ABD gibi büyük güçler, kararları BAŞKANLARA bırakmaz.
DERİNLERDE alınan kararların açıklanması ya da sunumu BAŞKANLARA verilir.
Böyle binlerce örnek vardır. Başkanlar kişisel olarak başka DENGE isteyebilir.
Doğaldır da. Ancak hayata geçmesi başka bir gücün elindedir...
Şu an ABD, İngiltere'yi yanına alarak, Londra'nın eski bakiyelerini canlandırarak AVRUPA'yı tasfiye planı uygulamakta.
Avrupa bizim için tarihi bağları ve derin ilişkileri taşıdığı için işin ucu sonunda gelip bir şekilde bize dayanacaktır.
Çünkü TÜRKİYE bu mücadelenin tam merkezinde yer almaktadır. Konumu gereği uzak kalamayacağı bir mücadelenin merkezindedir...
Olacaktır...
Hatırlayanlar olacaktır.
2018'in Nisan'ında Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron Washington'a gitti.
Trump'la çok samimi pozlar verildi. First Laydler'in de katıldığı bahçedeki çekimler harikaydı. Şıklığın konuşulduğu fotoğraflarda çok sık olmayan bir şey gerçekleşiyor ve iki lider BEYAZ SARAY'ın arka bahçesine FİDAN DİKİYORLARDI... Bu sembolik olarak da olsa çok önemliydi. Fransa, ABD'nin kuruluşunda vardı. Savaşlarında vardı.
Trump, Fransa'ya sempati de duysa Macron'la birlikte bunu hayata geçirmek için FİDAN da dikse ertesi gün o fidan oradan çekilip alınıyordu. Yeşermesi beklenen fidan, ortadan kayboluyordu... Yani ABD'nin yürüyeceği yol BAŞKAN'a bırakılmıyordu.
Devam... ABD'nin Avrupa ile ilgili düşüncesini Macron çok iyi biliyordu. Ve ön alıyordu... Tarihler 2017'yi gösterirken Macron Paris'teki Sorbonne Üniversitesi'nde 100 dakikalık bir konuşma yapıyordu.
AVRUPA ORDUSU FİKRİNİ ORADA İLAN EDİYORDU.
Haliyle bu konu orada kapanmıyordu.
Macron'un Almanya Parlamentosu'nda yaptığı konuşma, daha etkili ve daha derindi!
Macron "Avrupa'nın dünyayı kaosa sürüklenmekten alıkoyma yükümlülüğü var.
Avrupa büyük güçlerin oyuncağı olamaz" diye haykırıyordu. Fransız lider, AVRUPA ORDUSU'nun ABD'ye olan bağımlılığı azaltacağını dile getiriyordu. Ve noktayı şöyle koyuyordu:
"Bizi engellemeye çalışan birçok güç var, tartışmalarımıza karışıyor, liberal demokrasilerimize saldırıyor ve bizi birbirimize düşürmeye çalışıyorlar. Bu küresel düzende gücümüzün birliktelikten geldiğinin farkında olmalıyız..."
Merkel de söz alarak destek veriyordu: "Bir kavşakta olduğumuzu söylediniz... Ben de tam olarak bunu görüyorum..." Buna uzaktan bakıldığında Fransa'yı konuşturan ALMANYA'dan başkası değildi.
Akıl ve güç onlardaydı.
ABD'nin İngiltere ile birlikte KÜRESEL DÜZLEMDE kurduğu oyunu görüyordu.
Çare arıyorlardı. En önemli çarelerden biri TÜRKİYE'ydi! Ancak onlar kapıyı çoktan kapatmışlardı. Ve Türkiye başka eksende yürüyordu...
Avurpa'da derin gündem ORDU'ydu!
Askersiz silahsız adım atılamayacağını artık görüyorlardı. Ve bir şekilde bu ORDU kurulacaktı. ABD'nin Afganistan'dan ansızın kimseye haber vermeden çekilmesi, AVRUPALI BAŞKENTLERİ bu noktaya taşımıştı.
Hem Merkel hem de Macron, Biden'ın Afganistan'dan çekilme sürecinde kullandığı "ABD artık ülkeleri yeniden yaratmak için asker göndermeyecek" ifadesi ile Trump'ın "Önce Amerika" sözlerini, birbirinden ayrı değerlendirmiyordu.
Libya'ya giden bir Türk gemisinin önünü kesen FRANSIZ DONANMASI üzerine tansiyon fırlıyor ve NATO işin içine giriyordu. Fransa AKDENİZ'deki her meselede Türkiye'nin karşısında tutum izliyordu. Yunanistan gerilimi tırmandırıyor, PARİS onlarca savaş uçağı yolluyordu.
Hemen! Alman fırkateyni Türk gemisini basıyor, arama yapıyor olay yine NATO'ya taşınıyordu. Aslında ABD AVRUPA'nın ORDU KURMASINI
TETİKLEYECEK eylemlerde bulunmaktaydı.
AVRUPA da Türk gemileri üzerinden NATO'yu test ediyordu.
"NATO'nun beyin ölümü gerçekleşti" sözü önemli bir çıkıştı! Söyleyen Macron olsa da Merkel de buna katılıyordu!
ABD, orta ve uzun vadede ORDUSU olan AVRUPA'nın, İngiltere'nin başına iş açacağını da düşünmekteydi.
Avrupa'daki gerilimin bütün başkentleri etkileyeceğini hesap etmekteydi. Çin'i de...
O gün gelinceye kadar İPEK YOLU üzerinde İNGİLTERE'yi yanına alarak gidecekti.
Türkiye'nin İngiltere ile yakınlığı, Avrupa'nı kimyasını bozacaktı.
Ki bu başladı zaten...
Hep yazdığım gibi Türkiye'yi yanına alan soluğu Asya'da Afrika'da Ortadoğu'da alırdı.
Kavga da buydu!
Avrupa pes etmeyecektir.
Ellerinden gelen basıncı uygulayacaklardır... İlk hedefleri yine Erdoğan olacaktır. Ve her şartta gidişatı değiştirmek için geleceklerdir... İç siyaseti de böyle okumanızda fayda var...