PANDORA sızıntısı, ABD ile yaşanan gerilimin devam etmesi, küresel ekonomik durgunluğun gelip kapıya dayanması, Suriye'deki terör tehdidi, içerideki siyasetin SUİKAST şüphesiyle tansiyonu yükseltmesi, Yunanistan'ın Fransa'yı yanına alarak Akdeniz'deki çekişmeyi devam ettirmesi gibi onlarca gri alan var!
Sloganlar arasında gidip gelen bir tenis topu misali bir sağa bir sola bakıyoruz... PANDORA'danbaşlayalım. Kısa kısagidelim...
Eğer büyük istihbarat örgütü ya da örgütleri yoksa kimse gidip bu belgeleri ele geçiremez.
Böylesine büyük bir koordinasyonu yapamaz.
Belgeleri sızdıran akıl haliyle TÜRKİYE'yi de pas geçmedi. Pek çok isimden söz edilmekte...
Turgay Ciner'den Mehmet Ali-Arzuhan Doğan Yalçındağ'a, Burak Öymen'den Hüsnü Özyeğin'e, İnanİpek Kıraç'tan Ahmet- Zeynep Kocabıyık'a, Halit Narin'den Aysun Kibar'a kadar... Sızıntıların doğru olup olmadığıyla ilgilenmiyorum. ABD'deki bir odak İNGİLTERE merkezli para akışlarına itiraz ediyordu. Türkiye'yi de içine alıp zenginlere "Ben Erdoğan'ın rotasını belirlemek için mücadele ediyorum. Siz ise başka işlerle uğraşıyorsunuz.
Bu parayı size yedirmem" diyordu. Hem OFFSHORE'dan çıkıp BITCOIN'le kendilerine gelmelerini hem de içeride pozisyon almalarını istiyordu.
Devam...
Suriye sınırında görev yapan üst düzey askerlerle konuştuğunuzda aşağı yukarı şunu duyarsınız!
Bir sorun karşısında ABD'liler'e gidiyoruz, "Ruslarla konuşun", Ruslar'a gidiyoruz "Amerikalılar'la çözün" diyor... Kağıt üzerinde mücadele eden iki büyük gücün top çevirmesi yani...
Ankara'nın Washington'la pek çok anlaşamadığı nokta var. Sır da değil.
S-400 öne çıkan figür oldu... Başkan Erdoğan, BM zirvesi için gittiği New York'ta CBS'e konuştu.
Erdoğan, "ABD terör örgütleri YPG/PKK'ya silah yardımı yapıyor, bu yardımın sona ermesi gerekiyor" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin S-400 alımı karşısında ABD'nin tutumuna ilişkin soruya da, "Ona karışamaz.
Patriot vermezseniz başka ülkeden alacağım savunma sistemine müdahale edemezsiniz..." cevabı verdi. Net ve açık...
İspanya'da Almanya'da varken neden PATRIOT bize verilmiyordu.
Bizim Suriye'ye, Irak'a, Yunanistan'a, Ermenistan'a, İran'a karşı PATRIOT kullanmamıza gerek var mıydı? Sanırım yoktu!
Peki neden verilmiyordu?
Anlamadığım burasıydı!
Acaba "RUSYA'ya karşı kullanmayalım" diye olmasın! Bölgede bize rakip olabilecek başka bir unsur var mı? Bilemedim!
Sizce?
ABD Başkanı Biden da YPG'nin DEAŞ'a karşı önemli bir güç olduğunu birlikte mücadele verdiklerini aktarıyordu... Yani YPG'ye silah yardımının DEAŞ nedeniyle sürdüğünü ilan ediyordu. Müttefik olarak YPG'yi görüyorlardı.
Tam bu zaman diliminde Türkiye hem F-16 satın almak hem de eldekilerin modernizasyonunu yapmak için ABD'ye mesaj yolluyordu.
Washington uçak satar mı?
Uçurduklarımıza bakım yapar mı? Bilmiyoruz.
Ancak 2013'ten bu yana ABD'nin Türkiye'yi ısrarla kendisinden UZAKTUTMA politikası uyguladığı ortada.
Hiçbir sorunun çözümünden yana değil.
Bunun sonucunda Rusya'ya yaklaşan bir Türkiye fotoğrafı var.
Tam bunlar konuşulurken ilginç bir haber ajanslara düştü! Irak Başbakanı Mustafa el- Kazımi, DEAŞ'ın eski lideri Ebubekir el-Bağdadi'nin yardımcısı ve örgütün "mali işler sorumlusu" olarak bilinen Sami Casim'in yakalandığını duyurdu. CASİM ülke dışında ele geçiriliyordu. SOĞUK CÜZDANINDAyüz milyon dolarbulunmaktaydı. BITCOIN'i tercih etmişti yani... Ancak işin bizi ilgilendiren tarafı bu değildi!
Iraklı askeri yetkililer SAMİCASİM'in TÜRKİYE'deyakalandığını sızdırıyordu!
Bir akıl, bir el, DEAŞ ile Türkiye'yi yan yana getiriyordu! Tam da F-16 pazarlığı başlayacakken, Biden ile Erdoğan bir araya gelecekken...
Türkiye zor bir coğrafya olduğu için tartışma bitmiyor tansiyon düşmüyordu... CHP lideri Kılıçdaroğlu "Siyasi cinayetler konusunda kaygılarım var" sözleriyle yeni bir tartışmayı başlattı. İYİ PARTİ de topa girdi. Koray Aydın "Siyasi suikastlar yapılacağı yönünde bizim da aldığımız duyumlar var" diyerek korkuyu büyüttü... Sonra AK PARTİ de haliyle cevap verdi... Siyasi cinayetler sözünü en son MİT eski Müsteşarı Emre Taner'den duymuştuk!
15 Temmuz için Meclis Araştırma Komisyonu'na konuşan Taner şunları söylemişti: "Darbe girişiminde başarısızlık olursa arkasından suikast gelir. Tek enstrüman odur.
Darbe zor iştir. Suikastlara dikkat etmek gerekir. Eski tecrübelerime binaen bunu söyleyebilirim. Suikastlar son derece önemlidir, güvenlik son derece önemlidir..." Bu sözleri hatırlayınca ve üzerine de Kemal Bey'in kaygısını ekleyince Allah göstermesin böyle bir adımdan kaybedenin sadece TÜRKİYE olacağı açıktır... Dahası siyaseten Başkan Erdoğan'ı aşındırır... Türkiye kendi çıkarı gereği özgür bir rotada... Çıkarlarına göre DOST seçmekte. Bu da rahatsızlık vermekte.
Israrla TÜRİYE'nin yerini konumu bildirmesi istenmekte. ABD bunu göremeyince aradan çekilip RUSYA ile yakınlaşmanın önünü açmakta... Uzaktan bakınca tablo böyle... Bu nedenle hem SURİYE'de hem AKDENİZ'de çok dikkatli olunmasında büyük fayda var... Suriye operasyonları nedeniyle ABD'den "NATO'DANÇIKARALIM" seslerinin yükseldiğini hiç unutmayın!
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.