Ömürlerinin büyük bölümünü onlar arasında geçirmeyenler nereden bilsinler ki...
Bu tayfanın bayramlar yaklaşırken içlerini sıkıntı basar, misafirliğe gelmiş uzak akraba
seccade sorduğunda "nereden çıktı şimdi bu!" diye ailecek bakışırlar, eş dost sohbetlerinde ne zaman konu
İslam'a gelse, farkına bile varmadan yüzlerini buruştururlar...
Onlarla yurtdışı gezilerine gitmemiş olanlar nereden bilsinler ki...
Bu tayfa
bütün kiliseleri, bütün havraları, bütün Budist ve Hindu tapınaklarını büyük bir hayranlıkla gezer, mum yakar, adak adar ama (eğer müze yapılmamışsa ) bir
camiinin içini gezmekte pek zorlanır.
***
Şimdi aklıma geldi!..
Verdiği yalan yanlış bilgilerle kendini pek kültürlü gösterip sevdiren ünlü bir belgeselcimiz, bir keresinde bütün programını
Tayland'daki Budist tapınak gezisine ayırmıştı.
Aman aman, ne hayranlıklar, nasıl ballandırmalar...
En sonunda bin bir seremoniyle sunağa adak bırakıp "Türkiye için" dua etmişti!
Gezdiği yerlerde bir camiye girdiğini görmedim.
Girdiyse de nadirdir ve büyük ihtimalle avlusunda çekim yapmıştır.
Ayakkabısını çıkartmak zorunda çünkü ve bu onun bütün façasını bozar.
Camilerin buradaki hikmetini bilmez, hiç bilemeyecek belki.
***
Öyle birden anlatmaya başladım değil mi?
Malum
kabalık abidesi gazetecinin Mesut Özil'le ilgili abuk sabuk sözleri çok konuşuldu ya, oradan aklıma
düştü bir yığın şey...
Eski, yeni hatıralar...
Zihnime kazınmış yığınla davranış, yargı, tutum..
Pek gözde bir okulumuzdan mezun bir tanıdığımın "
gereksiz biçimde halka ait" bulduğu adının, Resulullah'ın torununun adı olduğunu 60 yaşında hayretle öğrendiğini hiç unutmam.
Şimdi kalkıp
"imam, hacı, hoca" kelimelerinin büyük şehirlerimizin bazı
semtlerinde nasıl
"bunaltıcı" çağrışımlar
yaptığını söylesem son yirmi
yılın nesli inanmayacaktır ama gerçek
budur.
***
Niçin yazıyorum bunları?
Artık
altüst edilmiş kavramları ve sosyolojik/kültürel kavrayışları yerli yerine oturmanın zamanı geldiğine
inanıyorum da ondan...
"
Beyaz okumuşlar"ın laik, hatta yeni dönemlerde "ateist" falan oldukları dillendiriliyor ya...
Palavra!
Olmayacak şeylere inanırlar.
Başka bir ülkede, başka bir din içine doğmadıklarına pişmandırlar.
Ama İslam zorlarına gider.
Konuşmaya başlayacaksak, buradan başlamalıyız.
Nedeni, niçiniyle...
Talimi, terbiyesiyle...