu makaleler vardı.
Çünkü anketler faşist "Almanya İçin Alternatif" partisinin (AfD) yükseldiğini gösteriyor.
Ve bu hava sokakta da hissediliyor.
AfD'nin İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra ilk kez aşırı sağcı bir partinin Almanya'da mecliste temsil edilmesi anlamına gelecek.
Tamam, belki AfD'nin Hitlerin Nazi partisi gibi iktidara gelmesi beklenmiyor. Ancak iki partili bir koalisyonun güçlü ihtimal olduğu düşünülürse AfD'nin de otomatikman ana muhalefet olması sürpriz değil!
Almanya ve tüm Avrupa için küçümsenemeyecek bir tehdit!
Ve bunun yegâne sorumlusu, üç tane milliyetçi oy için popülizme teslim olan Alman siyasilerin tümü.
Rüzgâr eken fırtına biçermiş.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.