İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Meclis'te Gara Operasyonu'yla ilgili bilgi verirken, Gara'ya giden HDP'li milletvekilinden söz etti.
O milletvekilinin ismini de geçen hafta sonu aHaber'deki canlı yayında açıkladı:
"Gara'ya giden HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Dilan Taşdemir'di."
Bakan Soylu açıklamasını şu tespitle sürdürdü:
"Tarihini de biliyoruz, orada yaptığımız birtakım işler var, onları da devam ettiriyoruz. Buradaki muradım şu: Ben orada 'Gara'yı siz iyi bilirsiniz' dediğimde aslında orada bildiğimiz farklı başka milletvekilleri de var, oralara giden, oralarla iş tutan, karşıya geçen, mesaj alan, mesaj götüren, mesaj veren, politika belirleyen, politika taşıyan var."
Bakan Soylu'nun kilit cümlesi "Gara'yı siz iyi bilirsiniz"di.
Gerçekten de HDP'lilerin Gara'yı bilmemesi mümkün değil. Ama ne hikmetse Kandil'den icazet alarak HDP'den milletvekili olmuş Dilan Taşdemir tam tersini söylüyor:
"Gara'nın adını duymadım."
Acaba Kandil, Gara'nın adını hiç duymayan birini milletvekili yapar mı? Bırakın milletvekili yapmayı, belediyede işe bile aldırmaz.
Dahası var... Halkın Demokrasi Partisi (HADEP) kadın kollarındayken KCK'dan tutuklanıp 5 yıl cezaevinde kalan Taşdemir, Erbil'e, Süleymaniye'ye milletvekili olarak gidip kadın toplantılarına katılacak ama PKK'nın en önemli merkez üslerinden biri olan Gara'yı hiç duymayacak.
Bunları da geçtim, acaba Taşdemir, Öcalan'ı da mı okumadı?
Bakın Gara'nın terör örgütü için önemli merkezlerinden biri olduğunu bizzat Öcalan söylüyor. İmralı Notları'ndan okuyalım. Tarih 15 Eylül 2013... Öcalan, o tarihte Selahattin Demirtaş'la konuşurken şöyle diyor:
"Geri çekilme konusu tarihi olarak bitmiştir. Üstelik geri çekilmede Kandil'e doğru diye bir şey de yoktu.
Heyetle Gare, Cilo, Cudi de olabilir diye konuştuk. Önemli olan düzenleme yapılıncaya kadar bir yere toplamaktı."
Daha o zamanlar Öcalan, çekilmenin Gara'ya olabileceğini söylemiş... Bunu bilmeyen ve Öcalan'ı okumayan birinin, HDP'den milletvekili yapılmasını aklınız alıyor mu?
Taşdemir'in bu sözleri hukuken ne anlama gelir bilmem ama siyaseten "profesyonel yalan" olduğu çok açık.
***
'ATA' ADINI DEĞİŞTİRDİ İFTİRASI
Başkan Erdoğan'ı bilinçli "düşmanlaştırmak" isteyenler ya ailesine pespayece saldırıyor ya hınçlarını, öfkelerini danışmanlarından ya da sol gelenekten gelip Erdoğan'ı destekleyenlerden çıkarmaya çalışıyor.
Bunu da daha çok "solcu" geçinen meczuplar yapıyor. Geçmişlerinde darbelere payanda olan bu kesimlerin "yalan haber" konusundaki yetenekleri biraz da o geçmişe dayanıyor.
Bu konuda Cumhurbaşkanı Başdanışmanı, Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, ne zaman siyasi gündeme ilişkin bir şeyler söylese hemen Cumhuriyet gazetesinin yazdığı o klasik yalan devreye giriyor: "Ata'yı önce adından silmiş..."
Yıllar önce yazılan o yalan haberi hatırlayalım:
"Mehmet Uçum'un asıl adı, Mehmet Ata Uçum'muş. Ancak ailesinin Atatürk'e atfen koyduğu 'Ata' adı, meğer başından beri Mehmet Uçum'u rahatsız edermiş.
Mahkemeye başvurmuş ve bu adı mahkeme kararıyla kaldırtmış."
Külliyen yalan. Bir gazete elinde belge olmadan bu kadar emin yazabilir mi? Eğer o gazetenin geçmişinde cuntacılık varsa yazar. Uçum, kaç kez bunu yalanlasa da, "Ata" adının resmi değil aile içinde söyleniyor olduğunu söylese de sonuç değişmedi.
Hâlâ bir kısım meczup gazeteci çıkıp "Ata adını sildiren Uçum" diye yazabiliyor.
Ne yazık ki utanma kalmadı.