Dünya ve Türkiye korona virüsle mücadele ederken, Türkiye'den birileri de iflah olmaz siyasi hesaplaşmalarının peşinde. İktidara, daha doğrusu Başkan Erdoğan'a vurmak için her türlü rezillik yapılıyor. Bu konuda FETÖ'cülerin nasıl bir kin ve nefret ürettiklerini söylemeye gerek yok, onlar sadece iktidara değil, "halkadüşman" küresel bir aparat oldukları için kötülük görevleri.
Ama benzer bir işi, ülke canıyla uğraşırken, "Atatürk" adını kullanıp kendilerini "çağdaş" veya "solcu" diye niteleyenlerin izlemesi gerçekten tahammül sınırlarını zorluyor.
Ortada insan yaşamını, ekonomiyi hatta ülkenin geleceğini tehdit eden küresel bir virüs salgını var ve onlar buzeminde bile sabah akşam dinle,dindarlarla kavga etmeyi tercihediyor. Kimi açık açık Müslüman kimliğine saldırıyor, kimi de pervasızca salgının yayılmasının nedenini umreden dönenlere bağlıyor.
Bu konuda Halktv diğerlerine ciddi fark atıyor. CHP Politbürosu'nun yayın organı Halktv'nin makul sayılabilecek bir programında siyasi analiz adına, umreye gidenler neredeyse korona virüsünü yayan "tek suçlu" ilan ediliyor.
Elbette umreden dönenlerle ilgili önlemlerin zamanında alınıp alınmaması eleştirilebilir. Ama korona virüsünün yayılmasının en önemli kaynağı olarak onları göstermek sadece insafsızlık değil, aynı zamanda yalan ve düşmanlaştırıcı bir yaklaşım.
Çünkü söyledikleri gerçek değil. Türkiye'deki ilk vaka 11 Mart'ta açıklandı. Öncesi de olabilir ama o tarihten bugüne 30 insanımızı kaybettik. Vaka sayısı ise 1236...
En azından bu hastalar arasında "Umreye gidenler ağırlıklıdır" demek doğru değil. Sağlık Bakanlığı'ndan bir yetkili şunu söylüyor: "Virüsün bulaştığı birkaç merkezvar; İlk günlerde Çin sonradiğerleri geliyor. Ama şimdiAvrupa'dan gelenler çok dahaönemli."
Yabancı bir yayın organı iseTürkiye'ye korona virüsünün geldiğiülke ve bölgeleri şöyle sıralıyor; Çin,Avrupa, ABD ve Ortadoğu.
Bu açıdan soru işaretleri yaratan bir örnek de eski Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman'ın korona virüsü nedeniyle vefat etmesi.
Vefatın ardından Yalman'ın korona virüsünü nereden kaptığı çok konuşuldu. İran'a gittiği ve virüsü oradan aldığı söylendi. Oysa Yalman, son günlerde değil, iki yıl önce 18 Eylül 2018'de Tahran'a gitmiş, 28 Eylül'de Şiraz'dan İstanbul'a dönmüştü. Tabi bu İran'dan gelen başka birinden kapmadığı anlamına da gelmiyor. Kısaca kaynak direkt İran değil başka bir kaynak.
Kovid-19'un hangi ülke veya bölgeden geldiğini bir süre sonra daha net göreceğiz ama şimdi ön planda olan ve riski arttıran önlemlerin açıklandığı ve uçuş yasağının konduğu tarihten önce büyük çoğunluğunu Avrupa'dan gelenlerin oluşturduğu 372 bin insanın Türkiye'ye giriş yapması. Bakanlık bu nedenle o 372 bin insanı sıkı izlemeye almış... Kısa sürede 172 binine ulaşan Aile Hekimliği diğerleriyle ilgili de telefon aramalarını sürdürüyor. O insanların kimlerle geldiği, kimlerle temas ettiği ayrıntılı bir biçimde inceleniyor.
Bu tabloya bakıp, umreye gidenleri ya da AB ülkelerine, Çin'e gidenleri öne çıkartıp, siyasi analizler yapmanın bir mantığı var mı?
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.