ÖNCEKİ gece herkes gibi ben de çok üzüldüm. İtalya karşılaşmasından sonra bir umuttu GALLER...
Çıkacağız, yeneceğiz yolumuza devam edeceğiz...
İsviçre sadece bir istasyondu!
Onu da aşıp yukarılara tırmanacaktık.
İstekler, hayaller böyleydi.
Ben de kalbimin bu sesine kulak veriyor ve heyecanlanıyordum.
Oysa aklım bambaşka şeyler söylüyordu.
Yazı işleri toplantısında "Galler'i yenmeşansımız yok. Üzülentaraf olacağız" diyor ve tahminimi ortaya koyuyordum.
Maç saati geldiğinde ve başlama vuruşu yapıldığında olacak olanı görüyor ve sakin bir tavırla karşılaşmayı izlemeye devam ediyordum.
Aslında bu yazıyı İTALYA'dan 3 gol yedikten sonra da yazabilirdim.
Bekledim...
Aklımın "Değişen birşey olmayacak" ısrarınarağmen...
Hemen hemen bütün spor dallarında olduğu gibi FUTBOLDA DA bize ait bir YAZILIM,ALGORİTMA, PROGRAM YOK...
Her şeyde olduğu gibi duygusal tepkilerle, karşı çıkışlarla yürümek istiyoruz.
Oysa bu olur!
Ancak modelin, sistemin, yazılımın, programın algoritmanın karşısında bozuk saat misali tarihte bir ya da iki kez doğru olur!
Asla devamlı bir başarı elde edilemez... Bir kez çektiğimiz kuraların da yardımıyla DÜNYAÜÇÜNCÜLÜĞÜ bir kez Galatasaray'ın UEFA şampiyonluğu...
Dahası olmaz.
Mümkün de değil...
Futbolu futbolun içinden gelmeyenler yönetmeye devam ettiği sürece bu değişmeyecek.
Bakın! Son örnek Thomas Tuchel... 3. Lig oyuncusuyken 25 yaşında sakatlandı. Futbolu daha doğrusu oyunculuğu bıraktı. 26 yaşında Stuttgart'ta teknik direktörlük eğitimi almaya başladı. Futbol oynadığı dönemde spor bilimi ve İngiliz dili-edebiyatı öğrenimi görüyordu.
Futbolu noktaladı. İŞYÖNETİMİ OKUDU.
2006 yılında Alman Futbol Federasyonu'na ait HannesWeisweiler Akademisi'nde antrenörlük eğitimini mükemmele yakın olan 1,4'lük not ortalaması ile tamamladı.
Yetmedi! PROFESÖRLAKAPLI RalfRangnick'in yanındayardımcılığa başladı... ALTYAPIDA TABİİ ...
Orada bir ışık saçmayan yukarıda olamıyordu zaten!
Bizimle yakından uzaktan alakası yoktu ancak sistem orada böyleydi!
Çıraklığını yapmadığın bir işin ustalığını yapamıyordun!
Şimdi burada alınan paralara, ödenen ikramiyelere, verilen primlere, girecek değilim.
Ödenen ile alınan sonuç arasındaki UÇURUMA değinecek de değilim.
Bizim dışımızda böyle bir örnek de yok.
Tuchel, PSG'nin başındaydı devamlı yukarı çıkıyordu. Tıpkı aynı ekolden olan Jürgen Klopp gibi...
Bıraktı, sezonun ortasında CHELSEA'ye gitti. İddiası olan bir takım değildi. Ancak YAZILIM yerine oturuyor ve takım Şampiyonlar Ligi KUPASI'nı kaldırıyordu...
Kazanan Tuchel'in takıma getirdiği ALGORİTMAYDI.
Yani Matematik. İçinde matematiği olmayan hiçbir şey yaşamazdı.
Bunu biliyordu!
Futbol sahası ortalama 7140 m2'ydi!
İşte bu alanı kendisine ait yazılımla parselliyor ve kimin nerede ne zaman yapacağına karar veriyordu! PİKSEL PİKSELher futbolcunun görevinibelirliyor ve program gereğiTAKIMIN birlikte hareketetmesini hatasız bir şekildesağlıyordu.
Bizde ise bunun tam tersi oluyordu! Altınordu Başkanı'nın geçtiğimiz günlerde güzel bir röportajı vardı. "Artık ağzım yandı.
Bizim kulüplere oyuncu vermek istemiyorum. Berke ile Barış'ı Fenerbahçe'ye verdim. Kimse destek olmadı çocuklara. Çağlar Söyüncü'yü Freiburg'a verdik. İlk aylarda çok hatalar yaptı. Biz de inanamadık. Ama Alman teknik direktör Christian Streich Çağlar'a inandığını, onun öğrenmeye çok istekli olduğunu ve gelişeceğini söyledi. Şimdi Leicester'da başarıyla oynuyor.
Futbola bakış açımızı değiştirmeliyiz..."
Galler'e yenildiğimiz maçtan sonra ROMA'da İtalya İsviçre'yi ağırladı.
Biden ile Putin İSVİÇRE'de yeni KÜRESEL YAZILIM için buluşuyordu.
İtalya'nın İsviçre'yi yendiği maçtan önce Roma Olimpiyat Stadı yakınlarında büyük panik yaşandı.
Bomba yüklü bir araç tespit edildi. Çalıntı otomobille ROMA havaya uçurulacaktı.
Aracı oraya yollayanlar "BU KEZPATLATMADIK" mesajı veriyorlardı. İTALYA, İsviçre'yi de bize uyguladığı tarifeyle 3-0'la geçse de İPEK YOLU'ndan çıktıkları için hedef oluyorlardı! İPEK YOLU futbol sahasının içinden geçecekti... AZ KALSIN!
Nereden nereye geldik...
Sonuç... VERİLER DEĞİŞMEDİĞİ SÜRECE SONUÇ DEĞİŞMEZ.
Bunu görmezden geldiğimiz sürece üzülmeye devam edeceğiz.
Alt yapıdan futbolcu gelmediği gibi hoca da gelmiyor!
Sahi kaç hoca bizden AVRUPA'ya gitti büyük takım çalıştırdı!
Gidip kalabilen ve başarı yakalayan var mı?
Niye olsun ki hayat burada çok güzel...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.