Başta Washington olmak üzere küresel birçok merkezde Türkiye karşıtlığı son dönemde bir hayli arttı. Şimdi HDP'nin kapatılma süreciyle bu çok daha yükseltilecek ve Türkiye karşıtı lobiler harekete geçecek.
Bunun da tek nedeni, FETÖ veya PKK gibi terör örgütlerinin o merkezlerde etkin olmaları değil, bizzat o ülkelerin her birinin Türkiye'ye yönelik bir hesabının olmasıdır. Çünkü Türkiye, Doğu Akdeniz'den Libya'ya, Somali'den Karabağ'a küresel ve bölgesel ölçekte birçok ülkenin çıkarına "çomak" soktu.
Bu yüzden sadece ABD'deki onlarca düşünce kuruluşu, ağırlıkla Türkiye karşıtı rapor hazırlıyor.
Peki, Türkiye devlet olarak veya sivil toplum olarak bu hazırlıklara karşı ne yapıyor? Başta ABD veya AB olmak üzereDışişleri Bakanlığı dışında sivil toplumeksenli bir lobi faaliyeti yürütülüyormu?
İktidara yakın duran birkaç sivil toplum örgütü veya SETA gibi düşünce kuruluşları dışında o merkezlerde kimsenin sesi, sedası çıkmıyor. En son New York'ta FETÖ'nün reklam saldırısı bile oradaki sivil toplum örgütlerince püskürtüldü.
O merkezlerde TÜSİAD ve TOBB gibi güçlü iş örgütlerinin varlığı ve yokluğu pek fark edilmiyor.
Siyasi partilerde de durum farklı değil. AK Parti dışında CHP ve HDP de var ama onlar bırakın Türkiye'yi sahiplenmeyi, "mal ve cangüvenliği yok" siyasetiyle tam tersini yapıyor.
Türklerin PR geni yok!
Lobi alanında neler yapıp yapamadığımızı işin uzmanına sordum. İlginç tespitleri var. Önce genel bir değerlendirme yaparak şöyle diyor: "Bizim en büyük problemimiz,istikrarlı bir iletişim kampanyamızınolmaması. Bugüne kadar hep BaşkanErdoğan üzerinden götürüldü bu ilişkiler. ABD Kongresi'ne, düşünce kuruluşlarınaveya önemli gazetecilere yönelikhiçbir ciddi girişimimiz olmadı."
Uzun yıllar Bilkent Üniversitesi'nde hocalıkyapan İngiliz tarihçi Norman Stone'un"Türklerin PR geni yok" sözünü hatırlatanuzman şöyle devam ediyor: "Bu tarihsel bir şey, bu döneme özgüde değil. Ama başka sorunlarımız davar. Mesela biz bir lobi şirketine 1 milyondolar verip anlaşma yapıyoruz, birsüre sonra bakıyorsun devreye BAEgirip o şirkete 2 milyon dolar verip kendisinebağlıyor. Böyle bir Türkiye düşmanlığıylakarşı karşıyayız."
Peki, Birleşik Arap Emirliği'nin Türkiye'ylene alıp veremeyeceği var?
İşin sırrı Türkiye'nin son yıllarda birçok ülkenin çıkarlarına çomak sokmasında saklı... Doğu Akdeniz'den Libya'ya, Somali'den Karabağ'a uzanan coğrafyada Türkiye farklı bir siyaset izliyor. Bu da doğal olarak birçok ülkeyi rahatsız ediyor.
İnsanlar Ertuğrul dizisine bayılıyor
İlginçtir, Türkiye birçok ülkeyi rahatsızederken dünya halklarının da gönlünü kazanıyor. Bakın PR uzmanı dostum bu konuda ne diyor:
"Evet, lobicilik alanında başarılı değiliz ama başka artılarımız var. BaşkanErdoğan'la birlikte dünyanın birçok bölgesinde TR modeli ilgi görüyor. Bunu sadece Türk dizilerine gösterilen ilgiden bile anlayabilirsiniz. Türk dizilerine karşı müthiş bir ilgi var. Özellikle Müslüman halklar, Ertuğrul dizisinebayılıyor. Bunu dünyanın birçok ülkesindegörebiliriz. Bu da bizim doğal lobi gücümüz."
Doğrusu artık bunu aşan bir lobiciliğe ihtiyacımızvar. İçinden geçtiğimiz günlerde siyasiirade ekonomiden hukuka, insan haklarındançevreye bir dizi alanda ciddi reform yapıyor veönemli devlet başkanlarıyla görüşmelere imzaatıyor.
Peki, buna karşı iş dünyası, üniversiteler ve medya ne yapıyor? Ne zaman harekete geçecekler?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.