İlk yarılar bittiğinde herkes birbirine "bir mucize olur mu?" diye sordu. Zirvedekiler öne geçememiş, Fenerbahçe tek şutla bitirdiği 45'te mağlup olarak soyunma odasına gidiyordu. Topun sahibi olmasına rağmen skorun sahibi olamayan üç takımın da, kaderini değiştirmek için neler yapacağını bekliyorduk. Beşiktaş ve Galatasaraybeklediğimiz gibi geldilersahaya… Dakikaları kazanmak için didinerek geçiriyorlardı. Fenerbahçe ise…
Yazılacak-konuşulacak çok şey var. Son maçta aslında geçen 39'unda neden istenilen olmadığını kopyakağıdı gibi koyuyorlardı önümüze. Yine bekler kademe hatası yapıyor, yine orta sahada Sosa topu kaptırıyor, yine penaltı kaçıyor vs…
Bu maçların ana fikri; "Taktik-maktik yok" şeklindedir. Sivas maçı da böyleydi, Kayseri'de de aynı ruh durumu söz konusuydu. Finalin fikrinde teknik adamın sahaya sürdüklerinin, başka şeyler yapması, sorumluk alması vardır. Nasıl ki Babel tecrübesiyle, Ghezzal "yıldız" özelliği ile sonuna kadar zorluyor, Fenerbahçe'de yıldızını yaratmalıydı bu maçlarda… Yoktu… Ama Fenerbahçe'nin penaltısınaVAR'dan "ofsayt" incelemesiyapılması da ilginç. Alanya maçında ekran başındaki Halil Umut Meler ofsaytı vermişti. Hücum oyuncusunun dokunmadığı top öncesinde yine penaltı yapıldı. VAR karşımıza çizgi ile geldi. Kuralı hatırlatalım; oyuncu topa dokunmadan ofsayt gerçekleşmez. Eğer pozisyon gol ise aktif-pasif incelemesi yapılır. Aynı yorum hatası bu kez "aynı hiza" fotoğrafıyla atışa dönüştü.
Sezonu domine eden, eksiklerine, sıkıntılarına rağmen en keyifli futbolu oynayan Beşiktaş'tı, şampiyonluğuda kazandı. Lig tarihinde ilk kezikinci olan bir takım; Galatasaray,"başarılı" olmayı başardı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.