CHP cenahının yaşadığı korkudan Muharrem İnce olayının ciddi bir etki yarattığı anlaşılıyor. Korkunun ecele faydası yok, İnce olayını bu noktaya getiren bizzat Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimidir. CHP medyasının, İnce'yi parti kurmaya ya da kendi deyimiyle Macron olmaya itenin iktidar olduğunu söylemesi tamamen bir algı operasyonu...
Çünkü Kılıçdaroğlu başından beri İnce'yi istemedi ve bertaraf etmek için de her şeyi yaptı. İnce'ye şu sözleri iktidar mı söyletiyor? "Bana asıl dokunanKemal Bey'inFox TV'deki sabahprogramına çıkıp 'Kimin gittiğini biliyorum'diyerek beni ima etmesi oldu."
Herhalde yaşananları anlatmak için buda yetmedi ki İnce, Fatih Altaylı'ya şu gerçeğide açıkladı: "Cumhurbaşkanlığı seçimlerindeKemal Kılıçdaroğlu'nun adayı kesinlikleAbdullah Gül'dü. CHP'den biriniasla düşünmüyordu. Bütün arzusuAbdullah Bey'i aday göstermekti. Ama onun bu planını Meral Akşenerbozdu. Açık söylüyorum ben Akşenersayesinde aday oldum."
CHP çevresini ve medyasını derin birkorku sardığı o kadar belli ki, konuyu elealıp akıl vermeyen, İnce'yi tehdit etmeyenyazar, gazeteci veya televizyoncu kalmadı. Etkili de oldular ki, İnce korktuğu için "partikurmayı" ağzına bile almadı ve Macronolacağını söylemek zorunda kaldı. Amasonra da şunu ekledi: "Bu hareket yarın bir partiye dönüşürmü, yoksa partiler o hareketinarkasına mı takılır bilmem."Bu parti kurmuyorum ama yan cebimekoy misali çok daha büyük bir iddia. Anlamıda çok açık; Kılıçdaroğlu'nun "dostlarıyla"kurguladığı siyaset mühendisliğini yerlebir etmek.
Bunun parti kurmaktan bir farkı var mı? Ama bunu saklıyor çünkü çok büyük bir mahalle baskısı var. Öyle bir baskı ki, bütün olup bitenlere sesini çıkarmayan DenizBaykal bile devreye sokulup, "İnce'ninayrılmasına da parti kurmasına da gözyumamayız" diyor. Sonra da onu, "israf" edilmemesi gereken bir siyasi aktör olarak niteliyor: "Muharrem CHP'de siyasi mücadelesiile de demokrasiye inancı ile deCHP'ye bağlılığı ile de israf edemeyeceğimizbir siyasetçidir."
İnce, bu baskılara dayanır mı ya da"Gel Muharrem, hallederiz" çağrısınauyar mı bilemem ama şu ana kadar söylenenler,"Kılıçların çekildiği"ni gösteriyor. Bunun siyasi işaretleri de var. Örneğin bildiğim kadarıyla İnce, ilk kez CHP içinde "Atatürk düşmanları" olduğunu söyledi. Bu daha önce parti içinde "çete var" söylemine benzemiyor, çünkü çok daha ağır bir itham. Bu yüzden süreç çok daha sert geçeceğe benziyor.
İnce'nin Kılıçdaroğlu'ndan farklı olarak heybesinde tuttuğu ve elini güçlendirecek ikinci bir kartı daha var; HDP kartı. İnce'nin önümüzdeki süreçte bu kartı da devreye sokacağı anlaşılıyor. Dikkat edilirse klasik CHP'li bir politikacı profili çizen İnce, PKKHDP ilişkisine hiç girmeden hem dokunulmazlıkların kaldırılmasına itiraz etti hem de Demirtaş'a sahip çıktı. Bu CHP'nin üstlenemediği, İYİ Parti'nin ittiği HDP için de yeni bir fırsat sunuyor. Bu açıdan Dr. Murat Yılmaz'ın şu tespiti dikkate değer: "Eğer İnce, CHP ve HDP seçmenini,cumhurbaşkanlığı seçimlerindeMillet İttifakı'nın Gül veya Babacangibi CHP kökenli olmayan bir adayyerine kendine oy vermeye ikna ederve Millet İttifakı'nın adayını geçerse,şu an CHP'yi yöneten Kılıçdaroğluhizbini ve onu destekleyen güçleriparti kurultayında değil, millet kurultayındayenmiş olacaktır."
Soluğu kesilmez, yarı yolda bırakmazsaİnce için böyle bir ihtimal var.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.