Türkiye düşmanları kervanına Macron da eklendi. Gerçi uzun süredir saçmalama yeteneğini sonuna kadar kullanıyordu ama en azından bunu boş bir demagoji üzerinden yürütmeye çalışıyordu. Şimdi görüyoruz ki, Akdeniz'e kıyısı olan ülkeleri toplamaya başlamış. Aklı sıra Türkiye'yi yalnızlaştıracak ve Akdeniz'de bir Avrupa adı altında Fransız egemenliği kuracakmış. İnsanlar bazenböylesi boyunuaşan işlere kalkışabilir.HeleFransa'da bu işlerbir milli spor olarakda görülebilir.Karşılığı bulunmayan bir böbürlenmesanırım bu tavrı tarif eden en iyi kavramolabilir. Fransa'nın hangi kapasiteyleve hangi nüfuzla bunu yapabileceğinehiç bakmadan saçma bir büyüklükkanaatine dayanarak atılan buadımların sonucu Fransa için hephüsran olmuştur ama ısrarla aynıoyunu oynayan tipler iktidara gelebiliyor.
Macron da bunlardan biri. Ancak bu biraz daha komik ve gayriciddi. Sanırım Erdoğan karizması altında ezildiğinden olsa gerek dönüp dolaşıp lafı Erdoğan'a getiriyor. Şimdi de "Türk halkıyla bir derdimiz yok sorunumuz Erdoğan'la" demiş. Türkiye siyasetine dair zerre kadar fikri olmadığı bu cümlenin kendisinden bile belli. Erdoğan'ın Türkiye siyasetinde neye karşılık geldiğini bilse bu tür bir laf edemezdi.
Ben bu işi Macron'un beceriksizliğine ve çaresizliğine bağlama eğilimindeyim. Pek ciddiye alma niyetinde de değilim. Ama bakıyorum da bu ifade toplumumuzda bir infiale neden oldu. Birkaç laf da biz edelim.
Fakat bence Macron'u öncelikle daha doğru şekliyle tarif etmek gerekiyor. Görüyorum ki bazıları Macron'u Napolyon ve De Gaulle gibi Fransız liderleriyle karşılaştırıyor. Bence son derece yanlış. Macron'a hak etmediği bir paye vermek anlamına gelir. "Küçük Napolyon" deseniz bile bu kendisini fazla büyütmek olur. Macron olsa olsaÜçüncü Cumhuriyet'in son dönemsilik liderlerinin bir benzeridir.
İkinci Dünya Savaşı öncesi Fransa hem siyasi hem de askeri alanda bütünüyle yanlış hesaplara saplanan, gereksiz büyüklenen, ama korkularına engel olamayan buna rağmen de garantör pozu kesen liderlerle doluydu. Çok konuşur az iş yaparlardı. Onlar da Macron gibi önüne gelene garanti anlaşması dağıtırdı. Hiçbirinin karşılığını yerine getiremediği bu anlaşmalarla küçük devletleri Almanya'ya kurban ettiği yetmezmiş gibi hareketsizliği ve hesapsızlığı nedeniyle kendini de savunmaktan aciz kaldı
Trump'ın dediği Amerikalılar gelmeseydi Fransızlar bugün hala "Almanca öğreniyor" olacaklardı. Savaş tarihine dair en sevdiğim laflardan biridir. Almanlarmuharebeleri, İngilizler savaşlarıkazanırmış. Fransızlar ikisini dekazanamazmış. Güvence verdikleriYunanistan'ın da dikkatli olmasılazım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.