Yeni uluslararası düzenin nasıl bir sistem olduğunu anlamak istiyorsanız size basit bir örnek vereyim. Mesela, Katar konusunda Türkiye ile İranhemen hemen aynı pozisyonda buluştu. Başta Suud olmak üzere Körfez ülkelerinin Katar'a yönelik baskısına karşı ortak tutum aldı. Ama bu Türkiye ile İran'ıdost yapmıyor. Türkiye, Suriye'de yıllardır İran'la mücadele ediyor. Karabağ'da bile karşı saflara düştüler.
Katar'daki ortaklık sadece Körfez ülkelerinin Katar'da düzenledikleri darbe teşebbüsüne karşı alınmış bir tedbirdi. Bitti gitti. Gerekirse yine çıkar ortaya.
Ama aynı işlem Türkiye ile Suudi Arabistan'ı düşman haline de getirmiyor. Türkiye, Yemen'de Suud'a dahayakın, İran'a daha mesafeli konumdaduruyor. Ama bunu Suudi Arabistan'ıçok sevdiğimiz için yapmıyoruz. Veya Suudi Arabistan buradan doğan bir ahde vefa duygusuyla Türkiye ile diğer meselelerdeki ayrılıklarını göz ardı edecek değil. Malumunuz, aynı Suudi Arabistan, Yunanistan'ın Akdeniz'de ABD ile birlikte gerçekleştireceği tatbikata F-15 uçaklarını gönderiyor. Yani Türkiye'nin ayağına basmak için hiçbir fırsatı kaçırmıyor.
MISIR'DAN ŞAŞIRTAN MANEVRA
Öte taraftan, son zamanlarda Suudi Arabistan'ın kuklası haline geldiğini düşündüğümüz Mısır bir anda DoğuAkdeniz'de tersine bir manevra yaparakTürkiye'nin tezini kabul ediyor. Bu öylesine bir dönüş ki, bu zamana kadar Doğu Akdeniz'de kurmaya çalıştıkları tüm planlar baş aşağı oluyor. Ama Mısır'la Türkiye'nin de ortak olduğunu söyleyemezsiniz. Daha doğrusu ,Türkiye ve Mısır,Doğu Akdeniz'deki paylaşım dışındaneredeyse hiçbir konuda anlaşamıyor. Tüm bunlar devletlerin saçmaladığıve tutarsız politikalar izlediği anlamınagelmiyor. Aksine devletler, uluslararasısistemin kendilerine sunduğu yenişartlarda bazı alanlarda mecburi istikametleregirmek zorunda kalıyor.
Seçenekler çok geniş değil. Çünkü sistem içinde ciddi bir güvensizlik ve belirsizlik hâkim. Herkes kurtarabildiğinin peşinde ve yalnız kalmamaya gayret ediyor. Ama asıl itibarıyla hepsi yalnız. Ortada kurallarıve işleyişi belirli bir siyaset akışıolmadığı için uzun soluklu ortaklıklarmümkün olmuyor. Eskiden işler kolaydı. Herkes Amerika'ya bakar ve ona göre pozisyon alırdı. Şimdi Amerika'ya bakanlar, ne gördüklerini tarif edemiyor. O nedenle de her konu başlığında farklı tutumlar ortaya çıkıyor. Böyle bir düzlemde iyi bir değerlendirme yapmak için kimin kiminle ortaklık yaptığına değil, kimin hangi olaydan ne kazandığına bakmak gerekir. Türkiye açısından bu değerlendirmeyi yaptığınızda karşınıza iyi bir resim çıkıyor. Öncelikli gündem maddeleri olarak görülebilecek neredeyse tüm başlıklarda Türkiye eli en rahat olan ülke. Çünkü bir önceki dönemde en fazla sayıda güvenlik sorunuyla yüzleşti ve bunlardan güçlenerek çıktı. Türkiye kendi işini kendi görmeyiöğrendi. O nedenle zaten uzunsoluklu ortaklıklara da en az ihtiyaçhisseden ülkedir diyebiliriz.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.