Karanlık tünelden, GÜNEŞ'li günlere Beşiktaş'ın şampiyonluk öyküsü uzun metrajlı bir sinema filmi gibi.. Kulübün kapısına alacaklıların dayanmasına varacak tıkanıklıkların yaşandığı buhranlı günlerden, AŞK ve FEDA ile çekilen CEFA ile çıktı Beşiktaş. Her geçen gün yükselen umutlarıyla birlikte inşa ettiği Vodafone Arena'da kazandığı şampiyonlukla da SEFA dolu günlere kanat çırpmaya başladı.
Ancak CEFA-VEFA-SEFA süreci kolay geçilmedi. Yorulmuş kulüp, yıpranmış sinirlerin döngüsünden camianın gücü, başkan Fikret Orman'ın cesareti ve aldığı radikal kararlarla çıktı. 2 Haziran 2013 tarihi Beşiktaş için dönüm noktalarından biriydi. İç ve dış krizlerin karabasan gibi Beşiktaş'ı sardığı bir ortamda İnönü Stadı'nı törenle yıkmaya başlayan Fikret Orman için
"Stadı yıktı, yapamaz... Bu stat bir daha yapılamaz... Beşiktaş girdiği karanlık tünelden kolay kolay çıkamaz" diyenlerin sayısı hiç de az değildi. Ancak Beşiktaş'ın gücünü, camiasının dinamiklerini iyi bilen başkan '
FEDA' diyerek kenetlenmeyi sağladı. Karanlık tünelin sonundaki Güneş'i vadetti. Bütün gelirleri temliklenmiş, bankalarda kredibilitesi tükenmiş, ödeme akışı kilitlenmiş bir kulüp için yeni stat ve Vodafone Arena ile kendisine döngüyü sağlayacak ekonomik kaynakları sağladı.
"Bankalar tıkanmışsa camiamız var" diyerek bitip bitmeyeceğine dair bahis oynatılan yeni stattan 144 loca ve 20 bine yakın kombineyi 3 yıllık süreli satışla nakite dönüştürdü. Bir taraftan stadı yaparken diğer taraftan yeni ve genç bir takım inşa etti. Bu yan yana mümkün olacak bir durum değildi.
GÖÇEBE KUŞ KARA KARTAL
Kartal göçebe olmayı göze aldı. G.Saray ve F.Bahçe statlarını ezeli dostlarına açmazken Kartal, göçebe kuşlar gibi Osmanlıspor, Konyaspor, Başakşehir, Olimpiyat hatta Sarıyer'in statlarında oynamak zorunda kaldı. Geçtiğimiz yıl Galatasaray'a kaptırılan şampiyonluk umutları sarstı ve Güneşli günleri geciktirdi.
"Son maçları Vodafone Arena'da kendi evimizde oynasaydık 2014-2015 şampiyonluğunu kaybetmezdik" diyen Fikret Orman son bir yıl bütün planlarını stadın lig bitmeden tamamlanması üzerine kurdu. Bu süreçte stat isim hakkı, forma sponsorluklarıyla 170 milyon dolarlık kağıda dökülmüş bir gelir kalemi de oluşturan Beşiktaş yönetiminin sezon başı yapacağı en önemli iş, West Ham'a giden Bilic'in yerine takıma doğru bir teknik adama teslim etmekti. Çinlilerin 13 milyon Euro verdiği Demba Ba'nın yerini doldurmak, başta stoper olmak üzere takıma yeni ve tecrübeli yıldızlar kazandırmaktı en önemli konuydu.
***
Oylar Denizli'ye görev Güneş'e
Yönetim sezon başı Şenol Güneş'le ilgili tarihi bir yanlışın eşiğindeydi. Herkes hoca kim olsun sorusunun cevabını ararken Fikret Orman geçen yıl son haftalarda futbolcularla Bilic arasındaki duygusal kopuşları dikkate alarak ilginç bir hamle yaptı.
"Önder Özen ve yardımcılar verimli olamadı" diyerek önce eski bir futbolcuyu yardımcı
antrenör olarak seçti:
Tamer Tuna… Beşiktaş'ın
100. Yıl kadrosunda yer almış Çanakkale'de
teknik adamlık tecrübesi yaşamış
ve Sergen Yalçın'la iyi işler çıkarmış Tuna ile
anlaşma yapıldı. Teknik direktör arayışlarına
Tuna da dahil edildi. Yerli/yabancı birçok
teknik adamın ismi yönetimin masasındaydı. Mustafa Denizli, Şenol Güneş, Abdullah Avcı, Rıza Çalımbay ve Schalke'yi UEFA şampiyonu yapan Hollandalı Huub Stevens…
Bursaspor'la kupa finaline çıkacağı için görüşmeyi kabul etmedi ama
"Şartlar oluşursa engel yok" hissini verdi. Güneş'ten çok yönetimde
"Bilic'ten sonra yerli olsun, zaman kaybı olmasın, o da Mustafa Denizli olsun" fikri çoğunluktaydı. Lucescu, Orman tarafından bizzat aranmış olumsuz cevap alındığı için listeden hemen çıkarılmıştı.
7 HAZİRAN… Başkan, teknik direktör konusunu karara bağlamak için yönetimi topladı. Herkesin fikrini sordu. 1 kişi Abdullah Avcı diyordu. 2 kişi Rıza Çalımbay. Başkan fikirleri alırken Denizli'yi isteyenlerin sayısı 7'ye çıkmış ve çoğunluk rakamına ulaşılmıştı. Takımla 1 yıldır beraber olan Mete Vardar ile Erdal Torunoğulları
"Yerli olacaksa Şenol Güneş olsun. Bizi başarıya o götürür" dediler. Kararsızlar da vardı. Gözler başkandaydı. O çoğunluğun sesini dinlemek yerine tavrını Güneş'ten yana koydu.
"Mustafa Denizli ile ilk göreve geldiğimizde Erol Kaynar'ın ofisinde bir araya geldim. Beşiktaş'ın sana ihtiyacı var' dedim. Gelmedi. O gün bizimle olmayanı bugün de ben istemiyorum. Tanıdığımız, bildiğimiz biri olmalı. Kaliteli, başarıya aç bir isim şart. O da Şenol Güneş'tir" dedi. Güneş'li günlerin en önemli adımı atıldı.
YARIN:
Van Persie'den Gomez'e nasıl dönüldü?
Güneş'ten Quaresma'ya nasıl vize çıktı?
Oğuzhan, Lazio'nun kapısından nasıl döndü?