Kafatutan, 'Kazanacağım' diyen, rakibi geriye iten ve tüm enerjisini sahaya koyan bir F.Bahçe takımı izliyorduk. Dakika 90 olduğunda Eintracht sadece beş şut çekebilmişti. Eski hastalıktan, korner atarken kapılan toptan gelen ataktan yediler beraberlik golünü de. Yine de birbirleriyle kenetlenmiş, güçlenmiş bir takım görüyorduk sahada. Elbette kazanarak başlamakönemli, keyifli olacaktı. Üstelikbu kadar da hak etmişken. Ama dahadeğerlisi sahadaki oyuncuların vücutdili. Yardımlaşıyorlar, birbirlerine destekoluyor, birlikte sevinip-üzülüyorlarve üretiyorlar. Eğer bir başarı gelecekse,bu takımkarakteri sayesindeolacak. Rossiatamadığı golle veyenilen goldekietkisizliği ile eleştirilebilir.Gençbir oyuncu vedaha öğrenecekçok şeyi var. Onun abileri neler-neleryaptılar. Herkesin aklında Pelkas'ınsahaya atılması vardı. 75 dakika beklendibunun için. Pereira dört oyuncu hamlesiyaptı. Ama bunların hiçbiri taktikseldeğildi. "Yorulduğunu" düşündükleriniçıkardı, düzenle-sistemle veya görevlerlehiç oynamadı.
90 dakikada Pelkas'ın aldığı penaltıda pasın Rossi'den gelmesi de gecenin ironisi olarak kalacak. Pelkas'ın kaçırdığı, Berisha'nın tamamladığı ama VAR'a takılan golümüz de vardı. Son saniyelerinhayal kırıklığı, Pelkas'ın travmasıoldu. Eintracht'ın düştüğü ofsayt sayısı, Fenerbahçe'nin defans "beşlisinin" uyumu ile de ilgili. Hattı bozmadan rakiplerini tek tek tuzağa düşürdüler. Ama ön taraf kendi düzenini kuruyor. 10'dan fazla şuta, Mesut gibibir "yönetmene" rağmen, hâlâ orada boşa kaçana top kullanılmıyorsa, kulaklar çekilmeli. Yeni ve genç bir takımın, kendisini Avrupa tartısında görmesi, elindeki galibiyeti kaçırması, rakibini kilitlemesi ve çekinmeden-korkmadan öne koşması gecenin güzelliği… İyi, daha iyi olacaklar.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.